Duygu Delen, eski erkek arkadaşı Mehmet Kaplan tarafından saatlerce işkenceye uğradı. Baygınken öldüğü sanıldığı için balkondan aşağı atıldı. Yani öldürüldü. Yaşasaydı bu yıl üniversite sınavına girecekti, ingilizce öğretmeni olmak istediğini söylüyordu. Duygu, hayat dolu, çevresinde sevilen, gittiği ortamda enerjisi hissedilen bir arkadaşımızdı. Fakat arkadaşımızı aramızdan aldılar. “Aldılar” diyoruz çünkü arkadaşımız Duygu’nun aramızda olmaması, gülüşünün yaşamamasının sebebi sadece Mehmet Kaplan değil. “Kadın dediğin herkesin içinde kahkaha atmayacak” diyen, “Kadın ve erkek eşitliği fıtrata ters” diyen, “O saatte orada ne işi varmış” gibi cinayetlerin arkasından cinayetleri aklayan söylemlerde bulunan, eğitim sisteminde de cinsiyetçiliği ön plana çıkaran, kadın cinayetlerinde failleri koruyan yargı sistemiyle ve satırlara sığmayacak daha pek çok şeyle birlikte Duygu’muzun katili erkek devleti aynı zamanda.

Ki bizler yakın zamanda arkadaşımızın davasında tüm adli tıp raporlarına, bilirkişi beyanlarına rağmen Mehmet Kaplan’ın ev hapsi alarak tahliye edilmesiyle bu söylediğimi tekrar gördük, yaşadık. Ayrıca Mehmet Kaplan’ın Antep’te iktidara yakın büyük bir halı fabrikası sahibinin oğlu olması da hiç şaşırtıcı değil. Ki Duygu’nun ölümü Mehmet Kaplan’ın isminin karıştığı ilk olay da değil. 2019 yılında da aynı kişi 210 promil alkollü ve ehliyetsiz şekilde yüksek hızda araba kullanırken yaya bir kadına çarpıp öldürüyor. Serbest bırakılıyor, cezasız kalıyor.

KATLEDİLEN KADINLARIN DAVASINA SAHİP ÇIKALIM!

Arkadaşımızın öldürülmesinin ardından gelişen süreçte ise Gaziantep Barosu’nun olaya müdahil olması ve sosyal medyayı etkin kullanarak çeşitli hashtag kampanyaları yapmamız sesmizin, daha doğrusu Duygu’nun sesinin, biraz duyulmasını sağladı. Kadın platformlarına ulaşmamızla da dava sürecimiz başladı. Savcılık ifadesinde durum çok netti. Mehmet Kaplan hakkında, “çocuğun kasten öldürülmesi” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, “çocuğun nitelikli cinsel istismarı”, “hakaret” ve “konutta yağma” suçlarından da çeşitli oranlarda ceza istendi. İlk duruşmada Mehmet Kaplan, Duygu’ya şiddet uyguladığını itiraf etti. Her duruşmada da sosyal medyadaki dayanışmamızı da hedef gösterdiler. Dördüncü duruşmada Mehmet Kaplan ev hapsiyle tahliye edildi. Bu karar her gün kadınların katledildiği, çocukların cinsel istismara uğradığı Türkiye’de ev hapsi cezası ile ödül gibi cezalandırılması bütün faillere cesaret vermekten öteye gitmiyordu. Fakat her davada yinelenen sosyal medya tepkisi burada yeniden devreye girdi. Bizlerin gücü ile fail yeniden tutuklandı.

Duygu’nun ölümünün ardından sosyal medyada da Şule Çet cinayeti benzerliği ile gündeme gelmişti. Dava süreci de benzer ilerliyor. Ve arkadaşımızın ölümünün hemen ardından dediğimiz gibi bugün bu sözleri yeniden yineliyoruz: Nasıl ki Şule’nin cinayetinin peşini bırakmayıp failin etkili cezalandırılmasını sağladıysak bugün Duygu Delen cinayeti için de bir arada olacağız. Görüyoruz ki adaletsizlik ve eşitliksizlik o kadar büyük bir düzeyde ki biz kadınlar katledilen kadınlara sahip çıkmazsak, davaların peşini bırakırsak her gün kadınlar şiddet görmeye, katledilmeye devam edecekler.

Fotoğraf: DHA