Yargının hızı faillere değil Dilrubalara
Hülya Şellavcı’nın katiline zorlama hapsi kararını Hülya’nın ölümünden 4 gün sonrasında çıkaran yargı neden Dilruba’yı hiç vakit kaybetmeden tutukladı?

Kadın cinayetlerinin dikkat çekecek ölçüde arttığı günlerden geçiyoruz. Öyle ki günde birkaç kadın cinayeti haberi aldığımız oluyor. Üstelik bu cinayetler, sokak ortasında, vahşice işleniyor. Şiddetin artma nedenlerini sorgulamadan önlenmesinin de mümkün olmayacağı ortada. Ne yazık ki iktidar ve suç ortakları kadına yönelik şiddeti önlemeye yönelik tedbirler almak yerine şiddeti olağanlaştıran, faillere göz yuman, koruma kalkanlarımızı bir bir yok etmek isteyen bir yaklaşım içerisinde.

En son Adana’nın Yumurtalık ilçesinde sokak ortasında, parke taşı ile kafasına vurularak katledilen Ayşe’nin haberi ile sarsıldık. Ayşe’nin faili ayrılmak istediği Murat Dürüst’tü. Sokak ortasında vahşice öldürülen kadınların hesabını tutamaz, sayılarına akıl erdiremez hale geldik.

HEDEFTE KORUMA KARARLARI VAR

2024 yılının ilk 6 ayında erkekler tarafından 205 kadın öldürüldü, 117 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. Bu ilk 6 aylık sayılar cinayetlerin giderek arttığını gösteriyor. Ancak iktidar bunu önleyecek tedbirler alacağı yerde var olan düzenlemeleri de yok etmeye çalışan hamleler yapıyor. Her fırsatta 6284 sayılı yasayı tartışmaya açan iktidarın en yakın hedefinde koruma kararlarının verilmesini ve koruma kararlarına uymayanlara karşı yaptırımları zorlaştıracak değişiklikler var. 2024’ün ilk 6 ayında öldürülen kadınların 16’sının koruma kararlarına rağmen öldürüldü.

MAHKEMELER UZAKLAŞTIRMA İÇİN DELİL İSTEMEYE BAŞLADI

İktidarın yürüttüğü tartışmalar, yasa tasarıları ve kamuoyunda yarattığı bu algı mahkemeleri de etkiliyor. Yasalar değişmeden uygulamanın değiştiğine şahit oluyoruz. Mesela mahkemeler 6284 sayılı Yasa uyarınca uzaklaştırma kararı vermek için sadece şiddet mağdurunun beyanını yeterli görmeyip yan deliller ister hale geldi. Yeni bir saldırının olmaması, uzaklaştırma kararının uzatılmaması için gerekçe gösterilebiliyor. Uzaklaştırma taleplerine ret yanıtı veren hakimler, bir kadının durduk yere bu talepte bulunmayacağını düşünmüyor. Koruma kararı olduğu halde kadınlar korunmazken artık bu kararları kağıt üzerinde almak için bile olağanüstü bir çaba sarf etmemiz gerekiyor.

DEVLET KADINLARI ŞİDDETTEN KORUMAKLA YÜKÜMLÜ!

Tabii kadınların adliyelerde yürüttükleri mücadeleler sonucunda elde edilen olumlu kararlar da var. 6284’ü defalarca ihlal eden Kaffar Yeğin’i zorlama hapsine mahkum ettirmek için başvuruda bulunan ancak kararın çıktığını görmeye, çıkmayan bu karar yüzünden ömrü yetmeyen Hülya Şellavcı’nın yakınlarının kamunun ihmali nedeniyle İçişleri Bakanlığı aleyhine açtığı manevi tazminat davası, İzmir 3. İdare Mahkemesi tarafından kabul edildi. Bu karar kamunun kadınları korumakla yükümlü olduğunu hatırlatması bakımından çok önemli bir karar.

HAYATLARIMIZI SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Hülya Şellavcı’nın katiline zorlama hapsi vermek için onun ifadesinin almayı bekleyerek kararı Hülya’nın ölümünden 4 gün sonrasında çıkarabilen, failleri cezalandırmakta ve durdurmakta işini çok ağırdan alarak nice kadının katlinin sebebi olan iktidarın yargısı; konu iktidara, hükümete, Cumhurbaşkanına yönelik eleştiriler olduğunda çok hızlı. Verdiği bir sokak röportajındaki sözleri nedeniyle tutuklanan Dilruba Kayserilioğlu’nu hepimiz biliyoruz. Dilruba’yı sokak röportajının sosyal medyaya düşmesinin hemen ardından içeri atarak hızının ne kadar artabileceğini gösteren yargı, Dilruba’nın tahliye kararını dahi bir intikam aracına dönüştürerek gece yarısı hiçbir yakınına haber verilmeden uyguladı. Öte yandan 2024-2025 Adli Yıl Açılış Töreni'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Nefret siyasetinin kimseye bir fayda sağlamadığını artık herkesin görmesi gerekiyor. Millete hakaret edenleri kahramanlaştıranları bu millet affetmez. Türkiye ile ilgili karanlık senaryolara figüranlık yapanları millet affetmez" diyerek iktidarı eleştirenlere yönelik üstü örtülü tehdidini bir kez daha, hem de yargının en üst kurumunun salonunda yapmaktan geri durmadı.

Tüm bu süreçte yaşadıklarımız bizleri endişelendirse de umudumuzu kaybetmiyoruz. Biz kadınlar, bugüne kadar haklarımızı mücadele ederek aldık. Bundan sonra da kadınlar olarak el ele vermeye ve dayanışma ile hayatlarımızı savunmaya devam edeceğiz.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Hayatımız için söz söyleme hakkımız var

Toplumdaki bu yargıları kadınlar olarak birlikte ses çıkartırsak ve tepkilerimizi birlikte güçlendir...

‘Devlet beni korumadığı için suçlu sayılmayacak’

'Elimde uzaklaştırma kararını ihlal ettiğine dair video ve arama kaydı olmasına rağmen gözaltına alı...

Geçtiğimiz hafta en az 4 kadın koruma kararına rağ...

Geçtiğimiz hafta en az 4 kadın şikayetçi oldukları ve hakkında koruma kararı aldırdıkları erkekler t...