Yaşı ve medeni durumu ne olursa olsun hayatı boyunca kadınların en sık karşılaştığı sağlık sorunu vajinitlerdir. Vajinit; kabaca vajinanın enfeksiyonu olarak tanımlanabilir.
Vajina; önde idrar taşıyıcılar, mesane ve makat arasında uzanan yaklaşık 7-9 cm uzunluğunda kaslı yapıda bir tüptür. Vajina, mukoza, kas ve dış bağ dokusu katmanı tabakalarından oluşur. Vajinanın kendine özel bir mikrobik dokusu vardır. Normal vajina florası asidik yapı, yaş, hormonal durum, cinsel aktivite, gebelikten korunma yöntemi, kullanılan ilaçlar, antibiyotikler ve cerrahi girişimlerle değişiklik gösterir. Yani kadının vajinası kendi doğal yapısı içinde başta laktobasiller olmak üzere birçok mikroorganizmayı bünyesinde barındırır. Halk arasında belsoğukluğu denilen hastalığın etkeni gonore, vajinal uçuk mikrobu HSV ve rahim ağzı kanserine neden olan HPV normal sağlıklı bir vajinada bulunmaz.

BAŞROLDE ÖSTROJEN VAR!

Vajinitlerin oluşmasında başrolü kadının doğal yapısında bulunan östrojen oynar. Östrojen, üreme dönemindeki kadınlarda, yumurtalıklarda üretilerek, salgılanan hormondur. Ergenlik öncesi dönemde ve menopozda östrojenin azlığı nedeniyle bu dönemlerde bakteriyel vajinitler sık görülür. Ayrıca idrar ve dışkı kaçırmanın sık görüldüğü ileri yaş menopozdaki kadınlarda vajinit sıktır. İlk adet öncesi genç kadınlarda az miktarda kaşıntı yapmayan akıntı normal kabul edilir.

EN İYİ ÇÖZÜM: ALTTA YATAN NEDENİ BULMAK

Vajinitli kadınlarda ağrı, kaşıntı ve çeşitli tipte akıntı görülür. Akıntının şiddetine bağlı olarak kaşıntı hafiften, ağrılı cinsel ilişkiye kadar geniş bir yelpazede olabilir.
Vajinitler kadınların korkulu rüyasıdır. Kaşıntıdan ağrılı cinsel ilişkiye kadar giden geniş bir yelpazesi vardır. Bu durumda kadın cinsel ilişkiye dahi girmek istemez, kendini pis hisseder, eşi tarafından reddedilme kaygısı yaşar. Bu psikolojik strese de neden olur. Bazen basit bir tedavisi olmasına karşın hekime ulaşma zorluğu, bazen de kadın olmanın verdiği ‘ayıp, utanma, çekinme’ duyguları ile tanı alması ve tedavisi genelde atlanan ve ihmal edilen bir durumdur. Çoğu kadının hijyen kaygısı ile başvurduğu sabunla temizlik, vajinal duş ya da ‘komşunun verdiği ilaçla tedavi’ durumu daha da zorlaştırır. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların önlenmesi için kondom gibi bariyer yöntemler, enfeksiyonların tedavisinde ise uygun dozda uygun süreli tedavinin önemi ve altta yatan kronik sorunların çözümü ve hijyen kurallarına dikkat edilmesi önerilen başlıklardır.
Herkese sağlıklı günler dilerim.

AKINTI SÜT KESİĞİ YA DA PEYNİRİMSİ GÖRÜNÜMDE İSE...
Kadınların yüzde 75’i hayatlarında en az bir kez vajinal mantar enfeksiyonu (kandida enfeksiyonu) geçirir. Hemen hemen yarısı da yılda en az iki kez kandida vajinit atağı geçirir. Enfeksiyon çoğu zaman gebelik, diyabet, obezite gibi başka bir hastalığın eşlik ettiği ya da doğum kontrol hapları, kortizon, antibiyotik gibi ilaç kullanımının olduğu durumlarda görülür. Kandida enfeksiyonunda süt kesiği ya da peynirimsi görünümünde akıntıya şiddetli kaşıntının eşlik ettiği bir tablo vardır. Tedavi altta yatan durumu düzeltmeye yönelik olmalıdır. Kadın sıkı hava geçirmeyen giysilerden uzak durmalı, başta antibiyotikler olmak üzere kullandığı ilaçları kesmelidir. Tedavide vajinal fitiller doktorun önerisiyle kullanılabilir.

AKINTI ÇOK VE BALIK GİBİ KÖTÜ KOKULUYSA...

Bakteriyel vajinozis ve cinsel yolla bulaşan etkenlerin yarattığı vajinitlerde akıntı çok kötü kokulu ve bol miktardadır.
Hastalar balık kokusundan şikayet ederler.
Gebelerde tedavi edilmediği takdirde erken doğuma ya da bebekte enfeksiyona neden olabilecek bir durum yaratabilir.
Cinsel yolla bulaşan bir durum olduğu için çift tedavisi önerilir.

AKINTININ NEDENİ ENFEKSİYON OLMAYABİLİR
Enfeksiyon nedenli olmayan vajinitler de vardır. Sperm öldürücü ya da geciktirici krem kullanma, hijyen amaçlı kullanılan sabun, parfüm ve diğer maddeler, latex kullanımı ve aşırı cinsel aktivite vajinit benzeri kaşıntı ve vajinal akıntıya yol açabilir.