Bir masada tek başıma, elimde birkaç öğrencimden gelen mektupla oturuyorum. Bu kez çiçeği burnunda olanlar onlar, çiçeği burnunda üniversite öğrencisi hepsi. Çok mutlular istedikleri bölümlere yerleştikleri için, hayallerine giden yolda ilk adımı atmışlar. Ama mutlulukları kısa sürüyor çünkü var olan gerçekliği kapı dışarı edemiyorlar tercihler açıklandıktan bir süre sonra. Günümüz Türkiye’sinde genç birer kadın olarak farklı şehirde üniversite kazanmış olmak onlar için pek çok sorunu da beraberinde getiriyor. Öfkeli, kaygılı ve tedirginler… Nasıl barınacaklar? Nasıl geçinecekler? Nasıl yaşayacaklar? Bu sorulara kısa vadede içlerini ferahlatacak bir cevap veremiyorum. Ama farkındalar ki geleceği beraber değiştirebiliriz.
Tüm o sıraladıkları sorunlara rağmen “sevgilerle” diyerek bitiriyorlar yazılarını. Kalpleri çiçek gibi çünkü. Şimdi buraya o mektupları iliştiriyorum. Şairin “Buraya bir inanç, bir inat koydum. Tut ki unuttun tekrar bak, o inat neyse sen osun” dediği yerden…
MÜŞTERİ DEĞİL ÖĞRENCİYİZ!
Merhaba. Ben 19 yaşında, şehir dışında üniversite kazanmış genç kadın öğrencilerden biriyim. Kazanma sevincimin önüne geçen birtakım kaygılar var. Ülkenin geleceği olan biz gençler üzerinde geçim yükü söz konusu. Yaşadığımız şehirde okumak bile ateş pahası, aileden uzak bir şehirde okuma çabası göstermeyi saymıyorum bile. Maddi sıkıntı içinde yaşayan, asgari ücretle geçinmeye çalışan ailelerin zorluğunu görmezden gelen devletin, gündeme almadığı sorunlar var; yurt, ev, barınma, beslenme gibi… Bu sıkıntıları görmezden gelmeye yönelik gündemler değişmeli, gelecek umutlarımız ekonomik sıkıntılarla söndürmemeli. Okuyarak ailesine, en çok da kendine yararlı insan olabilecek biz gençlerin en son düşünmesi gereken ekonomi, eğitim hayatımızdan vazgeçme noktasına getiriyor bizi. Öğrencilerin bir müşteri gibi kazanç kapısı olarak görülmelerine son verilmeli, gelecekte işsizlik sorunlarıyla baş başa kalmalarının önüne geçilmeli. Sevgilerimle.
BU SİSTEMDEN MEMNUN DEĞİLİM VE OLMAYACAĞIM!
Öncelikle merhaba. Bu mektubu yazıyorum çünkü değişmesi gereken birçok şey var. Bu sene üniversiteye yerleşen öğrencilerden biriyim. Yerleştiğime elbette memnunum ancak kaygılarım ve korkularım var. En başında elbette barınma ve geçim sıkıntısı geliyor. KYK yurdu başvurusu yapan öğrencilerden biriyim, kontenjanın artırıldığını herkes gibi ben de sonradan öğrendim. Yurt çıkacak mı çıkmayacak mı bilmezken 6-8 kişilik odalarda ne kadar verim alabilir bir öğrenci merak ediyorum. Haydi bir şekilde üniversite bitti, mezun olduktan sonra iş bulamama gibi durum da var. Sonuç olarak bu uzun bir maraton. Emeklerimizin çöp oluşunu izlemek için çabalamak istemiyoruz. Hâliyle bu da bizi bir bunalıma sürüklüyor. Üniversite öğrencisi olan, mezun olup işsiz kalan ve buhran yaşayan bir sürü insan var, bunlar gündeme bile doğru düzgün gelmiyor, her şey güllük gülistanlıkmış gibi davranılıyor. Gençler olarak değişmesini istediğimiz o kadar çok şey var ki. Geleceğimiz başka insanların elleri arasında. Biz kendi geleceğimizi kendimiz inşa etmek istiyoruz ama bu fırsat yeterince bize verilmiyor. Torpil desen kol geziyor. Ben bu sistemden memnun değilim ve olmayacağım. Umarım daha güzel günlere çıkabiliriz. Bunu yürekten istiyorum. İnsanların bu denli yargılanmadığı, geleceği hakkında kaygı duymadığı konforlu bir yaşam istiyoruz. Sevgilerimle.
GENÇLER NEDEN GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALIYOR?
Merhaba. Öncelikle bu mektubu kendim için ve bu eğitim sisteminde okuyan tüm öğrenciler adına yazıyorum. Eğitim şartlarının çok yüksek maliyette olduğu bu dönemde “Nasıl okuyacağım, okulum bitince işsiz kalacak mıyım?” gibi birçok kaygı ile yazdığımı bilmenizi isterim. Bu sene yapılan yerleştirmelerde uygulanan puan-sıralama uçurumuna ve vakıf üniversitelerine talep çok olsun diye barajın kaldırılmasına rağmen deneme amaçlı olmasa da bu sınava girdim. Geleceğim hakkında endişeliyim. Burs ve yurt konusunda sıkıntı çeken öğrencilerden biriyim. Asgari ücret alan çekirdek ailenin bir evladını okutmak isteyip de bu ekonomik kriz döneminde aileleri zora sokan bu devletten de şikayetçiyim. Evet, eğitim hakkımız var fakat bu dönemde bu haklarımız harici başka haklarımızın da elimizden alınmasına karşıyım. Çözüm üretilmedikçe bu devlete yararı olacak her bir gencin göç edip başka ülkelere yararlı olmasına neden engel olunmadığı sorusuna cevap arıyorum. Otobüs bilet fiyatları, yurt fiyatları, yeme içme fiyatlarındaki artış sebebiyle çoğu öğrenci okumakta güçlük çekiyor. KYK yurtları fakire değil zengine çıkıyor. Tüm öğrenciler adına, yenilen haklarımız adına hakkımızı helal etmiyorum. Sevgilerimle...
Görseller: Freepik
İlgili haberler
Üniversite sınavı mı, hayatta kalma sınavı mı?
“Ya kazanamazsam?”, “İş bulamazsam?” kaygılarıyla sınava hazırlanan Irmak, tüm gelecek kaygılarına b...
Üniversiteli bir genç kadın: Kendimi yük gibi hiss...
Devletin öğrencilere daha fazla destek olması gerekiyor. Hiç değilse yurtlar öğrenciler için ücretsi...
Çocukların üniversite derdi ailelerin geçim derdiy...
Bir fabrikada kadınlar bir yandan çalışırken bir yandan üniversite tercih döneminde çocuklarını nası...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.