MEKTUP
Gördüm ki yaşlısından gencine, farklı mesleklerde, farklı hayatları olan insanların yüreğinde hala umutlar tükenmemiş.
‘Boşanma aşamasındayız. Nafaka gibi taleplerim olmamasına rağmen hala tacizlere maruz kalıyorum. Şimdi bu kararım için geç bile kaldığımı düşünüyorum. Çünkü hayat bir eş ve evlilikten ibaret değil.’
Yaşadığı bir rahatsızlık nedeniyle gözlerini kaybeden Çiğdem’in yaşamı ve talepleri bunlar... Çiğdem’in karanlık dünyasına ışık olabilmek için yapabileceğimiz şeyler var.
Yıllardır süren şiddet cenderesinden uzun bir mücadelenin sonucunda kurtulabilen Nazlı tüm kadınlara sesleniyor: Asla pes etmeyin
Markette çalışan bir işçi kadın, çalışma koşullarını ve hamileliğinde yaşadıklarını anlatıyor ve diyor ki: ‘Hakkımızı savunmazsak ömür boyu eziliriz’.
Çocuğunun ders kitaplarında yer alan anlatımlardan endişelenen bir anne sesini duyurmaya çalışıyor: ‘Tek başına çığlık atsam sesim duyulmaz. Çocuklarımız için birlikte bir şeyler yapalım.’
Kadınların savaşmak zorunda kaldıkları alanların değişmesine ihtiyacı var. Umudu direnişe çevirmeyi çoktan öğrendi kadın. Şimdi şöyle az bi çekil kenara, lütfen...
ahh kadınlar böyledir, demiştim ben de içimden ona karşılık. bir şeyleri yıkmadan yeniyi inşa etmenin zorluğunu bilirler o kavşakta.
Her düşünce ve sendikadan eğitim emekçisinin temel sorunlarının farkında olduğu; ortak mücadele etme ihtiyacı duyduğu bir dönemde eğitim emekçisi kadınlar 1 Mayıs’ta talepleriyle alanlarda.
Çalışmak onurdur, çalışıyoruz ama evin işlerinden de çocukların bakımından da biz sorumlu kılınıyoruz. İşyerinde tacize uğramak, işten atmalarda ilk sırada olmak istemiyoruz. Emeğimize sahip çıkalım.
İşsiz kalmamız bizim suçumuz ve beceriksizliğimizden değil. Bu ülkeyi yönetenlerin suçu ve mücadele etmek gerek.
‘Ekonomik kriz, kadının istihdamda yer bulamaması, kadını eve, erkeğe bağımlı kılarak emeğinin sömürülmesinin yolunu açmaktadır.’
1 Mayıs yaklaşıyor. Ama patron izin vermediği için 1 Mayıs’a katılamayacak olan bir kadın işçi taleplerini anlatıyor...
Bir işçi kadının çağrısı: Ben bütün işçileri ve kadınları işsizliğe, hayat pahalılığına, OHAL’e ve savaşa karşı bu karanlık gidişe dur demek için mücadeleye, dayanışmaya ve 1 Mayıs’a çağırıyorum.
Tekstil işçisi kadın anlatıyor: Koşullarımız kölelik desem abartı olmaz. Ustabaşı bize diyor ki ‘Hamileyim, doğuruyorum, aybaşı oldum diye sakın yanıma gelmeyin yakarım, sonunuz kapının önü olur’.
6 ay önce doğum yapan tekstil işçisi anlatıyor: ‘Hijyenik bir soyunma odası yok, kreş yok. Çocuğu emzirmeden işe geliyorum. Sütümü tuvalette sağıyorum. Şef uzun kalıyorum diye beni tehdit ediyor’
Bu kadar sorunlarımız var ama biz parti yarıştırıyoruz. ‘Gelin birlikte hareket edelim’ diyorum. Çok koyu AKP’liler rahatsız oluyor ama bir tane mesaileri kesildiğinde ortalığı ayağa kaldırıyorlar.
‘aklınıza ne geliyorsa bu renklilik içinde; hepsi ama hepsi, bu büyük enerjinin dışa vuran sembolleri sadece. dünyanın ortasında bir tütsü yakıyorlar kadınlar. ’
Resim öğretmenliği okuyup, mezun olduktan sonra binbir emekle KPSS’ye hazırlanan, Şırnak’a atanan, ev tutup düzenini ayarladıktan sonra ataması iptal edilen bir öğretmenin söyleyecek sözü var.
Yazdığı mektupla kadınlara 1 Mayıs çağrısı yapan bir kadın ‘Aşçıyız, temizlikçiyiz, ütücüyüz, garsonuz, bulaşıkçıyız. Ne sigortamız ne sendikamız ne de maaşımız var. 7/24 hizmet ediyoruz’ diyor.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.