MEKTUP

Güzel şeyler oluyor, nasıl mı?

Denizli’den dokuma işçisi bir kadın fabrikadaki kazanımlarını anlatıyor: ‘20 yıldır süren gelenek, biz toplanıp yazı yazınca bitti. Anladım ki işçiler birleşince güzel şeyler oluyor...’

Arkadaşlarımla zıplamak istiyorum!

Kaybolan çocuklar, televizyon ekranlarında onları gören çocukları da etkiliyor. 9 yaşındaki Eylül, kaybolan arkadaşlarıyla büyüklere çağrı yapan bir mektup yazdı...

Kayısı fabrikasında çocuk işçilerin ‘çocuk istismarı’ tartışması

Malatya’da bir kayısı fabrikasının paketleme bölümünde 16-20 yaş arası işçilerin makine gürültüsü arasında birbirine sesini duyurmaya çalışarak tartıştığı konu: İstismar!

Helin Palandöken’in babası: Bir Helin, bir Leyla, bir Eylül daha ölmesin

‘Bir Helin, bir Leyla, bir Eylül daha ölmesin, bireysel silahlanmanın önüne geçilsin diye mücadeleye devam edeceğiz. Eylül ve Leyla’nın ailelerine sabır diliyorum. Mücadele etmekten vazgeçmesinler.’

İstismara karşı yanılgılarımız, gözden kaçırdıklarımız, yapmadıklarımız...

Sincan’dan mektup yazan bir rehber öğretmen istismara karşı bizim de yapabileceklerimiz olduğunu söylüyor. Ancak çocuğun korunması ve kurumlar arası iş birliği de çok önemli.

Ahh Ayfer abla ahh….

Petrol-İş Araştırma Bölümü yöneticisi, eski TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi, Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi (KİGEM) Kurucusu Ayfer Eğilmez her daim mücadelenin içinde yer aldı.

Seçim öncesi bir servis muhabbeti...

‘Dünyayı kadınlar değiştirecek o yüzden bizden çok korkuyorlar. Lütfen oy kullanırken seçiminizi iyi yapın, size güveniyorum, iyi günler diliyorum’

İşten çıkarılan metal işçisi kadından Flormar işçilerine mektup

Kayseri'de, 2 aya yakın süredir çalıştığı fabrikadan hiçbir sebep gösterilmeden çıkarılan metal işçisi bir kadın Flormar işçilerine mektup yazdı.

kendimize ihanet etmeyelim illâ ki…

‘... belki de hayatın içinden çıkarttığımız taşlardadır keramet. belki yaşamayıp gelmeyecek bir çarşambaya ertelediklerimizdedir hayatın suyu.’

Artık maalesef Ak Parti’ye oy yok!

Daha önce AKP için çalışan bir kadın anlatıyor: ‘Artık bir vaat yok, sataşma var. İki şey söylüyor Kandil’i bombalayacağım, kahvehane açacağım. Oğullarımız savaşta ölecek, biz bedava kek yiyeceğiz!’

24 Haziran sadece bir soluklanma olacak

‘Bu birliktelik sadece 24 Haziran’a kadar yetmez, daha da güçlenerek, çoğalarak devam etmeliyiz. 24 Haziran sonrası sadece bir soluklanıp bu eşitsiz düzeni değiştirme mücadelemizi sürdüreceğiz.’

Gültan Kışanak’tan mektup var: Bir yol bulalım, birbirimizi görelim

25 Ekim 2016’dan bu yana 8 Mart, 21 Mart’a katılmak, açlık grevlerine dikkat çekmek, sokağa çıkma yasakları sırasında konuşma yapmak gibi suçlamalarla tutuklu bulunan Kışanak kadınlara mektup yazdı.

Sezin Uçar: Yeni yollar, yeni deneyimlerle buluşmaya devam

Tutuklu avukat Sezin Uçar, Ekmek ve Gül aracılığıyla Bakırköy Hapishanesinden kadınlara mektup gönderdi.

Tayaş Gıda’yı bir de kadın işçiden dinleyin

Tayaş işçisi bir kadın çalışma şartlarını anlatıyor: Baskı, sömürü, hakaret ve dahası... Kadın işçilerin (ne yazık ki) ne çok tanıdık olduğu bir tablo!

Şule’nin ölümü intihar değil cinayet

Geçtiğimiz günlerde Ankara’da bir plazanın 20. katından düşerek hayatını kaybeden, ölümünün intihar olup olmadığı şüpheler barındıran Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet’in arkadaşları mektup yazdı.

Kaygı ve geleceksizlikten başka şey vermeyen bir sistem

Yeni mezun Üniversiteli bir kadın gelecek kaygısı ile dolu. Onu bu kaygıya iten ise hepimizin yakından tanıdığı bir tablo: İşsizlik, aile baskısı ve dahası...

Bir çocuğun sessiz çığlığı

Şu an cezaevinde olan bir genç üç defa uğradığı cinsel istismarı kimseye anlatamayıp mektuba döküyor. Geçmişe olan özlemi elinden alınırken, gelecek kurma hayali de yok ediliyor. Peki suçlu kim?

Anne olunca ne anladım?

Elektrikli süpürge ile mutlu olan anne reklamlarına bakmayın, unutmadığımız şeyler var. Ankara, Diyarbakır, Antep, Suruç Katliamlarında çocukları öldürüldü annelerin ya da annesiz kaldı çocuklar...

Binlerce ‘Tamam’ da biz kadınlardan

‘Denizli’de dün gece sokak ortasında bir çocuk çığlığı yükseldi, ‘Yardım edin’! Çığlık yükseldikçe içimiz ürperdi. Sokak sustu, çocuk haykırdı. Zifiri karanlıkta bir kişi koştu çocuğun peşinden.’

‘Kendi acımızı bilin, ceylanım’

‘Belki de kulağımızın aşina olduğu alışılagelmiş hikayelerden biriydi anlatılan yalnızca. Ama tarihten bu yana sonu gelmedi zulüm, acı ve kederin bu topraklarda.’