'Birilerinin ücretimize karar vermesini daha ne kadar izleyeceğiz?'
"Biz eğer '... fazla vermezler' gibi tartışmaya devam edersek zaten vermeyecekler. Bizim '…almamız gerekiyor ve bunun için biz kendi iş yerimizde ne yapmalıyız?' sorusunu tartışmamız lazım."

Aralık ayı itibariyle ülkede genel olarak tartışılan en önemli gündemlerden biri asgari ücret. Son 4-5 yılda ekonomik kriz, işçi ve emekçiler arasında çok daha fazla hissedilir durumda. Özellikle pandemi sonrasında yaşanan kriz, bir yandan kadınları üretime çekti ancak bir yandan da ucuz iş gücü haline gelen kadın işçiler açısından süreç daha da zor ilerliyor. Geçtiğimiz yıl asgari ücret tartışmaları rakamlardan çok alım gücü üzerinden tartışılır haldeydi. Bizim iş yerimizde de işçiler “Asgari ücret 10 bin olsa ne olur, her gün, her şeye zam geliyor. Biz yılda 1 kez zam alırken her hafta yediğimize içtiğimizde zam geliyor, mutfakta kaynayan tencere de, evin giderleri de artan bir yük haline geliyor." diyordu.

ÜCRET HER SEFERİNDE ASGARİNİN ALTINDA KALIYOR
Bizim fabrikamız metal iş kolunda Türk Metal sendikasının örgütlü olduğu bir fabrika. Birkaç ay evvel toplu sözleşme sürecimiz başladı ve ne yazık ki bu süreç biz işçilerden bağımsız tartışılan ve bizimle istişare yapılmadan ilerleyen bir süreç oldu. Bu fabrikanın işçileri olarak elbette eksik bıraktığımız tartışmalar var, müdahil etmedikleri için müdahale etmekte geri durduğumuz bir gerçeklik. Geçtiğimiz toplu sözleşme süreci aslında bizim işçi arkadaşlarımıza gösterdi ki yapılan toplu sözleşmenin hiçbir etkisi yokmuş. Çünkü son 2 senede yapılan 4 zamda da ücretlerimiz asgari ücretin altında kaldı. Şimdi ise tartışılan şey şu, “Peki ya bu sözleşmede de asgari ücret altında kalırsa ne olacak?".

Şöyle paylaşmak istiyorum; ürettiğimiz ürünün en ucuzu 8-9 bin lira. Aldığımız maaş 13 bin lira hatta tüm ay mesaiye kalsak 16 bin lira alabiliyoruz. Maaşlardan en az 4-5 bin lira vergi kesintisi oluyor. Bir kuru maaşımdan 4-5 bin lira vergi kesintisi yapan devlet benim patronumdan kaç para kesiyor? Kestiği bu paraları da nereye harcıyor? İstanbul gibi bir yerde, sadece kirada oturmak bile en az 10 bin lira. Çoluk çocuk okul masrafını, evin faturalarını, yemeyi içmeyi en asgari düzeyde tutsak dahi bu parayı üçe dörde katlıyor. İstanbul' da yaşamanın maliyetini açıkladılar geçen gün, 47 bin lira olarak. 2 kişi çalıştığımız, 3 kişi çalıştığımız bir ailede bile 47 bin lira alma şansımız yok.

RAKAM HESABI DEĞİL MÜCADELE GEREKLİ
Son 2 yılda iş yerimizde çalışan kadınların ek iş yapma oranı çok fazla artmış durumda. Mesaisiz çalışmadığımız zamanlarda çoğu arkadaşımız ek işe gidiyor, merdiven siliyor, ev temizliyor ya da evine parça başı iş alıyor. Bu koşullarda asgari ücreti tartışıyor, konuşuyoruz. Bu sene de yine son birkaç senede olduğu gibi kaygılar artıyor, şu kadar da olsa yetmeyecek gibi cümlelerle kadınlar umutsuzluk içinde boğulmaya devam ediyor. Çoğunlukla bu umutsuzluk da şuraya doğru evriliyor; zaten bu sene 15 de yapsa 20 de yapsalar yetmeyecek. “En fazla 17 bin olur, daha fazla vermezler” gibi tartışılıyor. Burada bir yere değinmek istiyorum, biz eğer “... fazla vermezler” gibi tartışmaya devam edersek zaten vermeyecekler. Bizim “… almamız gerekiyor ve bunun için biz kendi iş yerimizde ne yapmalıyız?” sorusunu tartışmamız lazım. Bunu tartışmaya başladığımızda rakam değil; yaşam koşullarımızın iyileşmesini, çalışma koşullarımızın iyileşmesini tartışıyor olacağız. Bunun kendisi rakam olarak şu mu olur, bunu mu verirler tartışmasından daha ileride bir mücadele yolu olarak karşımızda duracaktır.

ÖZAK İŞÇİSİNİN İSTEDİĞİNİ İSTİYORUZ
Urfa’da Özak Tekstil işçileri, sadece sendika değiştirmek istedikleri ve işten atılan bir arkadaşlarını işe geri aldırmak istedikleri için valisiyle, müftüsüyle, jandarmasıyla resmen terörist ilan edilmiş durumda. Yemedikleri gaz, tazyikli su, ve saldırı kalmadı. Bundan daha insani bir talep olabilir mi? Fabrikada konuşuyoruz, gencecik kadınlara “Benim annem, bacım evde” deyip sanki sadece hakkını arayan kadın işçilere kötü bir şey yapıyormuş gibi muamele çekiliyor. Biz bugün Özak Tekstil'i görmez, onu tartışmaz, oradaki haksızlığa ses çıkarmazsak eğer bu devran böyle sürer gider. Bizim bu fabrikada yaşadığımız sorun Özak’taki kadın işçi ile aynı değil mi? O da insan gibi geçineceği bir para istiyor, biz de. O da insan gibi muamele görmek, saygı görmek istiyor, biz de. Tam da bu yüzden Özak’taki mücadeleye sahip çıkmamız önemli.

Birilerinin koşulları gün be gün iyileşirken bizimki gün geçtikçe daha kötü oluyor. Günde 3000 ürün çıkarmak için soluksuz çalışıyoruz. Fazla mesai zorunlu olmadığı halde zorunlu tutuyorlar. Sendika zaten sadece kâğıt üzerinde var, işçiler herhangi bir şeye itiraz edecek, sendikayı zorlayacak diye akılları çıkıyor ve resmen korkutuyorlar hepimizi. Hükümet grev yasağı ilan etti deyip, bizi resmen salak yerine koyuyorlar. Yahu grev mi var da yasak olsun? Sadece şunları söylüyor olmaları bile aslında hem patronun hem de sendikanın işçiden nasıl korktuğunun bir göstergesi aslında. Olur da canımıza tak eder de çıkarsak greve diye şimdiden “yasak”larla önümüzü kesmeye çalışıyorlar. Türk Metal sadece bizim fabrikamızda böyle değil bu arada, örgütlü olduğu Renault fabrikasında da çalışan akrabalarım var. Onlarla da konuşuyoruz, ya da Mercedes fabrikasında çalışan arkadaşlarımız var, onlarla da konuşuyoruz ve görüyoruz ki sendika, patronun sırtını hem fiilen hem de sözle sıvazlayıp, işçinin arada gazını almak dışında hiçbir şey yapmıyor. Bunlar daha da artar, bu tartışmalar daha da derinleşir, esas mesele biz ne yapacağız?

Her sene Kasım - Aralık ayında birilerinin bizim kaç para alacağımıza karar vermesini daha ne kadar izleyeceğiz? Fabrikalarda ürettiğimiz bir kazağı, bir süpürgeyi, bir televizyonu, bir elbiseyi, bir helvayı alamıyoruz. Emeğimize gün geçtikçe daha çok yabancılaşıyoruz. Biz bu muameleyi kesmek için durmazsak, hayatı durdurmazsak daha çok uzun yıllar “3 mü olacak 5 mi olacak” tartışmasını sürdüreceğiz. 

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Prof. Dr. Çiğdem Boz: Kayıt dışı çalışan kadınları...

‘Kadınlar asgari ücretin belirlenmesinde nerede duruyor, asgari ücret kadınlar için neden önemli?’ s...

Kadınlar asgari ücreti konuştu: 'Artık peynir ekme...

Bursa'da asgari ücreti konuşan kadınlardan bazısı ped fiyatlarından dolayı regli kısa sürsün diye du...

İMES’TEN KADIN İŞÇİLER: ‘Asgari ücret insanca yaşa...

Yüzlerce işçinin çalıştığı İMES’te kadın işçilerle asgari ücret beklentilerini ve bu süreçte ne yapı...