MEKTUP

Salgına karşı sözde değil gerçek önlemler alınsın

Bizler istiyoruz ki; gerçek anlamda önlemler alınsın, dünyayı etkisi altına alan koronavirüs fırsata dönüştürülüp rantçıların cepleri doldurulmasın.

Ekonomi paketinde ücretli öğretmenlere de kaynak ayrılmalı

Ücretli öğretmenliğe bizi mahkum edenler özel okullarda ve devlet okullarında bizi ucuz iş gücü olarak çalıştırıp eğitimin piyasalaşmasını sağlıyor. Buna dur demeliyiz!

‘Öksürdüğüm için Koronalı ilan edildim, yetmedi işten atıldım!’

Çerkezköy’de bir işçi kadın tozdan öksürünce koronavirüslü ilan edildi, işçilere ücretli izin vermeyi göze alamayan işveren kadın işçiyi işten atmaya çalıştı.

Evde mi kalalım, ofiste mi, aç mı, virüse rağmen işyerinde mi!

Belirsizlik… En çok da insanı korkutan belirsizlik, hastalıktaki belirsizlik, hastanelerdeki belirsizlik, işyerlerindeki, yaşamı idame konusundaki belirsizlik, sahipsizlik, ne olacağım korkusu...

Kargo çalışanlarının sağlığını düşünen yok

Kargo çalışanı bir okurumuz: ‘Siz alıyorsunuz biz taşıyoruz. Sağlık, virüs diyorlar ama kimse bizim için elini taşın altına koymuyor. Sanki orada çalışanların evde çocuğu, annesi, babası yokmuş gibi.’

Yaşadıklarımızdan sorumlu korona mı, devlet-patron kardeşliği mi?

Gratis çalışanı yazdı: Güvenli bir ortam yaratılmazsa toplu ölümler yaşayacağımızın sesleri çınlıyor kulaklarımızda. Peki sorumlu kim, korona mı devlet-patron kardeşliği mi? Bu duruma izin vermeyelim.

Evden çıkmayın diyorlar, nasıl yapalım?

Oğlumu işten çıkardılar, ben maaşımı alabilecek miyim belli değil… Hiçbir önlem almıyorlar bir de dalga geçer gibi ‘evden çıkmayın’ diyorlar!

Koronanın faturasını da biz emekçiler ödemek istemiyoruz

2 hafta ücretsiz izni mi seçersin, tazminat haklarının yok sayılıp işsizlik maaşını almayı mı, yoksa sağlıksız koşullarda virüs tehlikesiyle çalışmayı mı! Tekstil işçisi bir kadından korona notları.

Her kriz durumu gibi korona da en çok kadınları vurdu!

Hastanede bir şekilde korkularla çalıştıktan sonra evde bekleyen çocuklar, yaşlılar… Ve yine karşımızda kadının bakım görevi, az parayla geçim sağlamak... Yük yine kadınların sırtında.

Siz evinizde kalacaksınız, biz işimizi yapacağız

Hepimiz risk altındayız. Hepimiz aynı sorunun paydaşıyız... Sahadaki bulaşıyı en aza indirebilmek için evinizden mecbur kalmadıkça sokağa çıkmayacaksınız ki biz işimizi yapalım.

‘Carrefour SA çalışanların sağlığını riske atıyor’

Carrefour SA’da çalışan bir işçi anlatıyor: Hijyen kuralları konsa da yoğunluktan uygulanmıyor, fazla mesailer ödenmiyor, yeterince dinlenemiyoruz…

Ekmeğe ve güle sahip olacağımız bir dünya umuduyla

Her gösteri sonrası temizliği erkek öğrenciler tarafından yapılıyordu. Rekabet etmediler, dayanıştılar. Gerçekliği anlatırken sadece resmi rakamlardan değil, Ekmek ve Gül’den de yararlanmışlardı.

‘Evde kal’ diyorlar, kalınca işten atıyorlar

Eşi dağıtımcı olarak çalışan bir okurumuz: ‘Eşim hiçbir önlem olmadan gün içinde onlarca kişiyle temas ediyor, işverene destek veren hükümet işçilerin koşullarını görmüyor.’

Evde kal Türkiye, ofiste kal muhasebeci

Biz tahsilatçı olmaya ve çalışmaya devam etmek zorundayız. İşveren krizi bahane eder, aidatlarını da ödemez ve geciktirir, ancak biz yine işveren ceza almasın ve işleri görülsün diye çalışır dururuz.

İşten atılmak değil, iş güvencesi ve ücretli izin hakkı istiyoruz

Boyner’de kasiyer olarak çalışan bir kadın işçi: Biz bugün evdeyiz, ama her güne kaygıyla uyanacağız. Bu nedenle bizim talebimiz çalışanlara iş güvencesi ve ücretli izin hakkı verilmesidir.

Krizi fırsata çevirenler emekçileri düşünmüyor

Antalya’da yaşayan ve 20 yıldır kuaförlük yapan Nesrin Öztürk, ekonomik krizin üstüne bir de koronanın yaşamlarını, geçimlerini daha da zora soktuğunu yazdı.

Marketlerde risk altındayız, önlem yok

Markette çalışan üniversite öğrencisi bir okurumuz anlatıyor: Marketlerin aşırı yoğunluğundan dolayı sürekli paraya dokunuyoruz, ellerimizi yıkayamıyoruz, müşteriyle iç içeyiz...

Yasaların koruyamadığı Elif’in adaleti için mücadele edeceğiz

Elif şiddet gördüğü ve boşanmak istediği erkek tarafından öldürüldü. Geride 3 yaşında bir kız ve adalet arayan bir aile kaldı. Bizse ‘Asıl suçlu kim?’ diye sorup, adalet için mücadele edeceğiz.

Gördüğüm şiddet karşısında ben susmayacağım, siz de susmayın!

‘Bu sadece benim öyküm değil, bu tüm kadınların öyküsüdür. Bizim her gün ataerkil zihniyetten gördüğümüz muameledir bu. Ben susmayacağım. Siz de susmayın!’

#BöyleGitmez demek için buluşuyoruz

Biz dünyanın dört bir yanında ‘Ekmek ve Gül istiyoruz’ diyen kız kardeşlerimizin bir özetiyiz. Antep’te ‘Böyle gitmez’ diyen tüm kadınları 15 Mart’ta Karanfil Kafe’de yapacağımız etkinliğe çağırıyoruz