MEKTUP
“Yaşamlarımıza yapılan müdahalelere karşı mücadelemizdeki heyecanımız ve kararlılığımız olmazları gerçek kılan bütün kız kardeşlerimize umut olsun...”
25 Kasım vesilesiyle kadınlar toplantılarla, etkinliklerle bir araya geldi. Bu etkinliklerden biri de Alibeyköy’de yapıldı.
25 Kasım haftası Derneklerinde yaptıkları etkinliklerle bir araya gelen Buca Evka 1 Kadın Kültür ve Dayanışma Evi üyesi kadınlar dayanışmalarını güçlendirdi.
Malatya’dan lise öğrencisi Kıvılcım’ın kadına yönelik şiddetle ilgili yazdıklarına kulak verelim: ‘Şiddete dur demenin yolu örgütlü olmaktan, mücedele etmekten, dayanışmaktan geçiyor.’
Çilem, Nevin, Ayşegül Terzi, Özgecan ve nice kadın... Hepsinin yaşadıkları, yaşadıklarımız çok önemli bir şey öğretti bize; olanı değiştirmek ve mücadele etmek.
Malatya’dan Kıvılcım Eftelya Açıkgözoğlu, tanıştığı bir kadının çocukluk hikayesini paylaşıyor bizlerle. Ancak ne yazık ki, bu hikayenin içeriği bir çocuğa yapılacak en büyük kötülüklerle dolu.
‘Çiğli’de okul servisinde unutulduğu için ölen Alperen, üzerine lavabo düşerek ölen Efe’den hiç mi ders alınmıyor?’ diye soran anaokulu öğretmenine hangi sorumlu, ne cevap verebilir!
Bir arkadaş ziyareti, sokakta el ele yürümenin cesareti, parkta konudan konuya bir muhabbetin gösterdikleri... Hepsinde içimizde kanayan bir şeyler açığa çıkıyor. Şiddet; hepsinin ortak adı oluyor.
Eğitimde bir sürü sorun varken bu sıralar bir derdi daha var velilerin: Öğretmenler Günü. Çılgın sınıf annelerinin öğretmenleri pahalı hediyelere boğma hevesine maruz kalan velilerin başı dertte.
Müftülere resmi nikah yetkisi verilmesine karşı Batıkent Kardelen Mahallesi'nde imza kampanyası yürüten kadınlar bir araya geldikleri kadınlarla yaptıkları tartışmaları yazdı.
Peki Zarife sizce neden tayt giymiş?
‘Reklamlarında kadınların emeğinden bahseden Göçmen Börekçisinin yeni doğum yapmış kadın işçilere bebeğini emzirmesi için süt iznini dahi kullandırtmadığını biliyor musunuz? Biz biliyoruz.’
Tekstil fabrikasından çalışan kadın işçi çalışma koşullarını anlattığı mektubunda kendilerini yine kendileri gibi işçi olanların temsil ettiği, temsilcilerini kendi seçtikleri bir düzen istiyor.
‘Nasıl? Nasıl yardım edeceğim? Dilini bilmediğim, dilimi bilmeyen birine -ki o bir çocuksa- nasıl yardım edeceğim? Niye duruyordu bu insanlar? O bir çocuk…’
Yüzüncü Yıl Üniversitesinde tez çalışmasının konusu olan ‘kadın öğrencilerin ev ararken yaşadığı sıkıntılar’ı paylaşan Ranya’nın yaşadıklarını kendiniz yaşamış gibi hissedeceksiniz.
Aile arabuluculuğuna dair bir tartışma yürütüyor Sincan’dan işçi Ayşe. Fabrikadaki arkadaşının şiddetle örülü aile yaşamını bize anlatan Ayşe’nin, kadın örgütlerine ve sendikalara çağrısı var.
Gebelik şüphesi yaşayan ve gebelik istemeyen bir kadın aile hekimine giderse nasıl diyolaglar geçer aralarında dersiniz? Bir takipçimizden gelen mektup tam da bu soruya yanıt veriyor.
Adana’da apartman yöneticisinin yıllar boyu süren tacizine maruz kalan kız çocuğunun ablası Ekmek ve Gül’e mektup yazdı.
Müftülere nikah yetkisi verilmesini okurlarımız çevresindekilerle konuşup tartışıyor. Genellikle içeriğinin bilinmemesinin altı çiziliyor.
Binlerce yıl topluma şifacılık eden, toplumsal yaşama kaynaklık eden kadınlar şimdi yaşamın kıyısına itilen, baskılanan, eve hapsedilen kesim olmuş durumda.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.