MEKTUP

Bizim ilmek ilmek dokuduğumuz hayatı onlar çalıyor!

Bursa'dan dokuma işçisi bir kadın fabrikalarındaki İstanbul Sözleşmesi tartışmalarını aktarıyor ve sesleniyor tüm kadınlara: İstanbul Sözleşmesi hem bizim hem çocuklarımızın güvencesidir!

Kadınlar Sözleşmeden vazgeçmeyecek!

‘Bizler; tırnaklarımızla kazandığımız, canlarımızla bedel ödediğimiz hiçbir hakkımızdan vazgeçmek niyetinde değiliz. Biliyoruz ki bir adım geri attığımızda egemen güçler, on adım üzerimize gelecektir.

Şiddete uğrayan bir kadın olarak Erdoğan'a söyleyeceklerim var!

Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu sözleşmeyi neden bir gece yarısı feshettiğini tüm kamuoyuna açıklamasını şiddet mağduru bir kadın olarak talep ediyorum.

‘Hakkımızı helal etmiyoruz’ demek yetmez

Memlekette olan biten hak gasplarına karşı Adıyaman’dan bir hemşire sesleniyor: “Hakkımızı helal etmiyoruz’ demek yetmez”

Kadına çok değer veren bir  markaysa biz neden eylemdeyiz?

Direnişteki Migros Depo işçisi bir kadın Migros'un Kadın Akademisi reklamlarına dair yazdı.

Liranın değer kaybetmesi bize zam olarak yansıyor

“Her gün ulan bugün acaba ne olacak diye kalkıyoruz; bu kadar da olmaz ki canım deyip yatıyoruz.”

Bam teli

İzmir’den bir hemşire, halka dönük topyekun iktidar saldırılarına dair yazdı: “Bütün mesele toplumun bam teline oynamak; en yüksek ses oradan çıkıyor çünkü.”

Biz sokakları terk etmiyoruz, siz görevinizi yapacaksınız!

Londra’da öldürülen Sarah’nın ardından Sarya Tunç yazdı: ‘Bize Sarah’nın öldürülmesinin istisna olduğunu söyleyemezsiniz. Bize önlem olarak gece sokağa çıkmamayı öneremezsiniz.’

Nereye gitsek peşimizi bırakmayan gerçeklik

Her yerde müthiş bir sömürü her yerde işçi üzerinden zengin olma çabası var ve işçi bundan kaçamıyor.

Ford Otosan’ın 8 Mart reklamına Ford işçisi kadından yanıt

Ford Otosan'da çalışan bir kadın işçinin Ford Otosan 8 Mart reklamına yanıtı: ‘Reklam yapmayı bırakıp çalıştırdığınız kadınların sesine kulak verin.’

Oxorca | Laz kadınlardan 8 Mart çağrısı

Kadın sesimizle ağaçlar gibi hür, özgür ve bir o kadar bir arada söylüyoruz türkülerimizi... Duyuyor musunuz, çayın buğusunda ormanın gürültüsünde, bizler bu dünyanın emek dolu yeşilindeyiz.

Okullarda hijyen ve önlemler yetersiz, kaygılıyız!

Eğitim emekçileri endişeli: ‘Okullar açılıyor ancak kaygılıyız. Devlet okullarında ve özel okullardaki uygulamalar farklı. Devlet okullarındaki personel sayısı ve hijyen önlemleri yeterli değil’

Yeni makineler alan patron işten atma listesi hazırladı

Gönüllü çıkışa zorlanan, baskı ve tehdide maruz kalan, ardından sendikalaşan ve tam ‘rahat ettik’ derken hayatlarına giren pandeminin yaşamlarını nasıl zora soktuğunu anlatıyor metal işçisi bir kadın.

8 Mart’a doğru pandemide eğitim emekçisi kadınlar neler yaşadı?

Hazal Vayiç, İzmir’den bir eğitim emekçisi, 8 Mart’a doğru kadınların yaşadıklarını özetlerken bu 8 Mart’ta eğitimcilerin hangi taleplerle alanlarda olacağını sıraladı.

Umarım bir gün hiçbir akranım ‘Bir şey değişmez’ demeyecek

Sürekli akranlarımla güvenli alanları oluşturmak hakkında sohbetler ediyoruz, üretmeye çalışıyoruz. Biz ürettikçe bundan beslenecek, güç alacak her meslektaşım için çok heyecanlıyım.

Biz eğitimciler eşitsizlik uçurumunun bire bir tanığı olduk

Eğitim emekçisi Duygu Erdoğan 1 yıl boyunca pandeminin öğretmen ve öğrencilere bilançosunu özetledi: ‘Uzaktan eğitimle uçurumun ne kadar derin olduğu gözler önüne serildi.’

Salgında kadın eğitim emekçisi olmak…

Eğitim emekçisi Dilek Mercan ‘26 yıllık meslek hayatımda hiç bu kadar sıkıntılı yorucu bir dönem yaşamadım’ diyerek anlatıyor bir yıllık pandemi sürecinde eğitimci olmanın halini...

Birileri ne istiyorsa değil, biz gençler ne istiyorsak olacak

İşçi bir aileden gelen ve atanamadığı için bir belediye projesinde işçi olarak çalışan genç bir kadın gençlere güvencesizliğin geleceksizliğin tek seçenek gösterilmesine karşı tepkisini kaleme aldı.

‘Mars’ta yaşam aranadursun kadınların derdi bu dünyada eşit bir yaşam’

Birleşmeden zincirlerimizi kıramayacağız. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü 164 yıl önceki kadınların iktidara, patron zihniyete karşı birliğinin sembolüdür. 164 yıl sonra bugün, burada birleşiyoruz.

Herkes kendisine benzeyenin gemisinde...

‘Ayrım yapmadan birbirimize kenetlenmemiz lazım. Çünkü biz işçiler olarak hepimiz aynı gemideyiz, bizim yaşadıklarımızın sorumlusu hükümetle patronlar da kendi gemilerindeler.’