DERGİMİZDEN

Biz de yoksulluğa, ölüme, terk edilmenin öfkesiyle; insanca, eşit, şiddetsiz, rant uğruna kendi tabutlarımızda yaşamadığımız bir hayat isteğiyle yan yana geliyoruz…

Bugün bizler de Petrograd’daki işçiler gibi ‘Sömürüye, yoksulluğa, savaşa, şiddete ve yıkıma artık yeter!’ demeye hazırlanıyoruz, hedefimiz belli.

Yaşanabilir kentler, kentte yaşayanların ihtiyaçlarını temel alan yerel yönetimler ile mümkün olacak.Bunu da hayatın her alanında kurduğumuz, kuracağımız örgütlülüklerle başarabiliriz ancak...

‘Bütün boş alanlarına AVM ve yüksek katlı lüks binalar diktiniz. Bizlere deprem zamanında toplanacak alan bırakmadınız. Şimdi kalkmış, akıl tutulması vaatler sıralıyorlar.’

Konteyner kentlerde yaşam mücadelesi veren kadınlar ne gibi zorluklarla karşı karşıya kalıyor, gelin görelim.

‘Kapıları yandaşa değil halka açılan kurumlar olsun. Karar vericiler kişi değil halk olsun. Halk sandığa attığı oyuyla yetkiyi kendine vermiş olsun…’

Kendimden geçtim ama çocuğum için her an deprem olacak kaygısı yaşıyorum. Belediye binalar sağlam mı diye inceleme yapmıyor. Yapsa da ev çürük çıkarsa nereye gideceğiz?’

‘Rantçı değil emekten yana bir belediye için, kim nerede aday olacaktan ziyade birlikte nasıl yöneteceğimizi tartışmalıyız.’

‘Başta, depremzede olduğumuz için herkes bize kapılarını çok rahat açarken artık durum değişmişti. Hem dilimiz farklıydı, hem kimliğimiz.’

Ankara, Etimesgut İlçesine bağlı Oğuzlar ve Sincan ilçesine bağlı Ertuğrulgazi mahallelerinde kadınlara yerel yönetimlerde taleplerini sorduk.

Ankara Batıkent, İlkyerleşim Mahallesi’nin muhtar adaylarından biri de kamu emekçisi olan Hatice Meydan: ‘Tüm sorunları kadınlarla birlikte çözeceğiz’

‘Akçakonak benim doğduğum, büyüdüğüm köy. Köyümü çok seviyorum. Köyümdeki birçok eksiğin giderilmesi için mücadeleye hazır, ilk kadın muhtar adayıyım.’

‘Kadınlar istekli ama alan yok. Bir kurs, bir sosyal alan, bir kütüphane, bir park yok. Şimdi sıvıyoruz kolları mahallemizi daha yaşanılır yapmak için.’

AKP’nin İstanbul Büyük Şehir Belediye adayı Murat Kurum’un karnesinde tek şey var: rant ve yıkım.

‘Asgari ücretle geçinmeye çalışmanın bu kadar zor olduğu bir dönemde dul ve yetim maaşıyla geçinebilmek ya da bu parayla geçinenleri düşünen yok’

Kesilen aylıkları için CİMER’e, valiliğe ve sosyal hizmetlere başvuran engellilerin taleplerine kulak kapatıldı.

‘Devlet dul ve yetimlerin maaşına yeteri kadar zam yapmıyor... hep aza kanat etmemizi söylüyor. Yapabiliyorlarsa kendileri geçinsin, bakalım.’

Boşanmış ve boşanma sürecindeki kadınlar fabrikalarda, mahallelerde taciz ile mücadele etmek zorunda kalıyor. Ancak bu süreçte yalnız değiller, diğer kadınlarla dayanışmayı sürdürmeye çalışıyorlar.

8 Mart Dünya emekçi kadınlar günü yaklaşırken yoksulluk ve eşitsizlikleri yeniden üreten, sömürü çarkına çomak sokacak ve o çarkı kırıp dağıtacak birlikleri kurmak için mücadelemiz var!

Tekstil işçileriyle sohbetimizde bir soruyu ortaya atıyorum: 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü deyince ilk aklınıza gelen ne?
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.