DERGİMİZDEN

Resmi tarihte unutulsalar, unutturulsalar da faşizme karşı mücadelede kadınlar tüm yok saymalara karşı varlar. Bu kadın kahramanları yokmuş gibi göstermek tarih çarpıtıcılığından başka bir şey değil.

Kadınlar Ülkesi 1915’te yazıldı; kitap olarak 1979 yılında yayımlandı. Ataerkinin ağırlıkta olduğu ütopya yazını, Charlotte Perkins Gilman’ın ütopyasıyla yeni bir bakış açısı kazandı.

Kadınlar düyanın dört bir yerinde, baskıcı iktidarlara, artan kadın cinayetlerine, haklarına saldırılara karşı sokakta.

Dergimizin geçen sayısında kadınlarla Bergen filmine giden Ayşe, film sonunda bizimkilere tanıdık avukat soruyordu, aranan avukat bulundu, kadın dayanışması korundu…

Bir kolajen furyası aldı başını gidiyor, peki nedir bu kolajen? Kolajen azalınca ne olur? Hangi besinlerde var? Kullanımda nelere dikkat edilmeli?

Bilim alanında kadınların başarılarını küçümseme ve erkek meslektaşlarına atfetme durumunun altında yatan en önemli etmenlerden biri toplumsal cinsiyet rolleri ve kadınlara yönelik kalıp yargılar.

Savaştan sonra İngiltere’de dünyanın ilk modern sivil hemşire okulunu açan Florence Nightingale’in 12 Mayıs’taki doğum günü Dünya Hemşireler Günü olarak kutlanır.

İşimiz çok… Hep çok olacak… Ama bugün, dünden farklı… Direnişler dağıtıyor umutsuzluk iklimini, umutsuzluğa karşı tek çarenin mücadele olduğunu gösteriyor işçi sınıfı.

Önümüze konan, karşımıza çıkan tüm bu engelleri aşmak için atalım adımlarımızı, 1 Mayıs’a giderken engelleri bilerek, bunlar karşısında durma cüretini kız kardeşlerimizin ellerinden tutarak gösterelim

Mücadele sadece patronlara karşı değil, kapitalist sınıfın bir uzantısı haline gelen sendikal bürokrasiye de karşı!

Ankara’da belediyelerde farklı sendikalarda örgütlü kadın işçilerin anlattıkları sendikalarda kadın işçiler olarak sözünü söylemenin, sendikalarda temsil edilmenin zorluğunu ortaya seriyor.

Sağlık iş kolunda taşerondan devlete geçen kadın işçiler, çalışmanın arattığı özgüveni, kadınların yan yana gelme olanaklarını artırarak mücadelenin gücüne dönüştürebileceğimizi gösteriyor.

Yılgınlığa düşmüş arkadaşlarıma seslenmek istiyorum; yeter ki biz birbirimize ve taleplerimize sahip çıkalım!

Seyhan Belediyesinde Genel-İş’te örgütlü bir kadın işçi, sendika ve belediye yönetiminin işçinin harekete geçmesinin nasıl önüne geçtiğini anlatıyor.

İşten çıkarılan işçiler, direnişle içeri soktukları sendikanın arkalarında durmamasının hayal kırıklığını yaşıyor. İşten çıkarılan Ayça ve Xiaomi'de çalışmaya devam eden işçi kadınlar anlatıyor...

Eğer örgütlü olunan bir sendika varsa işçinin yanında durmalı. Eğer durmuyorsa da sizin de bizim de bugün ki mücadelemiz hem sendika bürokrasisine hem de patrona karşı olmak zorunda.

Özel eğitim kurumlarında çalışan genç bir eğitim emekçisi, okulun ek zam vermek yerine öğretmenleri işten çıkarmakla tehdit etmesine karşı iş bırakma ve sendikalaşma deneyimlerini paylaşıyor.

Genç kadın işsizliği artarken; üniversite öğrencileri ise faturalar, ulaşım ücretleri, barınma giderleri gibi yükler nedeniyle part time adı altında esnek, güvencesiz, düşük ücretlere çalışmak zorunda

Hukuk bürosunda adaletsizlik olur mu diye soramıyoruz bile çünkü, bir büro çalışanının anlattıkları işsizlik kaygısının adaletsizliklere rağmen orada çalışmaya devam etme zorunluluğunu ortaya seriyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halka 4020 liralık ‘şifa tabağı’ önerdi önermesine de değil 4020 lirayı, karnını doyuracak ekmeği zor bulan Hayriye, Leyla ve Neslihan ne diyor bu işe bir bakalım…
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.