Üç işte çalış da nereye kadar?
İzmir’de bir hastane, hastanede personel dinlenme odası… Kadın işçilerin sohbeti yine geçim derdi. Derdi de o derdin dermanını da konuşuyor kadınlar…

Ayşe İzmir’de bir hastanede temizlik işçisi olarak çalışıyor. Eşinden boşanmış. Ortaokula giden iki çocuğu var. Boşanma sürecinde şiddete ve tehdide maruz kalmış. “Neyse ki yakamı bıraktı artık” diyor. Kirası bin 300 lira, faturalar en az bin 500 lira. Çocuklarının ve kendinin yol parası masrafı da bin lira civarı. Aldığı nafaka sadece çocukların etüt ödemelerine gidiyormuş. “Çocukların ödevleriyle ilgilenemediğim için etüde göndermek zorundayım, hem de o vakitlerde ek işler yapıyorum. Bir kafede bulaşık yıkıyorum. 100 lira alıp geliyorum” diye anlatıyor. “Sadece çalışmak için yaşıyorum, çocuklarım için çalışıp onların yanında olamıyorum” derken yüzüne hüzün çöküyor. Geçim derdi öyle bir yük olmuş ki omuzlarında “Üç işte çalışıp yine de insanca yaşayamıyoruz. Hiç dinlenme günüm olmuyor ama başka çarem yok” diyor.

Personel dinlenme odasındaki sohbetimize bir başka kadın işçi dahil oluyor, “Başka bir yönden bakmamız gerek. Üç işte çalışırım, ev temizlemekten utanmam deriz tamam da asıl işimizden aldığımız ücret insanca yaşamaya yetse de ek iş yapmak zorunda kalmasak… Bizim bunu istememiz lazım. Fedakârlık nereye kadar, şimdi gücümüz yetiyor, yaşlanınca ne yapacağız” diyerek arkadaşlarının durumlarına şükretmemeleri gerektiğini belirtiyor ve ekliyor: “İnsanca yaşayacak ücret talebiyle hep birlikte mücadele etmeliyiz.”

Bir diğer sağlık işçisi kadın ise “14 yaşında kız çocuğu çalışırken makineye kapılmış, ölmüş. Biz çocuğumuza kıyamazken… Yoksulluk önlenmeli, çocuklar işe değil okula gitmeli” diyor. Kadın işçilerin bu sohbetine elinde Ekmek ve Gül dergisi ile katılan bir başka kadın işçi de derginin arka kapağındaki “K’nın Sesi. Kıvılcım’ın öyküsü” nü gösteriyor: “Bakın hikâye İzmir’de geçiyor, kötü bir hikaye maalesef ama hemen yakınımızdan, çok tanıdık, çok akıcı, siz de dinleyin” deyip, derginin sayfaları arasında dolaştırıyor bizi. Sohbet iyice koyulaşıyor. Kadınlar yaşam koşturmacası içinde pek çok yükü omuzlarken beraber öğrenmekten, dayanışmaktan, el ele tutuşmaktan da vazgeçmiyor.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül