MEKTUP

Muktedirlere her şey serbest, bizlere her şey yasak!

Muktedirlere her şey serbest bizlere her şey yasak! İşçi emekçi sınıfının mücadele günü olan 1 Mayıs yasak ama çalışırken ölmek serbest…

Görünmeyen emeğimiz, kutlanamayan bayramımız…

Diş hekimi Gamze Burcu Gül’den 1 Mayıs mektubu: ‘Emeğin bayramını yeniden meydanlarda kutlayacağımız sağlıklı günlerin özlemiyle Yaşasın 1 Mayıs!’

Göçük altından sesleniyorum: 3 hafta boyunca ne yiyeceğiz?

Kuaför Nesrin, 3 hafta tam kapanmanın ardından günlük kazançla yaşayanların sözlerini aktarıyor: ‘Yahu tavuğu bile kümese kapatırken önüne yem koyarsın, bize ne yiyeceksin diye soran yok.’

‘Yalnız olmadığımızı hissettikçe büyüyeceğiz’

‘Bu dünyayı biz kadınlar değiştireceğiz. Bizler mücadeleci kadınlarız. Kendimiz ve gelecek nesillerimiz için yapmalıyız. Mücadelelerimiz için birlik olalım çünkü yan yana birlikte daha güçlüyüz.’

'29 yıllık ebelikte bilgi işlem memuru da oldum sosyal hizmet incelemecisi de'

29 yıldır ebe olan bir sağlık emekçisi, 29 yıl içerisinde hastanenin eksiklerini doldurmak için ebelik dışında yapmak zorunda kaldığı görevleri Ebeler Haftası vesilesiyle anlatıyor.

Deve değil, diyar değil, çare birbirimiz!

"İşten atmak yasak deyip Kod 29 ile binlerce kişinin işsiz kalmasına yol açan iktidar ile sizi ücretsiz izin ile tehdit eden patronun dili aynı."

Hakkımız olanı vermeyecekler, biz alacağız!

Ücretsiz iznin patronun elinde işçisinin sırtındaki kırbacı olmasına bir örnek daha: Sendikalaşma çalışması yürüten kadın işçi ücretsiz izne çıkarılıyor, işyerinde patron işçileri takip ettiriyor.

Birlik olup, haklarımızı sonuna kadar savunmalıyız!

‘Biz Dicle Ekmek ve Gül’den kadınlar olarak bu toplumda varız söz sahibiyiz. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz.’

Öğretmenlerden çocuklara, çocuklardan ailelere bulaş...

Ne yazık ki bir yıldır koruduğum çocuğum kovide yakalandı. Sınıflarında oğlum hariç 3 çocuk ve aile bireylerinde de bulaş oldu. 2 öğretmenleri pozitif.

Mamak’ta her ay bir kadın öldürülüyorken bundan sonra ne yapacağız?

Mamak’ta Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneğinde bir araya gelen kadınlar Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını tartışırken hem endişelerini dile getirdi hem de önerilerini…

Sürekli bir şey çıkarıyorlar ama işçiler için bir şey yok!

Gıda işçisi bir kadın, fabrikalarında İstanbul Sözleşmesi tartışmalarını aktarıyor: ‘Ne yaptıkları belli değil sürekli bir şey çıkarıyorlar, biz yararını görmedik. Geleceğimiz ne olacak belli değil.’

İstanbul Sözleşmesi, biz sağlık emekçileri için de bir dayanak!

Bandırma’dan sağlık emekçisi: Kadınların önemli bir dayanağı elinden alınıyor. İstanbul Sözleşmesi, evde, sokakta, iş yerlerimizde yaşadığımız sorunların çözümü için bir dayanak.

Bizim ilmek ilmek dokuduğumuz hayatı onlar çalıyor!

Bursa'dan dokuma işçisi bir kadın fabrikalarındaki İstanbul Sözleşmesi tartışmalarını aktarıyor ve sesleniyor tüm kadınlara: İstanbul Sözleşmesi hem bizim hem çocuklarımızın güvencesidir!

Kadınlar Sözleşmeden vazgeçmeyecek!

‘Bizler; tırnaklarımızla kazandığımız, canlarımızla bedel ödediğimiz hiçbir hakkımızdan vazgeçmek niyetinde değiliz. Biliyoruz ki bir adım geri attığımızda egemen güçler, on adım üzerimize gelecektir.

Şiddete uğrayan bir kadın olarak Erdoğan'a söyleyeceklerim var!

Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu sözleşmeyi neden bir gece yarısı feshettiğini tüm kamuoyuna açıklamasını şiddet mağduru bir kadın olarak talep ediyorum.

‘Hakkımızı helal etmiyoruz’ demek yetmez

Memlekette olan biten hak gasplarına karşı Adıyaman’dan bir hemşire sesleniyor: “Hakkımızı helal etmiyoruz’ demek yetmez”

Kadına çok değer veren bir  markaysa biz neden eylemdeyiz?

Direnişteki Migros Depo işçisi bir kadın Migros'un Kadın Akademisi reklamlarına dair yazdı.

Liranın değer kaybetmesi bize zam olarak yansıyor

“Her gün ulan bugün acaba ne olacak diye kalkıyoruz; bu kadar da olmaz ki canım deyip yatıyoruz.”

Bam teli

İzmir’den bir hemşire, halka dönük topyekun iktidar saldırılarına dair yazdı: “Bütün mesele toplumun bam teline oynamak; en yüksek ses oradan çıkıyor çünkü.”

Biz sokakları terk etmiyoruz, siz görevinizi yapacaksınız!

Londra’da öldürülen Sarah’nın ardından Sarya Tunç yazdı: ‘Bize Sarah’nın öldürülmesinin istisna olduğunu söyleyemezsiniz. Bize önlem olarak gece sokağa çıkmamayı öneremezsiniz.’