DERGİMİZDEN
Bugün de Japon kadınlar açısından hayat halen çok zor. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2018 Dünya Cinsiyet Uçurumu Raporu’na göre 149 ülke içinde Japonya 110'uncu sırada yer alıyor.
İspanya’da ev işlerinde çalışan yaklaşık 601 bin işçinin 528 bini kadın. Ev işçisi olarak çalışan kadınların ise üçte birinin sosyal güvencesi var. Ev işçilerinin büyük çoğunluğunun göçmen kadınlar.
Nepal’de son yıllarda üst üste yaşanan depremler inşaat sektörünü canlandırırken, ülkede erkeklerin işsizlik sorunu nedeniyle ülke dışına göçleri nedeniyle sektörde kadınlar çalışmaya başlamış.
Geçirdiği iş kazası sonucu yaşamı altüst olan ve eşi iş kazasında can veren iki kadın anlatıyor: ‘Yaşadıklarımızın sebebi olan patrona güvenmek yerine en baştan hakkımı aramalıymışım.’
Hizmet sektöründe kadınların işyerlerinde ani bir ölüm değil de, sürece yayılmış bir ölümle karşı karşıya kalmaları, kadınları işçi sağlığının mağduru ve muhatabı değilmiş gibi gösteriyor.
İş cinayetlerine ve iş kazalarına karşı kadınların yürüyeceği yol engellerle dolu. Ancak, kadın işçilerin birlikte durabilmesi ve örgütlenmesiyle ayağımıza takılan taşları ortadan kaldırabiliriz!
Kadın emekçilerin taleplerine yer veren sözleşmelerden kaynaklı olarak Tüm Bel-Sen, işkolunda ikinci sendika olmasına karşın kadın emekçilerin örgütlenme tercihinde birinci sırada yer alıyor.
Bugün Frankfurt mutfağını, kadını tek başına fabrika bandı çalışanı gibi kurguluyor diye eleştirebiliriz elbette. Ama mutfağı tasarlayan Margarete’in başka hayalleri de vardı…
Kayısının başkenti Malatya’ya mevsimlik tarım işçisi olarak gelen kadınlar, uzun çalışma saatleri, ağır çalışma koşulları ve düşük ücrete rağmen çalışmak zorunda...
Tarım ilaçlarının (pestisit) bilinçsiz ya da gereğinden fazla kullanılması hayatımız tehlikeye atıyor. Peki bu tehlike mutfağımıza kadar nasıl giriyor, ne yapılmalı, evde ne yapabiliriz? İşte yanıtı…
‘Başkasının dayattığı değil de kendi kararlarımı yaşadığım için pişman değilim. Ben kendi hayatımı yaşadım. Ailem kendi kurallarını ve törelerini dayattı, ben reddettim.’
Hacettepe Üniversitesi öğrencileri Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği üzerinden kadın derneklerinin kadınların toplumsal yaşama katılımına etkisine dair çalışma yaptı, işte sonuçlar...
Çok küçük yaşta para karşılığı verdiler beni, erken başladım hayata, üzüldüm, evladımı kaybettim, aç kaldım bir başıma da kaldım ama bugün buradayım. Hiçbir emek karşılıksız kalmaz buna inanıyorum.
Çocuklar yaz tatilinde, ben yeni dönem için çocuğuma okul arayışındayım. Çözüm iyi okul için bulunduğumuz mahalleden kaçmak değil, orayı daha yaşanabilir kılmak gerek.
Çocukların sınav sonuçları anneleri için de oldukça önemli. Üniversiteye yerleşebilme kaygısı bir yanda; işsizlik, geleceksizlik kaygısı bir yanda...
Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde bir akademisyenin tacizine uğrayan Hilal, yaşadıklarını ve kadınların desteğiyle yürüttüğü mücadeleyi Ekmek ve Gül’e anlattı
‘Kadının özgürleşmesi, cinsel ve sınıfsal baskılardan kurtulması’ tüp bebek poliklinik sırası beklerken de karşımızdadır, çocuğumuzun adını koyarken de...
‘39 yaşında bir kadının yapabileceği işler genellikle sigortasız işler oluyor. Evde yaptığımız işlerde bile tecrübe soruluyor. Her gün evde yaptığım işin tecrübesini nasıl öz geçmişe yazabilirim ki!’
Bir araştırmada; depresyonun kadınlaştığı, kadınların erkeklerden 2 kat daha fazla depresyona yakalandığı gibi sonuçlar elde edilmiş. Peki neden? Fabrikanın soyunma odasından yanıtlıyoruz...
Yüksek rakamlı satışların yapıldığı mağazada tüm gün güleryüzle hizmet vermesi beklenen satış elemanının o güleryüzün arkasına saklamak zorunda kaldığı yorgunluk ve bıkkınlığın hikayesi…
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.