MEKTUP

Neredeyse 365 gün çalışıp bir hafta tatil yapamadan, hastalansak yeterli sağlık hizmeti alamadan ölüp gidiyoruz. Aynı 1900’lü yıllar gibi emeğimizin karşılığını alamadan sömürülüyor ve eziliyoruz.

‘Bu ekonomik kriz hayatımızdan hiç gitmedi ama hayata bir şekilde tutundum. Hâlâ merdiven temizliğine gidiyorum, çocuklarıma ben bakıyorum.’

Yeni mezun gıda mühendisi Güneş, 1 buçuk yıllık işsizliğinde hayatta kalmak için geliştirdiği ‘taktikleri’ anlatıyor ve soruyor: Kafeste düşlemek yeter mi?

19 Nisan’da Evrensel Gazetesinde işsizliğin “bedellerini” anlatmıştı Nergis. Günübirlik işler yaparak kızına bakmaya çalışan Nergis’in şimdi güvenceli bir işi var. Nergis, duygularını anlatıyor.

‘Patronlar bile sendikalar kurup örgütlenirken işçilerin sendikalı olmaktan çekinmemesi gerekir. İşçilerin de kazanımı örgütlü olmaktan, bir arada olmaktan geçer.’

Tabii kocaman saraylarda oturanlar açın halini bilmez. Benim evim kadar yemek masaları olanlar halimizi anlamaz. Bizim soframıza üç tabak zor sığarken o kocaman masalara ne koyarlar acaba…

Esenyalı’dan Fatima ‘ben yaptım, oldu’ kararlarına dair düşüncelerini Ekmek ve Gül okurlarıyla paylaşıyor.

Bir iş görüşmesi anısı, hâlâ ‘erkek mesleği’ diye düşünülen mesleklerde kadınların ayakta kalma çabasını, önlerin konana engelleri, dayatılan düşük ücretleri ortaya seriyor.

Muktedirlere her şey serbest bizlere her şey yasak! İşçi emekçi sınıfının mücadele günü olan 1 Mayıs yasak ama çalışırken ölmek serbest…

Diş hekimi Gamze Burcu Gül’den 1 Mayıs mektubu: ‘Emeğin bayramını yeniden meydanlarda kutlayacağımız sağlıklı günlerin özlemiyle Yaşasın 1 Mayıs!’

Kuaför Nesrin, 3 hafta tam kapanmanın ardından günlük kazançla yaşayanların sözlerini aktarıyor: ‘Yahu tavuğu bile kümese kapatırken önüne yem koyarsın, bize ne yiyeceksin diye soran yok.’

‘Bu dünyayı biz kadınlar değiştireceğiz. Bizler mücadeleci kadınlarız. Kendimiz ve gelecek nesillerimiz için yapmalıyız. Mücadelelerimiz için birlik olalım çünkü yan yana birlikte daha güçlüyüz.’

29 yıldır ebe olan bir sağlık emekçisi, 29 yıl içerisinde hastanenin eksiklerini doldurmak için ebelik dışında yapmak zorunda kaldığı görevleri Ebeler Haftası vesilesiyle anlatıyor.

"İşten atmak yasak deyip Kod 29 ile binlerce kişinin işsiz kalmasına yol açan iktidar ile sizi ücretsiz izin ile tehdit eden patronun dili aynı."

Ücretsiz iznin patronun elinde işçisinin sırtındaki kırbacı olmasına bir örnek daha: Sendikalaşma çalışması yürüten kadın işçi ücretsiz izne çıkarılıyor, işyerinde patron işçileri takip ettiriyor.

‘Biz Dicle Ekmek ve Gül’den kadınlar olarak bu toplumda varız söz sahibiyiz. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz.’

Ne yazık ki bir yıldır koruduğum çocuğum kovide yakalandı. Sınıflarında oğlum hariç 3 çocuk ve aile bireylerinde de bulaş oldu. 2 öğretmenleri pozitif.

Mamak’ta Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneğinde bir araya gelen kadınlar Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını tartışırken hem endişelerini dile getirdi hem de önerilerini…

Gıda işçisi bir kadın, fabrikalarında İstanbul Sözleşmesi tartışmalarını aktarıyor: ‘Ne yaptıkları belli değil sürekli bir şey çıkarıyorlar, biz yararını görmedik. Geleceğimiz ne olacak belli değil.’

Bandırma’dan sağlık emekçisi: Kadınların önemli bir dayanağı elinden alınıyor. İstanbul Sözleşmesi, evde, sokakta, iş yerlerimizde yaşadığımız sorunların çözümü için bir dayanak.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.