Çocuk o daha. Çağlayan’da taş dizimi yaptığı atölyede onun kadar uzun saatler çalışmaya büyük bir insanın bile canı dayanmaz.

‘Hayatımızı dört duvar arasına sığdıracak kadar küçültmelerine izin vermeyeceğiz! Biliyoruz çünkü, hayat o duvarlarından ardında, yan yana yürünecek yollarda...’

AKP’nin ürettiği yanlış politikaların sorumluluğu da sonucu da göçmenlere yıkılmamalı. Çözüm düşmanlığa düşmek değil, eşitsizlikleri ortadan kaldıracak bir mücadele hattından geçmektedir.

Yoksulluk öyle ilerliyor ki kadınlar kendi dayanışmalarını büyüttükleri derneklerin etkinliklerine gidemeyecek, buzdolabına konserve hazırlayamayacak hale geliyor

Üniversiteli kadınlar, kadın öğrenci olarak yaşadıkları sıkıntıları, seçimlere ilişkin düşüncelerini anlattı.

Yüzde 61 oranda mutluymuşuz kız kardeşlerim. Bu yazıda bahsi geçen yüzdeliğe dahil değil misiniz? Siz hangi cehennemde yaşıyorsunuz o zaman! Durun, söylemeyin! Çünkü biliyorum…

Kimisi zor koşullar altında çalışmaya kıdem hakkını düşünerek katlanıyor, kimisi kıdem tazminatını aldığında yapacaklarının hayalini kuruyor. Kadınlar ‘Birbirimizin geleceğine sahip çıkmalıyız’ diyor.

Ayşe eskiye oranla kadınların daha çok haklarını arayıp bir araya geldiğini söylüyor bunun sebebini de baskının artmasına bağlıyor.

‘Kadınlar istekli ama alan yok. Bir kurs, bir sosyal alan, bir kütüphane, bir park yok. Şimdi sıvıyoruz kolları mahallemizi daha yaşanılır yapmak için.’

Hemcinslerimize sahip çıkıp birbirimizin hayatını kolaylaştırdığımız sürece yaşam güzelleşecektir.

Emine Bulut’un ‘Ölmek istemiyorum’ sözleri, herkesi öfkeye boğarken, Sincan Organize Sanayide çalışan metal işçisi kadınlar da çalışırken, molada serviste her yerde bunu konuştu.

Okullarda bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek kampanyasından haberdar Zekiye. ‘Ülkede bir şey olduğu an ilk el uzattıkları, ilk vazgeçtikleri şey öğrencilerin yemek hakkı oldu’ diyor.

Gazi Mahallesi 1298. Sokak’ta yaşayan kadınların en önemli dertlerinden biri tünel inşaatı ile evleri hasar görmesi. Bir diğeri ise pandeminin de sırtlarına yüklediği ağır yük.

Bir çocuğun muz yiyebilirken diğerinin ona bakması ne kadar can yakıcı bir durum. Çocuk sormaz mı, ‘Anne, neden Zeynep yiyor da ben yiyemiyorum?’ diye.

Bizi hoyrat bir makasla, yaşamın olağan güzelliğiyle aktığı o güzelim fotoğraftan oymaya çalışıyorlar...

‘Kararlılıkla direnişlerine devam eden metal işçilerini kendimize örnek alıp biz de istediğimiz sözleşmeyi imzalatalım.’

Lüks kategorisinde sayılan hijyenik bakım ürünlerine verdiğimiz paralardan sıtkımız sıyrıldı. Hijyen ürünleri marjinalize edilmiş ihtiyaçlar haline geldi kadınlar için.

Kartal Belediyesi’nde çalışan kadın işçiler, en çok işyerinde yaşadıkları ayrımcılıktan, kadınlarla erkekleri “fıtratı gereği” eşit görmeyen anlayışla karşılaşmaktan şikayetçi.

İstanbul’daki deprem sonrası evleri hasar gören kadınlar yaşadıkları zorlu süreci anlattı: Mecburen yerin altına taşınmak zorundayım.

Bornova Kadın Dayanışma Derneği ücretsiz kreş kampanyası başlattı. Kampanya yalnızca çocuk bakım yükünü değil, şiddeti de odağına alıyor.

Editörden