Asistan hekimler iş yükünün yanında tacizle de mücadele ediyor
36 saatlik nöbetler, hasta yoğunluğu, dosya işleri, eğitim çabasına ek kadın oldukları için yok sayılan, tacize, mobbinge baskıya maruz kalan asistan hekimler haklarını istiyor.

Ankara’daki bir hastanede Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalında çalışan bir asistan hekim, pandemiyle birlikte artan iş yükünün yanında uğradıkları taciz ve mobbingi anlattı. İsmini vermek istemeyen asistan hekim, “Eğitim almak için geldiğimiz kurumlarımızda her gün kadın olduğumuz için tacizlerle mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Eğiticilerimiz avantajlı konumlarını hayatlarımızda hegemonya kurmak için kullanmakta tereddüt dahi etmiyorlar. Halihazırda zorlu bir hayatımız varken sadece cinsiyetimiz nedeniyle ekstra yaşadığımız zorluklar motivasyonumuzu fazlasıyla düşürüyor” dedi. 

Cerrahi branşta bir kadın olarak çalışmanın birtakım dezavantajları olduğunu ifade eden asistan hekim, “En başta kadından cerrah olmaz şeklinde tamamen altı boş, hiçbir gerekçesi olmayan bir iddia var. Bu algının sonucu olarak hocalar yeterli dayanıklılıkta olmadığımızı söyleyerek ameliyatlarda hep bir erkeğin desteğine ihtiyaç duyduklarını dile getirmekteler. Bazı hocalar ise kıdem sırasını dikkate almadan erkek asistanlara pozitif ayrımcılık yaparak vakalara onları dahil etmekteler. Bu durumla mücadele etmek için hep kendimizi ispat etmek gibi bir çaba içine giriyoruz. Bunun bir diğer yansımasını ise hastalarımızdan görüyoruz. Hemşire olmak ve meslekle hiçbir sorunumuz olmamasına rağmen kadın gördüklerinde hemşire erkek gördüklerinde doktor yakıştırmasıyla burun burunayız sürekli. Bu tarz durumlar bizler üzerinde büyük bir baskı nedeni olmakta her zaman bir tık daha fazla emek vermek ve kendimizi kabul ettirmek zorunda kalmanın yükleriyle boğuşmak durumunda kalıyoruz” şeklinde konuştu.

ZORLU İŞ YAŞAMININ YANINDA TACİZLERLE MÜCADELE ETMEK ZORUNDA KALIYORUZ

Her gün gelen taciz haberlerine değinen asistan hekim, “Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde Bakırköy Sadi Konuk Hastanesinde bir kadın asistan arkadaşımızın hocası tarafından taciz edilmesi, üzerine başlatılan soruşturmalarda haksız bulunmasına rağmen görevine devam etmesi gibi durumlar mevcut. Erkek egemen sistem her alanda olduğu gibi bizim alanlarımızda da erkeği koruyor. Bu örnek ne yazık ki gün yüzüne çıkmamış binlerce örneğin sadece görünür olanı. Eğitim almak için geldiğimiz kurumlarımızda her gün kadın olduğumuz için tacizlerle mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Eğiticilerimiz avantajlı konumlarını hayatlarımızda hegemonya kurmak için kullanmakta tereddüt dahi etmiyorlar.Hali hazırda zorlu bir hayatımız -36 saatlik nöbetler, hasta yoğunluğu, dosya işleri, eğitim çabası- varken sadece cinsiyetimiz nedeniyle ekstradan yaşadığımız zorluklar- motivasyonumuzu fazlasıyla düşürüyor” dedi.

Pandeminin tüm sağlık çalışanlarının hayatını zorlaştırıp tükenme noktasına getirdiğini belirten asistan hekim, “Kadınlar bu durumdan paylarını biraz daha fazla aldılar. Bu salgın sürecinde gebe olan ve gebe kalan hekim arkadaşlarımız ne yazık ki çalışmak zorunda bırakıldı. Bakanlığın idari izin süresinin 24. gebelik haftasından sonra olması dolaysıyla Kovid servis ve polikliniğinde aktif olarak çalışmak zorunda kalan erken hafta gebe bir arkadaşım bebeği ile ilgili endişeleri yüzünden ciddi psikolojik sıkıntılar yaşadı. Salgının başından beri birçok sağlık çalışanı ev halkını enfekte etmemek adına evine gidemedi. Ve bu durumda emziren, çocuğu olan annelerin izolasyonu çocuklarından uzak kalmasına, anne sütüne ihtiyaç duyan çocukların bundan yoksun kalması gibi ciddi mağduriyetlere sebep oldu. Bazen de ayrı kalınamayan durumlarda -kaldı ki bir yıla yakındır süren ve daha ne kadar süreceği öngörülemeyen bir salgından bahsediyoruz nereye kadar ailelerimizden ayrı yaşayabiliriz- sosyal mesafe koyamayacak olan küçük çocuğu olan anneler bu yük altında ezildiler, sorunlar yaşadılar” dedi.

KADIN ASİSTAN HEKİMLER NE TALEP EDİYOR?

Belirli grupların önceliklenmesinin ve pandemi servis ve polikliniklerinde çalıştırılmamasının en doğru yaklaşım olacağını vurgulayan asistan hekim, “Gebe ve emziren annelerin mağduriyetinin katlandığı pandemi koşullarında, Kovid servis ve polikliniklerinde çalışan bu özel grubun çalışma şartlarının düzenlenmesini, gebeliğin öğrenildiği süreçten itibaren ve emziren anneler için emzirme sürecinin kesintiye uğramaması adına emzirdikleri süre boyunca izinli sayılmalarını talep ediyoruz. Bununla birlikte çocuğu olan kadın hekimlerin, çocukları için kreş ihtiyacı/bakım hizmeti karşılanmalı, bunun için tüm sağlık çalışanı anneler için Sağlık Bakanlığı tarafından bu mağduriyet giderilmelidir.

Hastanelerde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin önüne geçilmesi için acilen çalışmalara başlanmalıdır. Kadınların varlığının kabul edilmesine yönelik gerek görsel, gerek yazılı dokümanlar hazırlanmalıdır. Hastane içi eğitimlere toplumsal cinsiyet eşitliği eklenmelidir. Kadınlar eğitim süreçlerinden itibaren her branşta bulunabileceği yönünde desteklenmeli hatta teşvik edilmelidir. Kadınlara yönelik cinsiyet nedeniyle yapılan mobbingin önüne geçilmeli, sık denetimlerle mobbinge teşebbüs edenler cezalandırılmalıdır. Taciz, tecavüz gibi iddialarla başlatılan soruşturmalar sonuçlanana kadar bu kişiler çalışma alanlarından uzaklaştırılmalıdır” dedi.

‘ADALETSİZ EK ÖDEMELERLE PANDEMİNİN ASIL YÜKÜNÜ BİZ ÇEKİYORUZ’
Toplumda sağlık çalışanlarına sözde minnet duygusunun pratikte çok da karşılığı olmadığını düşündüğünü ifade eden asistan hekim, “Hastaların polikliniklerde 10 dk fazladan beklediklerinde bile ‘saatlerdir bekliyoruz, paramızla rezil oluyoruz, sizin maaşınızı biz veriyoruz’ tepkileri devam etmekte. Bunun dışında yakın zamanda yaşadığımız bir olaydan bahsedeyim. Biz gebe takiplerinde gebeleri hastane koşullarına mümkün olduğunca az maruz bırakmaya çalışırken poliklinikte gerekli tüm muayenesi yapılan hasta, bebeğin cinsiyeti gösterilmedi diye şikayette bulundu. 36 saat nöbet tutmanın yeterince insanlık dışı olmasına rağmen, Kovid servis ve yoğun bakımlarda çalışan asistan arkadaşlarımızın viral yüke maruz kalmasına rağmen esnek olarak çalıştırılmadığı örnekler biliyoruz. Bu sebeple birçok arkadaşımız enfekte olmuştur. Kovid nöbetleri sonrası izin verilmemesi dolayısıyla kendi branşlarımızda ameliyatlara girip, poliklinikte hasta bakmaya da devam ettik. Bizler emekliliğe yansıyan temel ücret talep ederken, vaat edilen ek ödemeler dahi aylardır yapılmamakta. Toplumda ‘Hakkınız ödenmez ama ek ödemelerle hakkınızı veriyoruz’ algısı yaratılmasına rağmen asistan hekimler olarak adaletsiz ek ödemelerle pandeminin asıl yükünü çeken bizler göz ardı ediliyoruz” şeklinde konuştu.


ASİSTANLAR HER AN ÖNE SÜRÜLEBİLECEK KİŞİLER OLMAMALI
Asistanlığın kısaca her işi yapan kişi olarak tanımlayan asistan hekim, “Aslında uzmanlık eğitimi öğrencisi olmamıza rağmen eğitim almadığımız gibi bir gerçeklik var. Asistanlığın ilk yılları zaten dosya ve bilgisayar işleri ile geçmekte. Poliklinik, servis ve ameliyathane üçgeninde yetişebildiğimiz maksimum yere yetişip iş yükünü azaltmak asistanın asıl görevi olarak tanımlanmış durumda. Pandemiyle bu hayatımıza ek olarak pandemi görevlendirmeleri eklenmiş durumda. Yeni düzenlemelerle bir yıl içinde 6 aylık görevlendirmelerle kendi alanlarımızla alakası olmayan yerlerdeki açığı kapatmak zorunda bırakılıyoruz. Genç dinamik ve risk grubunda görülmeyen biz asistan hekimler dinlendirilmeden çalışmaya mecbur bırakılıyoruz. Çokça virüs yüküne maruz kalıyoruz ve hastalanıyoruz. Her gün genç yaşta meslektaşlarımızın ölüm haberlerini üzülerek alıyoruz. Bu süreçte tüm özlük haklarımız elimizden alınmış durumda. İzin kullanamıyoruz, mutsuzsak istifa edemiyoruz hatta ve hatta hastalandığımızda iyileşmemiz için bile zaman tanınmıyor ve belirlenen süre dolduğundan iyileşmemiş olsak bile görevimize döndürülüyoruz. Tüm bunların sonucu olarak tükenmiş bir toplam ortaya çıkıyor. Biz asistan hekimlerin eğitim alan öğrenciler olduğumuzun unutulmasını ve iş gücü olarak her an öne sürülebilecek kişiler olarak değerlendirilmemizi kabul etmiyoruz. En basit diliyle eğitim alan öğrenciler olduğumuzun farkına varılmasını ve yapılacak her düzenlemenin bu akılla yapılmasını istiyoruz” dedi.

Görseller: Freepik

İlgili haberler
Filyasyonu hem hasta hem de doktor olarak deneyiml...

Salgına karşı filyasyon çalışmalarında yer alan bir diş hekiminin hem doktor hem hasta olarak anlatt...

Filyasyonda çalışan kadın diş hekimleri: Tuvaletim...

Filyasyon çalışanı diş hekimi kadınlar ağır çalışma koşullarını anlattı: Tuvalete gitmemek için su i...

Sağlık sistemi pul pul dökülüyor

‘Sağlıkta çağ atladık, diyenler, sağlık emekçilerine bir maske vermekte zorlanırken emekçiler psikol...