Günün yorgunluğunu atmışken yaz boyunca çalıştığım mağazadan deneyimlerimi aktarayım diyorum artık.
Bu kadar gündem olmuşken ve orada nasıl çalıştığımı hatırlarken bunu dillendirmemek doğru olmaz kanısındayım. Haziran ayında mağaza müdürü olan bir arkadaşım aracılığıyla Koton’da satış danışmanı olarak işe başladım. Başta “Ne var ki, yaparım bu işi” diyerek girdiğim işte daha 3. günde bayram mesaisine denk gelmiştim, ayakta bile duramıyordum.
Koton’da yaptığımız işi tanımlayacak olursam; hiç ama hiç durmadan bozulan ürünleri toplamak, katlamak, müşteriyle ilgilenmek, yeni gelen ürünleri yerleştirmek, pasifleri dağıtmak, transferleri toplamak, askıları düzeltmek, prova odasında bazen dağ gibi olan kıyafetleri düzeltip askılamak, sonra onları yerleştirmek. Sonra yeniden, sonra yeniden, sonra yeniden... Bu böyle akşama kadar sürüyor, kapanıştan en az iki saat öncesinde her elemanın sorumlu olduğu alanda kapama yapılıyor. Ama bir yandan da kabindeki ürünler dağıtılıyor, müşteriyle ilgileniyor, masalarda ve askılardaki ürünler yeniden ve yeniden düzeltiliyor. Bütün gün bunları yaparken “Bu gün ne zaman bitecek?” sorusu beynimde dönüp durdu bu süre boyunca. Bu benim için birkaç ay kadar sürse de benim çalıştığım mağazada kasa şefi 6. yılını doldururken 25 yaşında olmasına rağmen bacak ağrılarıyla baş etmek zorunda. Tabii bu arada 6. yılını doldurduğu için aylık düzenlenen “Sahne Senin” adlı toplantılardan birinde bir plaket almıştı, harika bir ödül 6 yıla! Bu arada maaşı o kadar düşüktü ki umarım hak ettiği ücreti alır bunca tartışmadan sonra.
Gelgelelim bana. İşe başladığım ilk haftadan itibaren hapşırıklar, burun akıntıları, göz sulanması eksik olmadı, nerdeyse iki haftada bir grip oluyordum ve nefes almakta dahi zorlanıyordum Koton’da. Çünkü sürekli toz olan, neredeyse her sabah temizlenmesine rağmen sürekli kirlenen bir yer. Ki Koton’da çalışan temizlik işçileri direkt şirkete bağlı olarak değil de başka şirkete bağlı olarak çalışıyordu.
Daha yeni başladığım işin ilk haftasında ayakta bile duramayacak kadar rahatsızlanınca izin alıp eve gitmem, dinlenmem gerekti. Ama bunu yaparken bile sanki buna hakkım yokmuş da, hasta değilmişim de, keyfimden eve gidiyormuşum havasıyla verilen “izinde” düşünüp durdum, hasta olmak sadece benim sorunummuş gibi. Sanki orada çalıştığım için hasta olmadım ben!
HİÇ DİNLENİLEMEYEN 1 SAATLİK MOLALAR
Koton’da iki farklı çalışma şekli var, full time ve part time. Full time olarak işe girdiğimde, benden başka tam zamanlı satış danışmanı olan yoktu. Haftalık 45 saat boyunca günde bir saatlik molalar haricinde sürekli ayakta çalışılan bir işte olmama çalışma arkadaşlarım, nasıl dayandığımı da merak ediyordu. Çünkü aralarından birkaç arkadaş full time çalıştıktan sonra dayanamayıp yarı zamanlıya geçmişti. Yarı zamanlı olanlar arasında özel üniversitede öğrenci olan okul taksidi için çalışıyor, başka işlerde yine yarı zamanlı çalışıp haftanın geri kalanında Koton’da çalışarak yaz dönemi için de işsizliğini engelliyordu.
Yemek ve dinlenme molalarımız da şöyle işliyordu, günlük birer saat, hem tam hem yarı zamanlı çalışanlar için geçerliyken, haftada bir gün de “full” çalıştığım gün vardı. Sabah 10 ile akşam 10 arasında, iki kere birer saatlik molaya çıkılan ama hiçbir zaman tam olarak dinlenilmeyen molalar bunlar. Çünkü iş yükü hakikaten çok fazla.
İşten ayrılmadan iki gün evvel sabahçılarla mini bir toplantı yapılmıştı, yemek ücretlerinin günlük 14 liradan 16 liraya çıkarılması, iş yükünün de azaltılacağı söylenmişti. Tabii durduk yere neden böyle bir şey yapılıyor diye konuşunca “@kotoncalisanlari sayfası diye bir sayfa var ama onlarla ilgili olup olmadığı belli değil” diye anlattılar bize. Ve bir hafta sonra olaylar patlak verdi, işçilerin sendikada örgütlenmeye başladı, işten atmalar oldu, sosyal medyada #KotonBoykot etiketiyle bir kampanya yürütüldü ve Koton’a dair kamuoyunda büyük bir tartışma başladı. Şimdi bu sürece hep birlikte takip ediyoruz. Ve bu çalışma koşullarında Koton çalışanları daha ne kadar devam eder, birlikte takip edip göreceğiz.
İlgili haberler
VİP Giyimde çalışan kadın işçiler sendika hakkı iç...
Çoğu kadın 550 işçinin çalıştığı VİP Giyim’de sendikal mücadelenin de örgütleyicisi olan kadınlarla...
Koton, sosyal medya paylaşımını beğenen çalışanını...
Dünya genelinde 800’den fazla satış noktası bulunan, son günlerde adı sendika düşmanlığıyla gündeme...
Hızlı moda markası Koton sömürüde de ‘hızlı’
2023 yılına kadar dünya çapında hızlı moda markası olmayı hedefleyen Koton’da işten atmalar sürerken...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.