MEKTUP

‘Sabah ekmek arası peynir- zeytin, akşam makarnaya talim’

Ödevi için bir kişinin günlük besin kaydını tutması gereken üniversite öğrencisinin aldığı yanıtlar, memleketin halini ortaya seriyor…

‘Öğretmen’ de işçi, hem de en kölesinden!

Özel bir okulda öğretmenlik yapan Mine, patronları kollayan sözleşmelerden, pandemide ağırlaşan koşullardan bahsederken çok değerli bir deneyim de paylaşıyor.

Sözümüz, sesimiz, nefesimiz kesilmesin diye...

Yıllar içerisinde özgüvenimi kaybettim. Bir şeylere adım atmaya çalışırken hep çekindim, ‘Yapamam’ dedim. Neden yapamayayım? Bunlar hep içinde bulunduğumuz baskıların, zorbalıkların yansıması.

Eğitimin yükü bizim omuzlarımızda!

'Üzerimizdeki yükün altında zaten eziliyoruz yıllardır, bu kadar sorunun içinde çocuklarımızın eğitimi de bize devredilmiş durumda.'

Hayatlarımız bize ait!

Hayatın hiçbir noktasında kurtarılmayı bekleyen kadınlar olmamalıyız. Güçlü olmak zorundayız… Sistemin yarattığı kadınlara dönüşmek zorunda değiliz.

Kadın işçiler olarak Toplu İş Sözleşmesi süreçlerine dahil olmalıyız!

İzmir’den Sağlık-İş üyesi kadın işçi: ‘Kadın işçiler, toplu sözleşme süreçlerine dahil olup, maruz kaldıkları taciz, mobbing, ucuz iş gücü olma ihtimallerini ortadan kaldırmayı hedeflemelidirler.’

Şiddeti, tacizi, tecavüzü en dibe gömecek olan kahkalarımız...

Kötüyü, eril aklı, şiddeti, istismarı, tacizi, tecavüzü en dibe gömecek olan şey haklı olanın, yaşamak isteyenin, kötülüklere direne direne, inadına kahkaha atması; kahkaha ata ata direnmesidir...

Hatice Tusu’nun ardından: Medyada maktul suçlanıyor, fail aklanıyor!

Medyada dolanan bütün yalan haberlere cevap olarak yazıyorum: Hatice Tusu'nun failiyle bir gönül birlikteliği yoktu, onu sevmiyordu, ona hiçbir konuda müsaade etmemişti ve mücadele ediyordu.

Patronlar için işçinin sağlığı değil işe ne kadar yararlı olduğu önemli!

Bir lokma ekmek derdine hayatımızı hiçe sayarak koronaya rağmen o marketlerde çalışıyoruz. Siz insan sağlığı için temizlik ürünleri satan bir firma olarak çalışanlarınızın hayatını hiçe sayıyorsunuz.

Hepimizden gelen bir hikaye

‘Şu günlerde dayanışmaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Bu yazıyı kaleme alma sebeplerimden biri bu. Diğeri ise; susmanın örgütlü kötülüğe hizmet edeceğine dair inancım.’

Doğanın hak ettiği bu değil…

Altınoluklu kadınlardan doğa talanına, orman yangınlarına tepki: ‘Doğaya hak ettiği değeri vermiyoruz!’

İşçinin mağduriyetinden faydalanmayı çok iyi biliyorlar…

‘Çoğu zaman gece vardiyasından çıkıp hastaneye gidiyor sonrasında hiç uyumadan tekrar işe geliyorum. Bunu bilmelerine rağmen iş yükümü arttırıp, her zamankinden fazla sayıda ürün çıkarmamı istiyorlar’

‘Sağlık çalışanı olduğum için yaşadığım mahalleyi terk etmek zorunda kaldım’

Sağlık çalışanı olduğu için oturduğu apartmanda şiddete maruz kalarak evinden taşınmak zorunda kalan bir hemşire, çalışma yükünün getirdiği ağırlığın da artık kendilerini tükettiğini anlatıyor...

Çaresizim sanmıştım, kadınlar varmış…

Çocukları istismar edilen B.K. ‘Şimdi buradan kendini yalnız, çaresiz hisseden korkan, pes etmek üzere olan tüm annelere, tüm kadınlara sesleniyorum.’

‘Ev işlerinden yorulduk!’

Pandeminin de etkisiyle artan ev içi yüke bir okurumuzdan tepki, özellikle erkeklerin bu süreçte ev işlerinde ortak sorumluluğuna dikkat çekiyor.

Yine de gülümsememizi kaybetmeyelim…

Bugünün kötüsünde yarına umutla bakan bir okuyucumuz, Hülya Bal’dan korona sürecinde kadınların yaşamına dair bazı notlar…

‘Devlet okullarının her ihtiyacı velilerin omzunda’

Geçmişte de okulların tüm ihtiyaçlarının yükü velilere yıkılıyordu ancak pandemi sürecinde devlet bunu da fırsata çevirmenin peşinde.

Okul öncesi öğretmenlerin sorunları çözülsün!

Günümüzde okul öncesi eğitim, temel eğitim sürecinin önemli bir ayağı... Peki bu önemli bir sürecin rehberliğini yapan okul öncesi öğretmenlerinin bu süreci yönetirken karşılaştığı zorluklar neler?

Çocuklarımın bilgisayarı ve interneti yok, geçinemiyorum, insanca yaşamak istiyorum

Hayat’da yaşayan Suzan 4 yıl önce çalışmaya başlamış. Aldığı ücret aylık 1600 lira. 2 çocuğu olan Suzan geçinemediğini, evinde bilgisayar ve internet olmadığını söylerken insanca bir yaşam istiyor.

Bir üniversitelinin tekstil atölyesinde iki günü: İşçinin canı üretebiliyorsa önemli

‘Tekstil atölyelerinde günlükçü olarak genellikle öğrenciler ve işsizler çalışıyor. İnsanlar kendi mesleğiyle ilgili iş bulamadığı için buralarda çalışmak zorunda kalıyor.’