DERGİMİZDEN
İşe alınırken işçilere kadere inanıp inanmadığı, alınyazısına göre mi hareket edeceği, sendika hakkında ne düşündüğü soruluyor, örgütlenme olursa haber vermek için yemin ettiriliyorlar.
İkitelli’den Zehra çocuğunu sıbyan mektebine gönderiyor. Çünkü kreşler çok pahalı. Kaygıları çok, ama bir yandan da bu kararının doğru olduğunu düşünmek de istiyor…
Çünkü bugün açısından gençliğin ihtiyaçları, gelecek planları, hedefleri, hayal ettiği yaşam AKP iktidarının çizgisiyle uyuşmuyor.
Çok kısa zaman içinde şlak diye yüzümüze patlatılacak, hayatımızın orta yerine hak gaspı yağdıracak bir sürpriz konfeti elinde bekliyor tek adam ve ekibi; adı da Anayasa değişikliği.
Filmde, insanı acı acı gülümseten, insanlığından utandıran, umut dolu beklentilerden derin umutsuzluklara savuran, güldüren, öfkelendiren, tedirgin eden, harika sahneler var.
Dinle, devletle, sistemle ve yaşanmış bitmiş diyemeyeceğimiz geçmişle de derdi var şairin, aşktan, dirençten, ölümden bahseden şiirleri de var…
Çocuk istismarını daima gündemde tutmak, sorunu doğru tarif etmek, anlamak ve anlatmak gerekiyor. Sorunun ortadan kalkması için hukuki, sosyal ve politik yönleriyle bütüncül bir mücadele yürütülmeli.
Son 20 yılda kamuoyunun gündemine onlarca istismar vakası girdi. Yeterli önlemler alınmış olsaydı, etkin bir soruşturma yapılıp, “münferit bir hadise” diye geçiştirilmeseydi bunlar yaşanmayabilirdi!
İnsanca yaşayacak bir ücret için, tüm işyerlerinde kadın-erkek işçilerin ilk yapacağı şey istenecek ek zam talebini belirlemek ve mücadele biçimine de karar vermek...
Tekstil fabrikasında makineci işçiler birbiriyle ve saatle yarıştırılıyor, kaza geçirmemek için nazar duasına sığınıyor.
‘Hiç durmadan çalış, iş yetişmiyor, kolunu bile kaşıma, tuvalet paydostan sonra!’
Okumak ve müzik öğretmeni olmak isteyen 17 yaşındaki genç kadının hayalleri elinden alınmış. Şimdi ise insanca koşullarda çalışabilmek için iş arkadaşlarıyla mücadele etmekte kararlı.
Çalışabilir kâğıdını patronuna, müdürüne, şefine, insan kaynaklarına vs. veren kişi, çalışmasına engel olmadığı halde, iş ortamında bilinmesini istemediği kişisel durumunu bildirmek zorunda kalır...
Rahim ve çevresinde gelişen iyi huylu olan bu kitlelerin oluşum mekanizması net ortaya koyulamamış olsa da özellikle östrojen ve progesteron hormonları ve genetik yatkınlık oluşum sebebi.
Çocuklarımızın okulda aç kalmaması lütuf değil devletin birincil sorumluluğu. Bu hakkı ilkokuldan üniversiteye herkes için söke söke alacak olan da yine biziz biliyoruz.
Bir tarafta temizlikçi, bir tarafta narkotik anne, bir tarafta ders yaptıran anne, bir taraftan da yetebilmek için kurslara giden anne… Peki tüm bunları sağlamakla yükümlü olanlar nerede, ne yapıyor?
‘Tasarruf’ gerekçesiyle kaldırılan yaz-kış saati uygulaması öğrenciler için de eğitimciler ve veliler için bir çileye dönmüş durumda.
Okuldaki şiddet sadece okulla ilgili bir sorun değil. Çocukların geleceği, şiddet sarmalıyla örülü gündelik hayatın içinde ailenin ya da okulun inisiyatifine bırakılamayacak kadar mühim.
Son zamanlarda toplumumuzda artan fiziksel şiddetin temelinde dilde yatan şiddetin boyutunu da rahatlıkla görebiliyoruz.
‘Ben iki yıldır Türkiye’deyim. Bir yıldır da tekstilde çalışıyorum. Mülteci olunca patronların ve ustabaşıların insafına kalıyorsun. Herkese asgari ücret, fazla mesai var bize yok.’
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.