Sağlık emekçisi: Birimiz daha ölmeden buna dur demeliyiz
9 Eylül Üniversitesi Hastanesinde aynı serviste çalışan 5 asistan hekimden 4’ü istifa etti, biri yatay geçiş yaparak ‘Birimiz daha nöbet çıkışı ölmeden, normalleşen bu gerçeklere dur demeliyiz’ dedi.

Yoksulluk, pahalılık dolayısıyla emek sömürüsünün alabildiğine arttığı bu dönemde hele de Kovid-19 pandemisi ile birlikte artan iş yükleri ve mobbing nedeniyle sık sık gündeme gelen; sağlık emekçilerinin çalışma koşullarının ağırlaşması ve hak kayıpları giderek büyüyen bedellere yol açmaya başladı.

Geçtiğimiz günlerde 36 saatlik nöbet çıkışında trafik kazasında hayatını kaybeden Asistan Hekim Rümeysa Berin Şen’in ölümüyle ‘#36saatnöbetolmaz, #asistanhekimköledeğildir’ vb. haber ve paylaşımlarla asistan hekimlerin sorunları, talepleri ve isyanları daha çok duyulur oldu.

Son günlerde asistan hekimlere ilişkin bir haber de Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp fakültesi Hastanesinden geldi. Eylül ve ekim aylarında 5 asistan hekimden 4’ü istifa ederek, biri yatay geçiş yaparak hastaneden ayrıldı. Asistan hekimlerin eş kıdemli kadın hastalıkları ve doğum ana bilim dalı asistan hekimler olması dikkat çekici idi.

Uzun nöbetler, dinlenme hakkının gasbı, TUS öğrencisi olarak eğitimden yoksun kalma, hocalar ve kıdemli hekimler tarafından uygulanan baskılar nedeniyle tükenmişlik düzeyine gelen asistan hekimlerin bu istifaları, aynı bölümde, aynı zamanda göreve başlayan (eş kıdemli) hekimlerin aynı anda ayrılması nedeniyle değerlendirilmesi gereken bir tepkidir.

NÖBET ÇIKIŞI ÖLMEMEK İÇİN…

“Bizden bu kadar” diyen asistan hekimler “Benzer heyecanlarla, hayallerle başladık. Ama emeğinin karşılığını alamamak, kesintisiz 36 saatlik nöbetler, ayda 400 saati bulan çalışma koşulları, pandeminin sadece çömezlerin üzerine binen yükü, hocalarımızın hayal kırıklığı yaratan yaklaşımları, işler ‘bir şekilde’ yürüdüğü takdirde eğitim hakkımızın hiçe sayılıyor oluşu, asistan hekimlerin birer birer yurt dışına kaçtığı, intihar ettiği, trafik kazalarında tükenmişlik nedeniyle öldüğü bir ülkede bize sahip çıkmayacak olan nice devlet büyüklerimiz ve hepsinden daha da üzücüsü akranlarımız, meslektaşlarımız tarafından maruz kaldığımız mobbing. Birimiz daha nöbet çıkışı ölmeden, normalleşen bu gerçeklere dur diyecek birileri olur umuyorum” derken sadece kendileri için değil aynı sorunu yaşamakta olan tüm asistan hekimlerin sesi olmak adına adım attıklarını da ifade etmiş oldular.

“Aynı kıdemden daha önce beş kişi bölümü terk etmedi bu nedenle durumumuz önem arz ediyor olabilir” diyen asistan hekimler “Bizim bireysel olarak yaşadıklarımızın bir önemi yok. Bizler şu an işsiz olmamız sebebiyle birçok problemle ilgilenmek durumundayız. Türkiye’de birçok asistan hekim daha fazlasını halen yaşamakta, birçoğu psikiyatrik destek almakta” diyerek tükenmişliklerine vurgu yapıyorlar.

Fotoğraf: Evrensel

İlgili haberler
Sağlıkta dönüşüm politikalarının bir sonucu: Asist...

36 saatlik nöbetin sonrası trafik kazası geçiren Dr. Rümeysa Berin Şen’in ölümü asistan hekimlerin ç...

Pandemide kadın asistan hekim olmak

Pandemide en zor koşullarda çalışan kadın asistan hekimlerin 8 Mart talepleri: Branş seçiminde ve ça...

Asistan hekimler iş yükünün yanında tacizle de müc...

36 saatlik nöbetler, hasta yoğunluğu, dosya işleri, eğitim çabasına ek kadın oldukları için yok sayı...