“Kovid-19 sınıf ayrımı yapmadı” diyenler ilerleyen süreçte gördü ki kovid-19 da sınıf ayrımı yaparak en çok işçi, emekçileri etkiledi. Bu dönemde hem virüsten hem de virüs ile yeniden dizayn edilen çalışma ve yaşam koşullarından en çok etkilenenlerden biri de hizmet ve bakım sektöründe çalışan emekçiler oldu. Yaşlı bakım evleri, huzurevi gibi yatılı kurumlarda çalışanların yoğunluklu kadınlar olduğunu söyleyebiliriz. 7-14 gün vardiyalar halinde çalışan bizler bu süreç boyunca evlerimizden, ailelerimizden uzak kaldık. Evli olan kadınlar iş yerlerinde ciddi zorluklarla baş etmeye çalışırken, evde eşleriyle ve çocuklarıyla da sorun yaşadılar. 7-14 günlük vardiyanın yaşattığı bedensel yorgunluğun yanı sıra aile içinde yaşanan sorunlar, psikolojik olarak da yorgunluğa sebep oluyordu ve biz emekçiler yaptığımız işe odaklanmakta da çokça zorluk yaşadık.
Zaten birden fazla kişinin yaptığı iş tek bir kişiye yüklenirken kovid-19 sürecinde çalışma saatleri artırıldı ve günlük çalışma saatleri 18 saati geçti. En az 7 gün vardiyaya kaldığımızı düşündüğümüzde haftalık 126 saati buldu çalışma saatlerimiz. Bunun karşılığında almamız gereken mesai ücretleri ise verilmedi. Dini ve milli bayramlarda çalıştığımızda ne çift mesai ücreti ne de karşılığı olarak iki gün izin veriliyor.
İŞTEN AYRILAN, KIDEMİNİ YAKAN…
Bu durumlara itiraz edildiğinde de işten çıkarmalar yasak olduğundan mobbinge maruz bırakılarak istifaya zorlanıyoruz. Pandemi sürecinde iş bulmanın daha da kısıtlı hale gelmesi ve pek çoğumuzun geçim sıkıntısı içinde olması nedeniyle bu şartlarda çalışmayı kabul etmek zorunda bırakılıyoruz. Sistem yine her daim emekçiyi değil patronu koruduğundan bütün çarklar patronlar üzerinden dönüyor.
Pandemi sürecinde eşlerin ikisinin de yatılı kuruluşlarda çalışıyor olması ise ayrı bir sorun. Çocuklarını bırakacak bir yakını olmayan emekçiler çocuklarını evde yalnız bırakmak zorunda kalırken, çözülemeyen bu sorun kadın çalışanların işten ayrılmalarına neden oldu.
Bu ağır süreç nedeniyle çalışan kadınlar yaşadıkları sorunlar nedeniyle evlerine çekilirken, bir kısmı da hak ettiği kıdem tazminatını yakmak pahasına başka kurumlara geçerek daha iyi koşullarda çalışmayı istiyor.
Bu süreçte denetimlerin daha da artırılması gerektiğini düşünüyoruz. Kurum sahipleriyle yapılan görüşmelerin yanı sıra edilen şikayetlerin dikkate alınması ve çalışanlarla da görüşülmesi gerek. Bunlarla birlikte insanca çalışma koşulları ve insanca yaşayabileceğimiz bir ücret isterken alanda örgütlenmek, örgütlü bir mücadele yürütmekten de başka şansımız yok. Eğer bugün örgütlenmez ve bu koşullara hep birlikte ses çıkarmazsak bizi gelecekte çok daha ağır ve çok daha kötü çalışma koşulları bekliyor olacak. Patronlar ise kârlarına kâr katmaya devam edecek.
Görsel: Freepik
İlgili haberler
Sağlık emekçileri tükendi, sesimizi duyun!
Yöneticiler tarafından belirsizlik içine sürükleniyoruz. Hepimiz hem psikolojik hem fiziksel hem de...
Asistan hekimler iş yükünün yanında tacizle de müc...
36 saatlik nöbetler, hasta yoğunluğu, dosya işleri, eğitim çabasına ek kadın oldukları için yok sayı...
Kenya’da hemşireler Kovid-19’a karşı sağlık çalışa...
Geçtiğimiz Pazartesi günü 20 binden fazla Kenyalı hemşire, yeterli Kovid-19 kişisel koruyucu ekipman...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.