İnsan içinde bulunduğu anı, yaşadıklarını tam olarak doğru değerlendiremeyebiliyor. Böyle olunca da şöyle bir kenara çekilip uzaktan bakmak iyi geliyor çoğu zaman. Belki yeni yılın başında hepimizi saran kol kola girmiş garip burukluk ve içten içe heyecanın da sebebi budur. Bir oturur bakarız artık uzakta görünen zamana, kafamızda geçmiş yılın neler getirdiğini, yaşadıklarımızı, bize bıraktıklarını değerlendiririz. Heyecanımız ise kötü olanlara kocaman bir hoşça kal ile veda edip yeniyi kucaklama hevesimizdendir, belki de.

Derneğimizde yeni yılı birlikte kucakladığımız bir gün organize ettik. Bir yılbaşı etkinliği için imkanı olmayanın, yalnız olanın, kalabalık sevenin, dans etmeyi özleyenin, özgürce istediğimiz gibi bir gün geçirelim diyenin, farklı farklı her kadının bir araya geldiği güzel bir gün oldu bizim için. “Bu yıl daha da çok el ele olduk, yeni yılı da böyle karşılamak gerek” dedik.

Küçük kağıtlara yazdığımız yeni yıl dileklerinde en çok bol kazanç, sağlık ve barış vardı. “Geçmişte yaşadığım hiçbir olumsuzluğu yaşamak istemiyorum”, “Çocuklarım için iyi bir iş istiyorum”, “Barış içinde yaşadığımız, birlik olduğumuz bir yıl istiyorum”, “Tüm dünyada ve ülkemde adalet ve hoşgörü istiyorum”, “Emeğin sömürülmediği, insan haklarının önemsendiği bir yıl diliyorum” mesajlarıyla dolu kağıtlarımızı topladık. Ve tüm iyi dileklerimizi sadece kağıda yazmayacağımızı, yan yana olunca başaracağımızı, sadece birer dilek olmadıklarını yeniden hatırlattık birbirimize.

DAHA FAZLA UMUT, DAHA FAZLA DOSTLUK, DAHA FAZLA MÜCADELE!
AYŞE: 2017’yi karşılarken bir sürü iyi temenni ile güzellik hayal etmiştim. Evet, umduğum kadar iyi geçmedi 2017. Ama olsun, biz zaten neden hep birlik olalım, mücadeleye devam edelim diyoruz, işte tam da bu yüzden.
Her konuda hızlı geçen bir yıldan ilk aklımda kalan KHK ile işinden edilen eğitimcilerden sadece ikisi olan Nuriye ve Semih. Açlık grevi ve devamındaki süreç hepimizi üzdü. Sonra referandum; her ne kadar evet çıksa da biz “hayır”ın kazandığını biliyoruz. Ve o zaman da dediğimiz gibi hâlâ tek adam iktidarını kabul etmiyoruz. 25 gün süren Adalet Yürüyüşü de aklımdan çıkmayanlardan. Sonrasında hep gündem değiştirici olaylar... KHK’lar, kadın cinayetleri, çocuk istismarları... Yeni bir yıla yine OHAL’le giriyoruz ama; daha fazla umut, daha fazla sevinç, daha fazla mutluluk, daha fazla dostluk, daha fazla mücadele, daha fazla kazanç ve aklıma gelemeyen bir sürü iyi şeyi geçiyorum kalbimden.

LEYLA: 2017’yi karşılarken hep iyi dileklerimiz vardı. Ama KHK’lar, OHAL derken kısacası iyi geçmedi 2017. Bize “OHAL halk için değil” denmişti. Ama binlerce insan işsiz kaldı, işsizliğin, yoksulluğun, baskıların en çok kadınları etkilediğini biliyorduk. Çünkü işsizlik, yoksulluk, baskı kadınlara şiddet ve ölüm olarak geri dönüyordu. Gerici uygulamaları, yaşamlarımızın sınırlandırılmasını, 2017’de daha da çok hissettik. Baskı arttıkça kadınlar daha çok öldürülüyor, şiddete uğruyor, çocuklarımız istismara uğruyor. Eğitimdeki uygulamalar çocuklarımızın geleceğini düşündürüyor. Sınav sistemlerinin sürekli değişmesi, işsizlik derken genç yaştaki insanlar bunalıma, umutsuzluğa sürükleniyor.
Biz 2017’ye böyle başlamamıştık. Küçük ama güzel işlerle başlamıştık. Bir derneğimiz vardı, kadınlarla yan yana geldik. Bütün yaşanan olumsuzluklar bizi daha da güçlendirdi. Baskılar arttıkça yan yana gelme ihtiyacımız arttı.
2018’e ise hep birlikte, eğlenerek, gülerek girdik. Çünkü yarınlardan, 2018’den umutluyuz. Çünkü seslerimizi ellerimizi çoğalttık. Çünkü biz küçük şeylerden büyük işler başarabilenleriz. Çünkü toplumun en az yarısını oluşturan, her daim üreten; kadınlarız.
Hep derler ya “kadın eli değmiş gibi” diye, bir şeyi değiştirmek istiyorsanız, kadın eli değecekse, 2018’e kadın eli değecek. Biz bunu kadınlardan öğrendik. Yan yana birlikte daha güçlüyüz.