DERGİMİZDEN

Patronlardan kadın işçilere ‘din sorgusu’

İşe alınırken işçilere kadere inanıp inanmadığı, alınyazısına göre mi hareket edeceği, sendika hakkında ne düşündüğü soruluyor, örgütlenme olursa haber vermek için yemin ettiriliyorlar.

Ben çocuğumu niye sıbyan mektebine verdim?

İkitelli’den Zehra çocuğunu sıbyan mektebine gönderiyor. Çünkü kreşler çok pahalı. Kaygıları çok, ama bir yandan da bu kararının doğru olduğunu düşünmek de istiyor…

Üniversitelerde tarikat-cemaat gerçeği: YTÜ Örneği

Çünkü bugün açısından gençliğin ihtiyaçları, gelecek planları, hedefleri, hayal ettiği yaşam AKP iktidarının çizgisiyle uyuşmuyor.

Tüm haklarımızı yutacak karadelik: Anayasa değişikliği

Çok kısa zaman içinde şlak diye yüzümüze patlatılacak, hayatımızın orta yerine hak gaspı yağdıracak bir sürpriz konfeti elinde bekliyor tek adam ve ekibi; adı da Anayasa değişikliği.

Roma Saat 11: Anlatılan senin hikâyendir

Filmde, insanı acı acı gülümseten, insanlığından utandıran, umut dolu beklentilerden derin umutsuzluklara savuran, güldüren, öfkelendiren, tedirgin eden, harika sahneler var.

Yaralarımız gülsün diye şiir yazan bir şair

Dinle, devletle, sistemle ve yaşanmış bitmiş diyemeyeceğimiz geçmişle de derdi var şairin, aşktan, dirençten, ölümden bahseden şiirleri de var…

DOSYA | Çocuk istismarı politiktir! Karanlık ağları birlikte yırtalım

Çocuk istismarını daima gündemde tutmak, sorunu doğru tarif etmek, anlamak ve anlatmak gerekiyor. Sorunun ortadan kalkması için hukuki, sosyal ve politik yönleriyle bütüncül bir mücadele yürütülmeli.

Çocuk istismarında acı tablo: Bu olayları unutma!

Son 20 yılda kamuoyunun gündemine onlarca istismar vakası girdi. Yeterli önlemler alınmış olsaydı, etkin bir soruşturma yapılıp, “münferit bir hadise” diye geçiştirilmeseydi bunlar yaşanmayabilirdi!

Sendikalı işçiler bile asgari ücretli, ek zam kaçınılmaz!

İnsanca yaşayacak bir ücret için, tüm işyerlerinde kadın-erkek işçilerin ilk yapacağı şey istenecek ek zam talebini belirlemek ve mücadele biçimine de karar vermek...

İş güvenliği için ‘nazar duası’

Tekstil fabrikasında makineci işçiler birbiriyle ve saatle yarıştırılıyor, kaza geçirmemek için nazar duasına sığınıyor.

Tekstil işi: Zorluğu 1995’te neyse 2022’de de o!

‘Hiç durmadan çalış, iş yetişmiyor, kolunu bile kaşıma, tuvalet paydostan sonra!’

Overloğa takılan mecburiyet

Okumak ve müzik öğretmeni olmak isteyen 17 yaşındaki genç kadının hayalleri elinden alınmış. Şimdi ise insanca koşullarda çalışabilmek için iş arkadaşlarıyla mücadele etmekte kararlı.

Tüp bebek tedavisi görmemden patronuma ne!

Çalışabilir kâğıdını patronuna, müdürüne, şefine, insan kaynaklarına vs. veren kişi, çalışmasına engel olmadığı halde, iş ortamında bilinmesini istemediği kişisel durumunu bildirmek zorunda kalır...

Her 5 kadından birinin sorunu: Miyomlar

Rahim ve çevresinde gelişen iyi huylu olan bu kitlelerin oluşum mekanizması net ortaya koyulamamış olsa da özellikle östrojen ve progesteron hormonları ve genetik yatkınlık oluşum sebebi.

Lütuf değil hak, kadınlar söke söke alacak!

Çocuklarımızın okulda aç kalmaması lütuf değil devletin birincil sorumluluğu. Bu hakkı ilkokuldan üniversiteye herkes için söke söke alacak olan da yine biziz biliyoruz.

Hayatın her alanında her şey olan ‘anneler’

Bir tarafta temizlikçi, bir tarafta narkotik anne, bir tarafta ders yaptıran anne, bir taraftan da yetebilmek için kurslara giden anne… Peki tüm bunları sağlamakla yükümlü olanlar nerede, ne yapıyor?

Karanlıkta uyananlar

‘Tasarruf’ gerekçesiyle kaldırılan yaz-kış saati uygulaması öğrenciler için de eğitimciler ve veliler için bir çileye dönmüş durumda.

Akran zorbalığını önlemede farkındalık yetmez!

Okuldaki şiddet sadece okulla ilgili bir sorun değil. Çocukların geleceği, şiddet sarmalıyla örülü gündelik hayatın içinde ailenin ya da okulun inisiyatifine bırakılamayacak kadar mühim.

Kadına yönelik şiddet dilde başlıyor…

Son zamanlarda toplumumuzda artan fiziksel şiddetin temelinde dilde yatan şiddetin boyutunu da rahatlıkla görebiliyoruz.

Patronların insafına terk edilen mülteci bir kadın olarak anlatıyorum!

‘Ben iki yıldır Türkiye’deyim. Bir yıldır da tekstilde çalışıyorum. Mülteci olunca patronların ve ustabaşıların insafına kalıyorsun. Herkese asgari ücret, fazla mesai var bize yok.’