MEKTUP
Evliliği boyunca kızı ile birlikte kocasının şiddetine maruz kalan Durgül Yazıcıoğlu anlattı. Durgül, kızının velayetini almaya çalışan eski kocasının şiddetinden ve tehditlerinden hala kurtulamadı.
Eğitim harcamalarını bile gidermeye çalışırken kılı kırk yaran işçi kadınlar bu ekonomik koşullarda güzel bir geleceği yan yana gelmeden yaratabilirler mi?
Mamak’ta bir araya gelen kadınlar: ‘Artık zamanımızı sadece ev işleriyle geçirmeyeceğiz. Daha çok bir araya gelip bir şeyler üreteceğiz.’
‘Çocuklar özgürce, saatlerce anne babaları kaygılanmadan koşup oynuyor, yüzüyorlardı. Çünkü anne babalar herkesin en az kendileri kadar çocuklarını sahiplenip, koruyacağını biliyordu.’
‘Orası bizim bir haftalık özgürlük alanımız daha iyiye daha güzele, daha özgür yarınlara ulaşmak istediğimiz.’
Nasıl ki artık bir kız kardeşimizin, bir çocuğun canı yandığında sesimiz daha gür, daha kalabalık, daha kararlı çıkıyorsa işyerlerimizdeki amirlerin tavrı da değişir, değişmeli, değişecek...
Bu sadece benim hikayemden küçük bir parça. Benim gibi kim bilir kaç kişi aynı yokluğu yaşıyor. Açlıkla boğuşuyor. Beni duyacak, seni duyacak kimse yok mu!
Duruşma listesini okurken 12 yaşlarında bir çocuk yanıma geldi, ‘Abla o benim davam’ dedi. Bir anda bedenimde bir uyuşma hissettim, çocuk, ‘Adını dahi söylemek istemediğim babam tarafından’ dedi.
Gittiği alışveriş merkezinde bir erkeğin sözlü şiddetine maruz kalan genç kadın, sadece kendisine şiddet uygulanmasına değil yaşadığı şiddete kimsenin müdahale etmemesine de karşı ‘Ben varım!’ diyor.
Saçları kısa olduğu bahanesiyle sokak ortasında darbedilen Z.C mektup yazdı. Z.C. mektubunda ‘Tek bildiğim artık bir şeyler yapmalıyız. Buna ‘DUR’ demeliyiz’ dedi.
Denizli’den dokuma işçisi bir kadın fabrikadaki kazanımlarını anlatıyor: ‘20 yıldır süren gelenek, biz toplanıp yazı yazınca bitti. Anladım ki işçiler birleşince güzel şeyler oluyor...’
Kaybolan çocuklar, televizyon ekranlarında onları gören çocukları da etkiliyor. 9 yaşındaki Eylül, kaybolan arkadaşlarıyla büyüklere çağrı yapan bir mektup yazdı...
Malatya’da bir kayısı fabrikasının paketleme bölümünde 16-20 yaş arası işçilerin makine gürültüsü arasında birbirine sesini duyurmaya çalışarak tartıştığı konu: İstismar!
‘Bir Helin, bir Leyla, bir Eylül daha ölmesin, bireysel silahlanmanın önüne geçilsin diye mücadeleye devam edeceğiz. Eylül ve Leyla’nın ailelerine sabır diliyorum. Mücadele etmekten vazgeçmesinler.’
Sincan’dan mektup yazan bir rehber öğretmen istismara karşı bizim de yapabileceklerimiz olduğunu söylüyor. Ancak çocuğun korunması ve kurumlar arası iş birliği de çok önemli.
Petrol-İş Araştırma Bölümü yöneticisi, eski TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi, Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi (KİGEM) Kurucusu Ayfer Eğilmez her daim mücadelenin içinde yer aldı.
‘Dünyayı kadınlar değiştirecek o yüzden bizden çok korkuyorlar. Lütfen oy kullanırken seçiminizi iyi yapın, size güveniyorum, iyi günler diliyorum’
Kayseri'de, 2 aya yakın süredir çalıştığı fabrikadan hiçbir sebep gösterilmeden çıkarılan metal işçisi bir kadın Flormar işçilerine mektup yazdı.
‘... belki de hayatın içinden çıkarttığımız taşlardadır keramet. belki yaşamayıp gelmeyecek bir çarşambaya ertelediklerimizdedir hayatın suyu.’
Daha önce AKP için çalışan bir kadın anlatıyor: ‘Artık bir vaat yok, sataşma var. İki şey söylüyor Kandil’i bombalayacağım, kahvehane açacağım. Oğullarımız savaşta ölecek, biz bedava kek yiyeceğiz!’
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.