Ben çocuğu üniversitede okuyan işçi bir anneyim. Hizmet sektöründe asgari ücretle çalışıyorum ve çocuğumu okutmaya çalışırken sosyal ihtiyaçlarını da karşılamaya çalışıyorum. Kızım Hacettepe Üniversitesinde okuyor ve günlerdir 14 Kasım’da öğrenci yurdunda yaşanan intihar hakkında konuşuyoruz. Günlerce etkisinden kurtulamadı. Yine bir ay önce bir arkadaşının kuzeni intihar etmişti. 30 Ekim’de Sıhhıye’deki Hacettepe öğrenci yurdunda kalan tıp fakültesi 4. sınıf öğrencisi de intihar etti ve son bir ayda en az beş tane genç canına kıydı. Bu gençler bizim geleceğimiz, umudumuz değil mi? Nedir bu çocukları umutsuzluğa sürükleyen? Gençleri suçlayıp psikolojik sorunları var deyip geçiştirmek isteseler de yaşadığımız krizi kapatamıyorlar. Her gün bir yerden patlıyor. Devlet çocuklarımıza yardım edecek politikalar geliştirmek yerine okullara Diyanet’ten imam gönderiyor. Psikolojik destek vermek, uzman atamak yerine bütün toplumu kutuplaştırıp ayrıştıran hükümet, bu intiharların sorumlusu. Çocuklarımız yalnızlaşıyor, ekonomik nedenlerden dolayı sosyal faaliyetlere katılamıyor. Aileler geçim derdinde ve öğrencisine yeterli imkan tanıyamadığı gibi sağlıklı beslenmek gibi zorunlu ihtiyaçlarını bile zor karşılıyorlar. Bu yıl Hacettepe’de doğru dürüst yemek çıkmıyor ve pahalı diye ben kızıma evden yemek koymak zorunda kalıyorum. Bunları yaşamak zorunda kalırken bizden ağır vergiler alan iktidara sesleniyorum, öğrenci yurtlarında neden denetleme yapılmıyor? Bizim çocuklarımızın canından olmasına sebep olan koşullardan siz sorumlusunuz.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül