DERGİMİZDEN

İki aydır bir tek gün bile izin kullanmadan günde 14 saat çalışan Dilek arkadaşlarıyla birlikte isyan etmiş. ‘Susmayı’ bir meziyet olarak gösterenlere de bir çift lafı var.

Sendikayı fabrikaya sokamadık ama sendika bilinciyle pek çok işler başardık. Bizler gerçek sendikanın bilincini, yanımızda duruşunu, sınıf sendikacılığını öğrenmiş olduk.

Yüzünüz solgun, dudaklarınız mor mu? Tırnaklarınız hemen kırılıyor, kemikleriniz ağrıyor mu? Diş etleri kanaması derdiniz mi oldu? O halde bu mesajları dikkatle okuyun!

Geçen ay ‘Sekreter Deskinde Kadın Olmak’ yazısını okuyan tıbbi sekreter kadınlar yazılanlara hak vermekle kalmadı, “Dahası var” diyerek aldılar kalemi ellerine... İşte “dahası...”

Otizmli bireyler ve aileleri yaşamın her alanında türlü sıkıntılarla karşılaşıyor. Otizmli bir birey ağladığında, öfke nöbeti geçirdiğinde çevredekiler tarafından ailelere tepkiler gösteriliyor.

İzmir Bayraklı’da belediyenin, ilçenin çeşitli yerlerine kurduğu ve kadınların dönüşümlü olarak el emeği ürünlerini pazarladığı stantlar, kadınlar için evden çıkma, sosyalleşme işlevi görüyor.

Aramızdan, şimdiki zamandan kentli bir kadın. Hepimizin yaşadığı telaşları, iç sıkıntılarını, hayal kırıklıklarını, küçük mutlulukları, yenilgileri anlatırken adeta biz olup konuşuyor öykülerinde.

Kendimizi güçlü, hayallerimizi gerçek kılmak için bize lazım gelen bir mucize değil, hareket. Hadi, bu 25 Kasım’a kadar gücümüzü birleştirelim...

Krizin derinleştirdiği eşitsizlik ve şiddeti, savaşın görünmezleştirdiği sorunlarımızı yaşadığımız her alanda görünür kılmak, daha da ötesi çözüm için bir araya gelmek en büyük hedefimiz.

Bir yanda artan ve vahşileşen şiddet, kadınları yok etme üzerine kurulu organize işler, diğer yanda toplumun ve kadınların şiddeti ve şiddetle ‘itaatkarlaştırmayı’ kabul etmediğini gösteren veriler.

T.K. 8 yıl birlikte yaşadığı erkek tarafından şiddete görürken bugün Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği birlikte güçlenmiş, 2 çocuğuyla birlikte şiddetten uzak yaşam kurmuş bir kadın.

5 kadın, 5 farklı hikaye ama ortak bir nihayet... Boşanmak istedikleri kocalarının baskı ve şiddetinden kurtulmaya çalışan kadınlar tüm haklarından feragat etmeyi kabul etmek zorunda kalıyor.

Yıllar boyu şiddetten mücadele ederek kurtulan Nurten Sönmez; ‘Tüm kadınlara şunu hatırlatmak istiyorum; mücadele edersek kazan biz kadınlar oluyoruz. Kaderimizi değiştirmek elimizde.’

Kadınların nasıl giyinip nasıl konuşacağından, nerede gülüp ne zaman sokağa çıkacağına kadar görüş beyan edenlere karşı 25 Kasım’da kadınlar olarak sesimizi daha fazla yükseltmemiz gerekiyor.

Zöhre ve 2 kızı... Üçü de birbirinden bağımsız çok benzer hayatlar yaşadı. Şimdi birbirlerine tutunuyorlar ve diyorlar ki ‘Kimseye mecbur değiliz.’

Herkes beni hayatından çıkarttı, ailem de dahil. Dayanışma, destek, paylaşmak neymiş, Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği’nde öğrendim. Şimdi işim var, çocuklarım yanımda, her şeyim var.

25 Kasım yaklaşırken birlikte izleyip birlikte konuşabileceğimiz filmlerden bir liste hazırladık

Köklü bir toplumsal dönüşüm arzusunun sahiciliği görmek için eylemlerin ön saflarına bakmak bile yeterli. Çünkü devrimlerin olmazsa olmaz ortağı kadınlar orada!

Bütün imkanların ‘altın tepsi’ ile sunulduğu koşullarda başarı hikayeleri yazmak değildir marifet. Sömürünün, yoksulluğun, şiddetin binbir çeşidini yaşayıp her güne dirençle başlayabilmektir aslolan.

Kadına yönelik şiddet sadece şiddete uğrayan kadınların ya da sadece kadınların meselesi değildir. Kadınların, erkeklerin, çocukların yani kısaca tüm toplumu ilgilendiren ciddi bir meseledir.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.