DERGİMİZDEN

Tesettürlü kadınlar tacize uğramaz mı?

Annemin verdiği tepki beni çok şaşırttı; ‘Kızım niye bağırmadın, kızım niye tokat atmadın, niye tepki vermedin’ Nasıl yani? Benim annem ‘Aman kızım sessiz ol, kimse duymasın’ demez miydi?

Kadın öğrenciler: Eğitim hakkımız, burs ihtiyacımız!

Aydın Üniversitesi’nden kadın öğrenciler, “Eğitim Hakkımız, Burs İhtiyacımız” kampanyasının kendileri için neden önemli olduğunu anlattı.

‘Ona göre iş bulacaksın!’

Genellikle kadın yurtlarının merkezden çok uzak, ıssız yerlerde yapılması; yurt yollarının ışıklandırılmasının zayıf olması... Hepsi dış dünyayı daha da korkunç hale getirmenin yollarından değil mi?

Varız, varolmaya devam edeceğiz

İktidarın, iktidarın politikalarıyla beslenen erkeklerin kadınları eve hapsetmesine, kadınları ikinci sınıf görmesine karşı biz kadınlar sokağa çıkmaya, üretmeye, çalışmaya, ilerlemeye devam edeceğiz.

Bir diğerimizin cesareti olalım...

‘Hepimiz diğerimizin cesareti, yoldaşı, eli, kulağı ve yüreği olalım. Kapıyı çarpıp çıktığınızda dışarıda işsizlikten, fuhuştan, açlıktan ve ölümden korkmadığımız bir dünyayı birlikte yaratabiliriz.’

Yurt çalışanlarının ağır iş yükü...

Yurt personelinin ve kat görevlilerinin insanca şartlarda çalışabilmelerinin sağlanması için bütün yurtlardaki görevlilerin ve biz öğrencilerin, bir arada durup ses çıkartması önemli.

Kendinden ‘içinden geldiği gibi bir kadın’ yapanın şairi: GÜLTEN AKIN

4 Kasım 2015’te 82 yaşında kaybettik Gülten Akın’ı. Dört yıl geçti, bu dört yılda onun kaleminden alıp diline yerleştirdikleriyle nice kadın kendinden “içinden geldiği gibi bir kadın” inşa etti.

Ekmek ve Gül Ekim 2019 sayısı

Dergimizin bu sayısında ‘ölüm politikasına’ karşı haklarımızı ve hayatlarımızı savunmanın araçlarını, yol ve yöntemlerini tartışıyoruz.

‘Ayakta kalmak’ için değil ‘ayağa kalkmak’ için

Dayak. Taciz. Tecavüz. İstismar. Cinayet… Örtbas. Pişkinlik. Takipsizlik. Adaletsizlik…Öfke. Öfke. Öfke... Hayatımızın çetelesi böyle.

Öfkemizi değiştirici bir güce dönüştürmek elimizde!

Emeğimizi, bedenimizi, haklarımızı, geleceğimizi kendi çıkarlarına dayanak haline getirmeye çalışanlara öfkeliyiz!

Şiddete çözüm bulunmuyor, işsizlik büyük sorun...

Kadınlardan aldığı destekle muhtar seçilen Sevgi Akyıldız mahallenin dertlerini anlattı; 'Kadınlar geliyor, dertlerini anlatıyorlar. O kadar farklı dertleri, sorunları var ki; aklınız hayaliniz almaz'

Yanında biri olunca güçleniyorsun, ama devlet yanında yok

Şiddet ve kadın cinayetlerine ilişkin yaptığımız anketin sonuçları hiç de şaşırtmadı. Kadınlar devletin ve yasaların kendilerini korumadığını, şiddetin ekonomik sorunlar nedeniyle arttığını düşünüyor.

Konserve yapmak bile lüks!

Konserve, kurutulmuş sebzeler, dondurulmuş gıdalar... Kış öncesi hazırlıklar sürüyor ama bu pahalılıkta kışlık hazırlık yapmak bile bütçeleri sarsıyor.

Yoksul okul masraflarını nasıl karşılasın?

Sincan’da konuştuğumuz kadınların birçoğu evine sadece asgari ücretle geçindirdiğini dile getiriyor.

Şiddetten kaçmanın bedeli çocukların geleceği mi?

Gülcan’a dayatılan kırk katır mı, kırk satır mı misali: Ya çocuklarını okula göndermeyecek ya da şiddet gördüğü yere geri dönecek!

Kalp yerine çam kozalağı taşımayanlardansanız...

Genellikle güçlü kadın karakterler yaratan Şebnem İşigüzel’in dili kimi zaman sert. Satır aralarında dahi olsa, toplumsal olaylara, bu ülkenin gerçeklerine, kanayan yaralarına mutlaka parmak basıyor.

Elimde bir sihirli değneğim olsa...

Okuyamayan, evlenmek zorunda kalan Duygu anlatıyor: ‘Hayat bize birçok şeyi öğretiyor. Buralarda yaşamak kolay değil.’

Kız çocukları haklarından yoksun...

11 Ekim’e sayılı günler kala İkitelli’de kız çocuklarının en temel insani haklarından ne denli faydalanabildiklerini birde onlardan dinleyelim.

Krizde işçi sağlığı iş güvenliği: Canımız birliğimize emanet!

Kadın işçilere koruma ayakkabıları verilmiyor. Makinelerdeki sensörler devre dışı bırakılıyor. Yemek saati kaldırılıp makine başında kumanya veriliyor.

Eşini iş cinayetinde yitiren Asine: Ceza almalarını istiyorum

‘İşe başlayalı üç ay olmuştu ki makineye ayağı sıkıştı. Bir buçuk ay raporun ardından yerini değiştirme sözüyle tekrar işe döndü. Değiştirmediler, Serhat bir hafta sonra aynı makinede canından oldu.’