Ben engelli bir sağlık emekçisi ve SES Malatya Eş Başkanı Cansu Kaplan. 12 yıldır hemşirelik yapıyorum.
Bizim de ülke olarak imzaladığımız Birleşmiş Milletlerin Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmesine göre engelliliği “diğer bireylerle eşit koşullar altında topluma tam ve etkin bir şekilde katılımlarının önünde engel teşkil eden uzun süreli fiziksel, zihinsel, düşünsel ya da algısal bozukluğu bulunan kişileri içermektedir” şeklinde tanımlamasına rağmen bizde durum engellileri korunmaya ve yardıma muhtaç kişiler olarak tarif eden bir yasal düzenleme mevcut. Oysa BM’nin tanımında engellilikte asıl meselenin toplumsal hayata katılımın önünü tıkayan toplumsal sorunlar olduğu açık bir biçimde ifade ediliyor.
ENGELLİ BİREYLERİN İHTİYAÇLARI DİKKATE ALINMIYOR
UNESCO’nun verilerine göre ülkemizde nüfusun yüzde 15’inin engelli olduğu ifade ediliyor. Arkadaşlarımın büyük bir kısmının eğitim ve istihdam başta olmak üzere sosyal, ekonomik ve kültürel yaşama katılma sorunlarının büyük bölümü hâlâ çözüme kavuşturulabilmiş değil. Engelli arkadaşlarımın önemli bir bölümü kendi başına ihtiyaçlarını giderememekte, aile bireylerine bağlı ve bakıma muhtaç şekilde yaşamını sürdürmeye çalışıyorlar. Türkiye’de başta eğitim kurumları olmak üzere, genel ve yerel hizmetlerin planlanması ve yürütülmesi aşamalarında bizlerin koşulları ve ihtiyaçları genellikle dikkate alınmıyor. Kurum binaları dahil birçok bina engelsiz yaşama uygun değil. Binalarda engelli bireyleri düşündükleri için yaptıkları rampalar bize daha çok engel oluyor.
Ülkemizde, sağlık ve sosyal güvenlik alanında uygulanan politikalar ile engellilerin en temel kamusal hizmetlere erişiminde oldukça önemli sorunlar yaşanmaya başladı, engellilik oranına ilişkin düzenlemeler engellilerin mevcut haklarını geriye götürdü.
Bu noktada şunu da söylemek istiyorum 657 Devlet Memurları Kanunu’na göre; kurum ve kuruluşlar çalıştırdıkları personele ait kadrolarda yüzde 3 oranında, 4857 sayılı İş Kanunu uyarınca; 50 veya daha fazla işçi çalıştırdıkları kamu işyerlerinde yüzde 4 oranında engelli çalıştırmakla yükümlüler. Ancak kamu kurum ve kuruluşlarına baktığımızda -mış gibi yapılıyor. Bu oranlar doldurulmadığı gibi çalıştırdıkları engelli emekçiler için deniyor ki bakın biz çalıştırıyoruz. Yani reklam yüzü olarak kullanılabiliniyor. Bu konuda taleplerimiz: kamuda engelli kotasının yüzde 6’ya çıkarılması, ilk etapta 12 bin engelli atamasının yapılması, nitelikli engellilere kontenjan açılması, yıl içerisinde 2 kez atamanın yapılması.
‘2020’DEN BERİ İLACIMA ULAŞMADA SIKINTI YAŞIYORUM’
Engellilerden katkı-katılım payı alınmaya devam edildiği gibi kullandıkları tedavi edici ilaçlar ve araçlar için (protez vb.) ek ödeme yapılması gerekiyor. Ayrıca engellilere verilen zorunlu tıbbi destek cihazları ve malzemelerinin kullanım sürelerinin uzatılması, ödeme miktarının düşürülmesi engellileri niteliksiz ürünlere yönlendirmektedir. Kendimden biliyorum, yurtdışından gelen ilacıma 2020’den beri ulaşmada sıkıntılar yaşıyorum. Gerekçe olarak mevzuat gösteriliyor. Aynı problemleri yaşayan birçok engelli bireyin olduğunu biliyorum.
HANE TEMELLİ PARA YARDIMI SORUNLARI ÇÖZMÜYOR
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesindeki engellilere yönelik hizmetlerde de başta bakış açısı olmak üzere sorunlu bir yaklaşım söz konusu. Mevcut haliyle devlet, engellilerin önündeki toplumsal sorunları çözmek yerine dar ve bireysel bir temelde kısıtlı miktarda para yardımı ile yetiniyor. Bunu da ev hanesine giren bütçeye göre yapıyorlar. Ancak o bütçeden engellilere düşeni tahmin etmek zor değil. Bu noktada engelli bireyin yaşamını idame ettirdiği hane içindeki toplam gelir değil engelli bireyin kendi bütçesi göz önüne alınarak bu ücretin tekrar değerlendirilmesi gerekiyor. Şöyle ki evde bakım aylığı ve engelli maaşı bağlanma koşulları, evde yaşayan diğer kişilerin durumları ile ilişkilendirilerek zorlaştırılmış, sosyal yönü gözetilen ve engellilerin toplumsal hayata katılımının önünü açan hizmetler olması gereken düzeye çekilemiyor.
Eğitim, sağlık ve sosyal hizmetler başta olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşlarına erişim sorunu acil bir biçimde çözülmeli. Buralarda hem çalışanlar hem de hizmet almaya gelenler için gerekli teknik ekipman hazır bulundurulmalı. Kurumlar ve kuruluşlar engelli dostu olarak dizayn edilmeli.
‘ÇOK FAZLA MOBBİNGE UĞRUYORUZ’
Engellilere yönelik ayrımcılık, değersizleştirme ve ötekileştirme son bulmalı. Böyle çok fazla mobbinge uğradığımızı üstüne bastıra bastıra söylemek istiyorum. Bu amaçla tüm kamu emekçilerine ve engelli istihdam edilen özel iş yerleri başta olmak üzere tüm çalışanlara hizmet içi eğitim verilmeli. Bizler kendi çabalarımızla bir şeyler yapmaya çalışırken sağlıklı bireyler bir, biz üç uğraşırken bizlerin yoluna kimse ekstra taş koymasın öncelikli talebim bu.
Birçoğumuz farkında değiliz ancak engellilerin içinde bulunduğu durumu birçok kez birbirimize hakaret etmek için kullanabiliyoruz. Buna ayrı bir parantez açmak istedim. Misal kör müsün, sağır mısın, özürlü gibi kelimeleri insanlar birbirlerine rahatlıkla kullanabiliyor... Özellikle rica ediyorum. Böyle bir dille karşılaştığımızda hassas davranmanız…
YASAL DÜZENLEMELERİN YETERSİZLİĞİ ORTADA
Engellilerin temel sorunları kamusal hizmetlere erişim, istihdam, yoksulluk, cinsel istismar ve şiddet olarak sıralanabilir. Bu sorunların istisnasız tümü toplumsal sorunlar ve kamunun (hem yerel hem merkezi anlamda) stratejik yaklaşımını ve doğrudan müdahalesini gerektiriyor.
Bu sorunların çözümüne ilişkin atılan adımların, çıkarılan yasal düzenlemelerin yetersizliği gün gibi ortadayken Meclisin yapması gerekenin tam manasıyla engellileri hak öznesi olarak görmek ve bu alanın örgütleri ile bu sorunları çözmeye dönük kapsamlı ve stratejik bir bakış açısının ortaya konulmasıdır.
3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü arkamızda bırakmışken engelleri birlikte aşmak için beraber çalışmalı ve mücadele etmeliyiz. Dünya Engelliler Günü, engellerin ortadan kalktığı bir gün olsun…
Fotoğraf: Evrensel
İlgili haberler
Devlet desteği yok, engelli kadınlar ihtiyaçlarıyl...
Deprem, engelli kadınlar ve çocuklar için birçok olumsuzluğu beraberinde getirdi. Bu yetmezmiş gibi...
Engelli çocuğuyla çadırda kalan Seher: Yardım yok,...
İskenderun’da tüm engellemelere rağmen sürdürdüğümüz #KızKardeşlikKöprüsü çalışmalarımızda Seher’in...
2024’te güvencemiz örgütlü mücadele!
Yoksullaşmayı, vergi yükünü artırmaya dönük önümüze konan bu politikaların kadınlar için de özel son...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.