Çocukların beslenmesine kaynak yok diyorlar: Halka yok kendilerine var!
‘Kaynak yok diyorlar halka yok kendilerine var. Bütün yük de halkın omzunda… Bu kampanyaya sahip çıkarız biz.’

Dergimizin yaptığı çağrının ardından “Bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek haktır” kampanyası İzmir’de ÖVDER, BORKAD, BEKEV ve Ekmek ve Gül grupları ve okuru kadınlar tarafından okul önlerinde açılan imza masalarıyla sürdürülüyor. İmza masalarında konuştuğumuz kadınlar çok öfkeliler. Kampanyaya dair taleplerimizi ve çağrımızı konuşunca gözleri ışıldayan kadınlar kampanyanın tartışılan yanlarına da açıklık getiriyor sözleriyle.

‘KARTTAN ÇEKE ÇEKE, BANKALARA BORÇLANDIK’

Nuray, Atatürk Mahallesi’nde bulunan Zehra Hoca Hanım İlköğretim Okulu velilerinden. “Üç çocuğum okuyor, çocukların ihtiyacına yetişemiyorum, evim kira, eşim tek çalışıyor, 9 bin lira alıyor, 2 bin lira ev kirası veriyorum. Bir markete gidiyorsun, 300 lira verip, iki poşetle çıkıyorsun, içinde hiçbir şey yok. Sürekli karttan çeke çeke, bankalara borçlandık” diyor. Nasıl ayakta kaldıklarının cevabını ise “Memleketten salça, turşu, bulgu, şeker istiyorum” sözleriyle veriyor.

‘DEVLET ACİL ÇÖZÜM BULMALI’

Çocukların beslenmesinin büyük bir sorun olduğunu söylüyor Nuray, “İnancın olsun son iki senedir eve bir kilo meyve almadım, bir kilo! Ya iki tane ya üç tane alıyorum. Günlük 6 tane ekmek giriyor eve, 4 liradan günde 24, ayda 720 lira. Beslenme sorununa devletin, belediyenin, kaymakamlığın çok acil çözüm bulması lazım” diyor.

İki çocuğunun ilkokulda olduğunu aktaran Nuray, peki beslenme çantasına ne koyuyorsun sorumuza, “Bir gün makarna bir gün tost, bir gün yine kaşarlı tost, bir gün bulgur pilavı yoğurt sonra yine tost. Günlük tost tost olmuyor, süt lazım, yoğurt lazım. 2. sınıf, 4. sınıf bu çocuklar. Biri 8. sınıfa gidiyor. 1400 lira kitap parası verdim. 170 lira bir etek, 130 lira kısa kol, 130 lira uzun kol okul kıyafeti olamaz. Bunların hakkı ne Allah’ını seversen, almasan olmuyor, okul kıyafeti mecbur” diyor ve soruyor: “Ne yapmamız lazım, çalalım mı hırsızlık mı yapalım, toplayıcılık mı yapalım? Bir öğün sağlıklı ücretsiz yemek bugün en acil talebimiz ama zaten sağlıklı nesiller yetiştirmek devletin görevi. Bir ara ne veriyorlardı, üzümünü fındığını veriyorlardı, sütünü veriyorlardı. Yine versinler sütünü de versinler, çerezini de yemeğini de niye vermiyorlar şimdi! Bir öğünün maliyeti ne olabilir devlete. Bu devlet fakir mi?” “Ben imzamı attım” diyen Nuray, “Ne gerekiyorsa yaparım” diyerek imza toplamak için görev alıyor.

‘ÇOCUK BUNLAR, HEPSİNİN HAKKI VAR’

Nurten Gürkan ise Naldöken’de bulunan Muharrem Candaş İlkokulu velilerinden. “Peyniri ekmeğin arasına incecik labne tarzında sürüyorum ki yetsin. Domates alıp yediremiyorum. Yazın patates alamadım düşünün. Eşim çalışıyor ama maaşlar asgari ücret seviyesinde. Çocukları dolu dolu doyurabilmek için sadece mutfak masrafı en az 10 bin, 12 bin liraya ihtiyacın var. Çocuklarımızın ete de süte de yumurtaya da karbonhidrata da her şeye ihtiyacı var. Kimi sucuklu yumurta getiriyor okula, benim çocuğum peynir ekmek gelince o sucuğun kokusunu aldığında olmuyor. Çocuk bunlar, hepsinin hakkı var. Bu devlet niye? Bu kampanya o yüzden çok yerinde olmuş.” diyor. Bir talepleri daha olduğunu söyleyen Nurten Gürkan, “Çocuklar yağmurun altında sırılsıklam okula gelip gidiyorlar. O yüzden ücretsiz servis sağlanmasını da istiyoruz” diyerek, “Yeri gelir mahallenin hepsini talep için yığarız sokağa ben bunun için gönüllüyüm” diye konuşuyor son olarak.

‘MAKARNAYI SINIFINDA YİYORSA SAĞLIKLI ÖĞÜNÜ DE YER’

Hülya Akıncı; 3 çocuk annesi, her biri bir kademede okuyor. “Yaşam koşullarımız çok zor, kendi işyerimiz var ama gelirimiz asgari ücretin altına düştü. Varlık içinde yokluk çekiyoruz diyebilirim. O derecede yani. Çocuğun beslenmesine bazen makarna, bazen tost, bazen poğaça koyuyoruz. Okulların koşullarının uygunsuz olduğu söyleniyor ama makarnayı da oturup sınıfında yiyor bu çocuklar. İlla yemekhane olması gerekmez…”

“Ama nasıl olacak ki, ülkenin durumu zorda” diyenlere de bir cevabı var Hülya’nın: “Kaynak yok diyorlar, halka yok kendilerine var. Bütün yük de halkın omzunda… Bu kampanyaya sahip çıkarız biz. Kadın çok, her şey kadın gücüyle olur.” Çocuğu birinci sınıfa giden Ayşenur Yalçın ise durumunu özetleyerek “Ankara’da Çankaya Belediyesi başlattı okullara sağlıklı yemek, burada niye olmasın” diyor.

‘ÇÖP DEYİP GEÇMEYİN!’
Eğitimin en önemli bileşenlerinden biri olan öğretmenler de kampanyaya destek veriyor. Eğitim Sen İzmir 4 Nolu Şube üyesi bir kadın öğretmen şöyle diyor: “Çöp deyip geçmeyin, bugüne kadar sınıflardaki çöp kovaları dolardı yiyecek poşetleriyle, bu yıl dolmuyor. Aç geziyor çocuklar, enerji düşük, dikkat eksikliği çoğaldı, uyukluyor derslerde, mutsuz. İyi beslenememe çocukta mutsuzluğa yol açıyor. Hem mutsuz hem başarısız akademik anlamda. Bir öğün o çocuğun gerçekten hayatını, bakış açısını değiştirecek. En azından bir öğün doğru düzgün beslenmesini sağlayabilmemiz lazım.”
‘SENDİKALAR DA İŞİN İÇİNDE OLMALI’
Daha önce çalıştığı okulda yemekhane olduğunu söyleyerek, “Ücretsiz olmasa da daha ucuzdu. Adım adım yok edildi. Kantincinin yoğun baskısı ve okula kantinden kaynak aktarılması sebebiyle yemekhane kapatıldı. Sendikalar işin içinde olursa öğretmenler bu çalışmayı daha rahat yürütebilir. Bu mücadelenin sendikalarla el ele yürütülmesi gerekiyor” diyerek çağrı yapıyor.


İlgili haberler
Sadaka değil, çocuklarımızın hakkını istiyoruz!

Çocuklarımıza sadaka istemiyoruz, verdiğimiz vergilerin bizler için kullanılmasını, çocuklarımızın s...

Helikopterden bakınca göremiyorsunuz, bu mahallede...

Esenyalı’dan görünüm: Çocukları doyurmak için çöp karıştıran anneler, okulda açlıktan baygınlık geçi...

Ekmek kırıntıları ile doymak mı? Birlikte ekmek ve...

İşçiler fabrikalarda çıkan yemekleri, artık midelerini bastıracak kadar yiyorlar. Kalanı mı? Çocukla...