Ekmek ve Gül Ocak sayısı
Tarih, takvim bahane, ihtiyaç bir muhasebe. Gelin bu sayıda birlikte bir muhasebe yapalım...

Yeni yıl, kendimize layık gördüğümüz hayatlara erişmek için tuttuğumuz dileklerin, hayallerin; birbirimize verdiğimiz nasihatlerin, değer verdiğimiz ne varsa onun üstüne yemin etmek gibi içten alınan kararların zamanıdır. Her “yeni”, olan bitenin hesabını görmenin, bu muhasebeden dersler çıkarmanın zamanıdır.
İşte dergimizin yeni yılın bu ilk sayısı da kadınlara layık görülenlerle kadınların kendileri için diledikleri arasındaki farkın nasıl da muazzam boyutlara ulaştığını gösteriyor bir bakıma. Sadece yaşadığımız zorlukların değil, aynı zamanda bunlarla baş etme stratejilerimizin, neyi nasıl tartıştığımızın, bu karanlığa nerelerden gedik açabileceğimizin, bu gedikleri nasıl büyütebileceğimizin de dökümünü yapıyor.
Kadınların anlattıkları gösteriyor ki yakınmanın yerini yakmanın, yıkılmanın yerini yıkmanın alacağı günler çoktan gelmiş. Bizi, bilcümle kadınları ve kadınlığı yakıp yıkma kararını çoktan almışların karşısına dimdik çıkma zamanı gelmiş de geçiyor bile.
Direnç bir ışık gibidir, önce çatlatır, sonra o çatlaktan sızar, o çatlaktan başlayıp yıkar yıkılmaz sanılan dağları...
Direncimiz kuvvetli, ışığımız bol diye kadınları kadınlarla buluşturmaya devam edeceğimiz bir 2018’e başladık. Karanlığı yıkmak için yakınmak yetmez, bir mum da yakmak gerek.
Yanan mumlarımız çok olsun...

Ekmek ve Gül Dergisi Ocak sayısının tüm yazılarını okumak için TIKLAYIN
Ekmek ve Gül Dergisi Ocak sayısının PDF halini indirmek için TIKLAYIN

Karanlığı yıkmak için yakınmak yetmez, bir mum da yakmak gerek
Yeni yıl, yeni umutlar
‘Bizimle değilsiniz’ diyenlere: Biz zaten sizinle değiliz!
Yorucu vardiyaların tüketemediği umutlarla 2018’e..
Umudu dürt, umutsuzluğu yatıştır!
Yeni yıla da el ele girdik
Bizim mahallenin kadınları mücadeleye hazır
Adları yıldızlarda yazılı kadınlar
Bu sahne kadınların
Eee kurtulduk mu?
‘Nasıl yapacağız Gülsen Abla?’
Şu asgari ücret meselesini çözebilir miyiz?
Bu iş böyle olmaz!
Asıl bizi bu yoksulluğa itenlerin eline diline dursun
Neden sendikalı olmak istedim?
Bir kadın işçi Türk Metal’i anlatıyor
Yasa dediler KHK çıktı, kadro dediler KUŞ çıktı!
Aklından sık sık ‘acaba sevgilim buna kızar mı’ sorusu geçiyor mu?
Arabulucu değil, haklarımızı istiyoruz
Bize ayrımcılık yapmayın yeter!
Kadının baş belası; VAJİNİT
Nermin’in hayatında ne değişti?
Zülal’in davası emsal olsun
Bizler yaşamak zorundayız
Cennet’in ayakta kalma mücadelesi
Yaşamı ile mücadeleyi harmanlamış bir güvercin
Hepimiz ‘Kevin Hakkında Konuşmalıyız’
Bir küçük ablalık müessesesi
Gülseren
Yetişir mi sana sesim, arkadaşım!
Ağır olan yaşamlarımız değil sustuklarımızdır
İkinci baharı bu kadınlarda buldum...
Mahallemiz için mücadelemiz devam edecek
Çocuğumu özel okula göndermek zorundayım, peki neden?
Ayrımcılığa karşı bir okuma-yazma hikayesi

İlgili haberler
Ekmek ve Gül Ekim sayısı

Bu ay da birçok ilden ve ilçeden kadınlar, sorunları ve soruları, sevinç ve kaygıları, isyan ve dire...

Ekmek ve Gül Kasım sayısı

Müftü nikahı, arabuluculuk derken şiddet sarmalına her gün daha fazla çekilmek isteniyoruz. ‘Sonbaha...

Ekmek ve Gül Aralık sayısı

Ekmek ve Gül’ün bu sayısında birbirinden farklı yerlerde birbirinden farklı konularda aynı cümleyi k...