Salgınla mücadelede en ön safta yer alan sağlık emekçileri birçok sorunla baş etmek zorunda kalıyor. Özellikle uzmanlık eğitimlerini de sürdürmeye çalışırken kölece çalışma koşullarına mahkum edilen asistan hekimlerin sorunları daha da katmerleniyor. Kadın asistan hekimler ise uzmanlık alan seçimlerinden mesleki gelişimlerine, özlük haklarından özel yaşamlarını planlamalarına kadar birçok başlıkta cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklı sorunlarla karşılaşıyor. Bu ağır koşulları, sorunları Ufuk Üniversitesinden kadın bir asistan hekimle konuştuk.
YOĞUNLUK UZMANLIK EĞİTİMLERİNİ DE GÜNLÜK RUTİNİ DE ETKİLİYOR
Ayda 15’e yakın nöbet, nöbetten sonra mesaiye devam etme, 36 saate varan çalışma saatleri… Birçok asistan hekim öğle arasında yemeğe gitmeye dahi vakit bulamıyor. Tabii bu çalışma yoğunluğuyla uzmanlık alanında eğitimler de aksıyor. Asistan hekim arkadaşımız bu süreci şöyle anlatıyor: “Tıpta Uzmanlık Kurulu (TUK) asistanlık sürelerinin 6 ay uzatılabileceğine dair kararını açıklamış olsa da bu sürenin asistanların eğitimi için verimli bir şekilde mi değerlendirileceği yoksa iş yükünü hafifletmek için mi kullanılacağı bilinmiyor. Bunun dışında istifa yasağı olması nedeniyle istifa etmek isteyen hekim arkadaşlarımız mağdur oldular. Ancak her şeye rağmen büyük fedakarlıklarla bu süreçte sahada yer aldık.”
Kadın asistan hekimlerin ise daha ciddi risklerle karşı karşıya kaldığını şöyle anlatıyor: “Bir arkadaşımız hamile olmasına rağmen pandemi servisinde çalıştı. Bazı arkadaşlarımız yeterli kişisel koruyucu ekipman sağlanmadan çalışmak zorunda kaldı, bazıları uzun süre viral yükün en fazla olduğu yoğun bakımlarda aynı ekipmanlarla çalışmaya devam ettirildi.”
‘KADINDAN CERRAH OLMAZ’ SÖYLEMİ YAKANIZI BIRAKMIYOR
Kadın hekimlere “Doktor Bey” denmesi, kadın hekimlerin daha bilgisiz olduğu algısı, “Kadından cerrah olmaz” söylemleri… Kadın hekimlerin yaşadığı ayrımcılığa değindiğimiz sohbetimiz şöyle devam ediyor: “Eğer bunların hiçbirine kulak asmayıp cerrahi branşta çalışmaya başladıysanız da diğer erkek asistanlar ve hocalar tarafından asistanlık bitene kadar bunları duymaya devam ediyorsunuz.”
8 Mart yaklaşırken kadın asistan hekimlerin bu koşullara karşı neler yapabileceğini konuştuğumuzda, taleplerini şöyle sıralıyor: “Branş seçiminde ve çalışma alanlarında kadın hekimlere dayatılan toplumsal cinsiyet algısının son bulmasını ve eğitimcilerin de buna uygun davranmasını, tıp eğitimi başta olmak üzere tüm eğitim alanlarında toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik eğitimlerin konulmasını, tüm uzmanlık eğitimlerine kadın hekim kotasının getirilmesini, akademik düzeyde kadın hekimlerin desteklenmesi talepleri ile karşılıyoruz 8 Mart’ı. Bunlarla birlikte anayasal eğitim hakkımızı ve nitelikli uzmanlık eğitimini, kesintisiz 36 saat çalışma sürelerinin insani düzeylere çekilmesini, nöbet sonrası dinlenme hakkını, hastanelerde mobbinge son verilmesini istiyoruz.”
Görsel: Freepik
İlgili haberler
Asistan hekimler iş yükünün yanında tacizle de müc...
36 saatlik nöbetler, hasta yoğunluğu, dosya işleri, eğitim çabasına ek kadın oldukları için yok sayı...
Bir bakım merkezi çalışanının pandemi notları: 126...
Eğer bugün örgütlenmez ve bu koşullara hep birlikte ses çıkarmazsak bizi gelecekte çok daha ağır ve...
2020’deki çalışma koşulları 2021’in aynası
Çalışma ve yaşam koşullarını ağırlaştıran pandemi döneminin en zorlu alanlarından birinde çalışan sa...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.