MEKTUP
‘5 yıldır işsizim ve sosyal yaşamım yok. Bu süre boyunca iş aramama rağmen işverene göre yaşlı, devlete göre gencim. Umutsuzluktan dolayı iş aramayı da bıraktım.’
‘Savaşa, şiddete, baskıya, sömürüye, mobbinge, hükümetin bize dayattıklarına karşı, en çok da birbirimizden destek alarak bu günleri atlatacağız.’
İzmir Bornova’dan ücretsiz izne çıkarılan Birgül:: “1 Mayıs yaklaşıyor, benim durumumda binlerce kadın var. Devlet asıl bizlere destek paketleri açıklamalı ama mücadele etmeden olmayacak görüyoruz.”
Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneğinden Selda Arslan, salgın dolayısıyla başlattıkları dayanışma kampanyasını anlattı.
Fiziki mesafe gereği meydanlarda olamasak da, iş yerlerimizden, evlerimizden, balkonlarımızdan, sosyal medyadan, her nerede isek oradan haykıracağız daha güzel ve yaşanabilir dünya talebimizi.
New York tekstil işçilerinin grevinden bugüne kadın işçi hareketinin tarihsel deneyimlerine bakarak söyleyebiliriz ki; kadın işçilerin birliği bugün başka bir dünyayı mümkün kılmada rol oynayacaktır.
'Bir vatandaş olarak sesimi duyuramıyorum. Başvurduğum kapılar yüzüme kapanıyor. Sesimin duyulmasını istiyorum.'
Koronavirüsten önce kıt kanaat geçiniyorduk. Ekonomik kriz zaten yaşamımızı etkiliyordu, şimdi bu virüs yüzünden açlık sınırının altında maaş alan bizler daha derinden etkilenir olduk.
‘El dezenfektanı kullanalım diyoruz onu bile bazen zor bulabiliyoruz. Yani kısacası kahraman ilan edildiğimiz şu günlerde yalnızca alkışlarla korunmamız bekleniyor.’
Hanima Kızıltaş’ın eşi inşaat işçisi. Bu süreçte ‘üç çocuğa nasıl bakacağız’ diye soruyor, ne kadar yorulmuş hissetse de dayanışmayı elden bırakmayan güçlü bir kadının cesaretle yazdığı bir mektup bu.
‘Eğitim ve öğretim kavramlarının içlerinin boşaltıldığı, gün geçtikçe sanattan ve bilimsellikten uzaklaştırılan bu eğitim sisteminde mücadele etmeye çalışıyoruz.’
3 haftadır evdeyim. Son çalıştığım dönemin maaşını da alamadım. Elektrik ve su faturalarının da yüksek gelmesi bizi iyice zorladı. Yardıma başvurdum.
Malatya’nın dağ köyünde doğup büyüyen, erken yaşta evlenen, yaşamın tüm zorluklarına rağmen mücadeleden vazgeçmeyen Meryem, yaşamını adeta ailesine adamıştı...
‘Suçluların serbest bırakılacağını duyduğum günden beri dişimizle tırnağımızla kurduğumuz bu düzene adeta bomba atılmış gibi… Birbirimizi iyileştirmek için ne kadar uğraşırsak uğraşalım buna izin yok’
Balıkesir’den üniversiteli genç bir okuyucumuzun mektubu, infaz yasasıyla mağdur olacak kadınların hayatının nasıl cehenneme döneceğini özetliyor…
Eve geldiğimde huzursuzluk çıkmaması için nasıl giyindiğime, nasıl konuştuğuma dikkat etmek, beni ben yapan çoğu şeyi saklamak zorunda kalıyorum. Siyasi görüşümden, cinsel yönelimime kadar.
‘En kötüsü de işten eve gelince çocuğumun bana sarılmak isteyip de benim onun sarılmasını virüs yüzünden engellemem oluyor.’
Zaten para harcamaya yerimin olmadığı bir dönemde, para yerine kişisel koruyucu ekipman ve hastanede sağlıklı beslenmeyi tercih ederim ve özlük haklarımın iyileştirilmesini isterdim.
Van’da çalışan sağlık emekçisi bir kadın yazdı: Alkışlarla sınırlı kalmasın, yaşamımızın değerli olduğunu bilmemiz için koruyucu ekipman ve insani çalışma koşullarına ihtiyacımız var.
Süt izninde olan anneler ve sağlık çalışanı eşler için verilecek idari izin ve yıllık izinler keyfi izin olmayıp, çocuklarını korumak ve yanında olmak için kullanılmaktadır.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.