MEKTUP
‘Sırf sık sık su içmeye gitmeyelim de tuvalete gitmeyelim diye sebilleri hepimizin uzağına koydular. Bunlar insanca koşullar mı, soruyorum size?’
Tepki ver ki insan olduğumuzu unutmayalım. Çünkü unutarak unuttuğumuz yerden tekrar vuruluyor ya da başkasının aynı mağduriyete maruz kalmasına zemin hazırlıyoruz.
Yarım yıldır evdeyim ve işsizim. İşsizlik maaşını sadece 8 ay aldım. Benim üniversitede okuyan bir kızım var, kızıma verilen burs ve yardımlarla geçinmeye çalışıyorum.
Hiçbir maddî destek görmedik, 17 günün sonunda çıkmış bizden helallik istiyor. Ben ev emekçisi bir kadın olarak hakkımı helal etmiyorum.
Birgül Avdan, boşanma sürecindeki Gül Hanım'ın hikayesini anlatıyor...
Uzun çalışma saatleri, insanüstü çalışma, çocuk bakım sorunu, tükenmişlik hali… Manisa’dan Alev Hemşire yazdığı mektupla, sağlık emekçisi kadınların duygularına tercüman oldu.
Manisa’dan bir ebe hemşire: ‘Emeğimiz görmezden geliniyor, çığlıklarımız bastırılıyor, saygınlığımızı yitiriyoruz.’
‘Daha öğrenciyken çalışmak zorunda kalıyoruz. Pandemiyle çalışabileceğimiz sektörlerde sınırlanmış durumda… Dışarıda da evden de çalışırken sömürülüyoruz…’
Pilar a écrit à Ekmek ve Gül l’histoire dure de son père. Elle pense qu’il faut faire connaître cette histoire afin d’arrêter les tendances fascistes qui est de plus en plus présent dans le monde.
Pilar, babasının anlatmaktan hep kaçındığı hikayesini Ekmek ve Gül’e yazdı. Dileği, dünyada giderek artan faşist yönelimleri durdurmak için bu hikâyenin bilinmesi.
Bursa'dan Gülnur, İzmir'den 73 yaşında hala çalışan Emine'nin yaşamını anlattığı mektubuna yanıt yazdı.
Metal işçisi bir kadın 17 günlük kısıtlamalarda yaşadığı zorluğu anlatıyor: 'Marketler, işten çıkıp eve gelene kadar kapanıyorlar. Biz ne zaman eksiklerimizi gidereceğiz?'
İzmir depremi sonrası hasar gören evini boşaltmak zorunda kalan Nesli, bir depremzede olarak yaşadığı sorunları kaleme aldı.
'Velhasıl kelam ilkokul 1.sınıftan ortaokul 8. sınıfa kadar kaynaştırma öğrencisi olan öğrencilerimiz gerçekten de kaynadı gitti! Çocuklarımızı denek tahtası gibi kullanan sisteme yazıklar olsun!'
Pandemi sürecinde yaşadığım tüm zorlukların yanı sıra, dış seslerden ve kendimi zorunda hissettiğim şeylerden özgürleşip; hayallerime güvendiğim bir süreç yaşadım.
Neredeyse 365 gün çalışıp bir hafta tatil yapamadan, hastalansak yeterli sağlık hizmeti alamadan ölüp gidiyoruz. Aynı 1900’lü yıllar gibi emeğimizin karşılığını alamadan sömürülüyor ve eziliyoruz.
‘Bu ekonomik kriz hayatımızdan hiç gitmedi ama hayata bir şekilde tutundum. Hâlâ merdiven temizliğine gidiyorum, çocuklarıma ben bakıyorum.’
Yeni mezun gıda mühendisi Güneş, 1 buçuk yıllık işsizliğinde hayatta kalmak için geliştirdiği ‘taktikleri’ anlatıyor ve soruyor: Kafeste düşlemek yeter mi?
19 Nisan’da Evrensel Gazetesinde işsizliğin “bedellerini” anlatmıştı Nergis. Günübirlik işler yaparak kızına bakmaya çalışan Nergis’in şimdi güvenceli bir işi var. Nergis, duygularını anlatıyor.
‘Patronlar bile sendikalar kurup örgütlenirken işçilerin sendikalı olmaktan çekinmemesi gerekir. İşçilerin de kazanımı örgütlü olmaktan, bir arada olmaktan geçer.’
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.