MEKTUP
A woman from Spain sent a letter to Ekmek and Gül about the social media campaign to demand an end to the sexual violence against women who go jogging.
‘Erkek şiddeti sarmalından çıkabilmek için gereken çok yönlü mücadele daha uzun yıllar sürecek gibi görünüyor. O uzun yıllar boyunca da biz kadınlar için mutlu bir yıl yok.’
Asgari ücretli kadınlar asgari ücret miktarının kendi yaşamlarında ne anlama geldiğini anlatıyor: ‘Tek başıma bile ayın sonunu getiremiyorum, ya kişilik bir aile ne yapsın!’
Kazanacaklarına olan inanç bizlere de geçiyor ve kavilleşiyoruz kadın işçilerle, onların seslerini duyurmaya dayanışmayı büyütmeye... Bir kez daha yineliyoruz; Flormar değil direniş güzelleştirir.
Esenyurt’ta bir kadın etkinliğinden yansıyanlar: ‘Birlikte ne kadar güçlüymüşüz, yalnız olmadığımızı fark ettim, birbirimizden aldığımız bu şevkle bir sonraki günün daha güzel olacağı ümidiyle...’
İsviçre ve Fransa arasında yaşayan Türkiyeli göçmenlerin kurduğu Albatros Kültür ve Dayanışma Derneği’ndeki kadınlar içerisindeki ‘kızkardeşler’ grubundan mektup var...
Bu üç kadın belki hiç geri gelmeme ihtimali olan bir mülteci kağıt toplayıcısı çocuk için her gün karton biriktirmişler. Ama sadece karton değil, belli ki baya da özlem biriktirmişler.
Çukurova Üniversitesi yemekhanesi önünde yaşanan taciz olayı üzerine Çukurova Ünivesitesi öğrencisi kadınlar bir mektup kaleme aldı.
Çocuk Hakları Günü’ne dair mektup yazan 9 yaşındaki Emek Deniz ‘Korkuyorum, özellikle kız çocuklarına yapılanlar ben daha çok korkutuyor’ diyor.
Gazeteci bir kadından dinleyin iş cinayetlerinin arka planını, bir işçinin ölümünü haberleştirmenin hiçbir ‘habercilik etiğine’ sığamayacak büyük acısını...
Annesiyle birlikte babasından şiddet gören, arkadaşının tecavüzüne uğrayan kadın tüm kadınlara sesleniyor: Lütfen susmayın, kendinizi ve etrafınızdakileri bilinçlendirin.
Kulüp Başkanı tarafından ‘20 delikanlının arasına soyunma odasına girmeye utanmayan...’ denerek hedef gösterilen Kongre Üyesi Şükran Yılmaz: ‘Spor camiasında kadına uygulanan hakareti kabul etmiyorum’
Çalıştığı tekstil firmasından atılan, tazminatı taksitle verilecek olan İşçi Gülcan yaşadığı hukuksuzluğa tepki gösteriyor: ‘Sanki ben taksitle çalışıyordum da bana tazminatımı taksitle veriyorlar.’
‘Fabrikalardan evlere iş imkanı’ ilanlarıyla sigortasız, yemeksiz, fazla mesai ücreti olmadan, gayet cüzi ücretlerle kârlı bir politika güdülüyor bugün emekçi semtlerinde.
Bu benim kız çocuğuna olan inancım, güvenimle ve örgütlü olmamın bilinci ve gücüyle başlayan bir kadın hikayesidir.
Daha önce birkaç kez Ekmek ve Gül’e yazdı Nazlı kendini bulma hikayesini. Ailesinin tüm baskılara inat, yaşamını kurmak için hâlâ direniyor.
‘Şimdi çok mutluyum, yarım kalan eğitimimi dışarıdan tamamlamaya çalışıyorum. Kadınlar gerçekten çok güçlü; sadece bu gücü ortaya çıkaracak bir şeylere ihtiyacımız var.’
Bu sistem, bu çark nasıl dönüyor biz işçiler gerçekten yetişemiyoruz. Her geçen gün daha çok çöküyorlar gırtlağımıza.
Kadınlar cumhuriyetin kuruluşundan bu yana kazanılmış haklarını bugün geldiğimiz bu noktada maalesef kaybetmek üzere.
Sevgili kadınlar, kaderimizi bir erkeğin aşkına, sevgisine bırakmamalıyız. Çalışıp, üretip var olduğumuzu göstermeliyiz.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.