MEKTUP
Neslihan, İkitelli’de ‘Çocuklar ölmesin’ diyerek bildiri dağıttığı için tutuklanmış, 1 ay cezaevinde kalmıştı. Tutuklandığında 4.5 aylık hamileydi. Neslihan, Ayşe Öğretmen’e mektup yazdı....
Hem eşinden hem eşinin ailesinden şiddet görmüş bir kadın, şiddete rağmen çocukları için evliliğini sürdürmeye katlanırken 8 yaşındaki kızının, eşi tarafından istismara uğradığını öğreniyor...
Gündüz saatlerinde yayımlanan bir kadın programı. Programda kendini aile, evlilik terapisti olarak tanıtan bir konuk, eşleri tarafından aldatılan kadınlara verdiği telkinler ve yapmamız gereken şey...
‘Bize düşen görev daha çok bir araya gelerek sorunlarımızı konuşmak, bulunduğumuz her ortamda kamuoyu baskısı oluşturmak ve bunun için en yüksek perdeden bağırmak olmalı…’
Toplantıya katıldığım günden beri düşünüyorum. Ezilen büzülen, hor görülen bir işçiyim ben. Bu ülkede emekçiler, üretenler neden hep eziliyor?
Kadın hakları dendiğinde sadece, ‘Kadına vurulmaz, kadınları korumalıyız’ demek yetmiyor. Kadınların gerçekte çok daha derin olan kimlik ve eşitlik sorunu var. Peki nasıl kazanacağız?
Daha çocukken tacize uğramış bir kadın yaşadıklarını anlatıyor: ‘45 yaşıma kadar kimseye anlatamadım yaşadıklarımı, beni suçlarlar diye. Şimdi kızlarımın da aynı şeyi yaşamasından çok korkuyorum.’
‘Ben engelli değil engellenenim. Bunu en çok iş hayatında görüyorum. Yaşıtım kadınlardan tek farkım akülü arabam ve yorgun düşen bedenim. Ama bunlar çalışma gibi doğal haklardan beni mahrum etmemeli.’
‘Başörtüsü ile yaptığı haksızlıkları örtmeye çalışan, bunu simge olarak kullanan, bir dönemin mağduru şimdi haksızlık yapmaktan çekinmeyen kadınlar da kız kardeşim mi?’
Tutuklu avukat Sezin Uçar, cezaevinden Ekmek ve Gül’e gönderdiği mektupla 5 Nisan Avukatlar Gününde kadınlar için adalet mücadelesi veren tutuklu kadın avukatların hislerine tercüman oldu.
‘Kaçınılmaz son vücut buldu. Benliğinde oluşan kara delik büyüdükçe büyüdü, iyiye ve güzele dair ne varsa yuttu. Kişi ruhunu kendi elleriyle çarmıha gerdi.’
21 Mart’ta Yalvaç adliyesinde, tecavüzcüsünü öldüren Nevin Yıldırım’ın karar duruşmasındaydık. Başından beri olayı takip edenlerdenim. 5 buçuk senedir kaç kere Yalvaç’a gittim bilmiyorum...
Kadınların her gün bir yerde bir şekilde erkek şiddeti kaygısı yaşadığını biliyoruz. Otobüste, işyerindeyken, sokakta evine doğru yürürken... Bu mektup da İpek’in kaygısını anlatıyor.
‘Kadınlar bütün zorluklara, kötü koşullara, korkunç bir baskıya ve sömürüye rağmen, ‘Değişebiliriz, değiştirebiliriz’ demek için sadece 8 Mart zamanı değil; bütün bir yıl boyunca çalışıyor.’
8 Mart için reklam yayınlayan Arçelik yönetimine bir Arçelik işçisi kadın soruyor: Fabrikalarda kadın işçilerin çalışma koşullarına, sorunlarına çözüm getiren bir yönetim anlayışınız var mı?
‘Kadınlara, ablalarıma, kardeşlerime; Hayatta ne yaşarsanız yaşayın ama hiçbir şeyden korkmayın. Korkular kaybettiriyor insana, siz kaybetmeyin.’
‘8 Mart etkinliğimizde çocuklarını okutmak için her akşam sokaklarda tezgah açan Fatma Abla da vardı, ilerlemiş yaşına rağmen hâlâ kocasının zulmüne direnmeye çalışan Neriman Abla da...’
Ankara Yenimahalle’de 8 Mart çalışması yürüten Hatice Boyraz Özel, ilçelerinde kutlayacakları 8 Mart etkinlikleri için kadınlarla buluşmalarını, sohbetlerini, kadınların tepkilerini anlatıyor...
Pazar günleri bize hep temizlik günü diye öğretildi, sanki mecburmuşuz gibi... Bir sürü iş güç kendisini beklerken pazarını kendine ayırıp buraya gelen kadınlar, hepimiz bir teşekkürü hak ediyoruz.
Kendim için bir şey istemiyorum. Mesleğini icra edemeyen tüm meslektaşlarım için kadrolu, güvenceli iş istiyorum.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.