Patronlara salgın hastalık hak getire. Olan en başta biz işçilere oluyor. Özellikle 1 ve 5 yaşında çocuğunu bırakıp çalışmaya gelen ben gibi kız kardeşlerimin işi daha da zor. Son bir yılda da Beybi Plastik veya eldivene girip çıkan, işi bırakıp giden yüzlerce kadın işçi kardeşimiz oldu desem abartı olmaz.
Şikayetlerimizi dinleyen, itirazımızı ciddiye alan yok. Hep ‘işsiz kalırsınız’ tehdidi ile karşı karşıya geldik: “Bak işiniz var, bunu kaybetmeyin, her gün iş başvurusu için fabrika kapısına gelen onlarca insan var.” Kadın işçiler köle gibi görülüyor. Hatta bize öyle telkinlerde bulunuyorlar ki oturup eşlerimize hiçbir şey anlatmayalım diye.
Aldığımız ücret asgari ücret, en fazla mesailerle 3 bin veya 3 bin 200 lira alırsın. Bu ücret hiçbir derdimize derman olmuyor. Ay sonu gelmeden para ortadan yok oluyor. Çocuklarımızdan ayrı kalıyoruz. Sosyal ilişki diye bir şey kalmıyor. Antidepresan kullanan arkadaşımız çok fazla. Borç harç içinde yaşıyor işçiler. Deliksiz uyku uyumak bizim için hayal oldu. Evde yemek yap, çamaşır, bulaşık, çocuk bakımı derken kendimizi işte buluyoruz.
Eskiden ikramiye, bayram parası gibi şeyler olurdu. Şimdi tüm OSB’deki patronlar salgın hastalığı fırsat bilip, bize hastalığı gösterip bizi sıtmaya razı ediyorlar. İşçide bilinçsizce “Servisimiz var, yemek var, işim var, buna şükür” deyip sessiz kalıyor. Bu durum patrona yaramaktan başka kimseye yaramıyor. Şükretmek bir kural olmuş organizede.
Beybi işçisi sendika üyesi olmuş, bunu denemiş bir işçi ama hep arkadan hançerlendiği için sendikalara güven kalmamış. O yüzden patron ve idari müdürleri bunu çok iyi kullanıyorlar. Beybi’de patronun en büyük korkusu sendika korkusu. Her bölüme, her işçi grubuna özel olarak haberciler yerleştirilmiş durumda. Şimdi güvenlik soruşturması ve polise sormadan kimseyi hemen işe almıyorlar.
Son günlerde bizi Kod 29 korkusu kapladı. Çünkü müdür ve idari amirler en ufak bir karşı çıkışta seni hemen tazminatsız işten atabilir. İşsizlik çığ gibi. Patronlar bu durumu bir avantaja çeviriyor.
Ağlayarak işe geliyoruz, suratı asık eve gidiyoruz. Evde de huzur yok. Eşiniz işsizse, borcunuz varsa vah halinize. İşçi evlerinde araştırılsın kadına yönelik şiddet bayağı fazlalaşmıştır. Ben bir yılda iki kez dayak yedim, kayınbabamın saldırısına uğradım.
Kadın işçiler dünyanın yükünü çekiyor. Beybi’ye mutlaka sendikayı sokacağız. Ancak insanlık dışı uygulamaları bu yolla durdurabiliriz. Beybi patronu trilyonlarca, milyarca dolarları sırtımızdan kazanıyor, biz ise yoksullaşıyoruz. Aldığımız ücret, kira ve doğalgaz faturasına yetmiyor. Ek zam elzem haline geldi. Fakat bunu hangi işçi arkadaşımız dillendirse kapıya koydular. Şimdi Kod29’la bunu kural haline getirebilirler. Kuşatılmış durumdayız. Ya akrep gibi kendimizi sokup öleceğiz yada örgütlenip ayağa kalkıp, insani koşullara kavuşacağız.
İlgili haberler
Kısa çalışmadan dolayı prim açığı oluştu
Muğla’dan bir kadın işçi pandemide yaşadığı zorlukları anlatıyor: Sadece 1 ay devletten gelen 1060 T...
Sadece oje sürdüğümde kendime zaman ayırabiliyorum
Depo işçisi bir kadın anlattı: ‘Psikolojik olarak da tükenmişlik sendromu yaşıyorum. Sürekli çalışıy...
İş için arkadaşlarımızla birbirimize düşüyoruz
Esenyurt’tan ev emekçisi bir kadın pandemi sürecinde yaşadıklarını anlatıyor: ‘Pandemiden önce bir s...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.