Bu yıl salgın, ekonomik kriz ve artan yoksullukla birlikte kadına yönelik şiddetin daha da vahşi bir hal aldığı, işsizliğin, emek sömürüsünün katmerleştiği koşullarda karşılıyoruz 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü.

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği olarak ilk korona vakasının görülmesinden bir hafta önce, farklı iş kollarından yüzlerce kadınla taleplerimizi, renklerimizi, coşkumuzu paylaştığımız 8 Mart şöleninde bir araya gelmiş, dayanışmayı ve mücadeleyi büyütme çağrısıyla şölenden ayrılmıştık.

Artan korona vakaları ile birlikte “Evde kal” çağrılarının yapıldığı günlerdeyse kadınların şiddet uygulayan erkeklerle aynı evlerde kalmasına, asgari ücretle geçinmek zorunda kalan işçilerin önlem alınmadan çalışmalarına seyirci kalındığına şahit olduk. Okulların kapanması ile uzaktan eğitime geçildi ama milyonlarca öğrenci evinde internet, bilgisayar ya da tablet olmadığı için eğitime katılamadı. Kadınların haklarına yönelik saldırılar da -infaz yasası, çocuk istismarcılarına af, İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması tartışmaları gibi- bu dönemde devam etti. Bizler bu süreçte haklarımıza ve hayatlarımıza sahip çıkmak için sokaklarda olmaya, sosyal medyada canlı yayınlarla ya da mahallede kapı önlerinde küçük buluşmalarla kadınlarla yan yana gelerek sorunlarımıza çözüm aramaya devam ettik.

KADIN İŞÇİLERİN EN ACİL TALEPLERİNİ 8 MART’A TAŞIYACAĞIZ

Her yıl olduğu gibi 2021 yılı 8 Mart öncesinde de sadece dernek üyesi kadınlarla değil mahallede ve farklı iş kollarında çalışan kadınlarla, küçük buluşmalarla yan yana gelmenin olanaklarını yaratmaya çalışıyoruz. İşçi kadınlar, bu buluşmalarda patronların salgını işçi, emekçileri daha fazla baskı altına almanın aracı olarak kullandığını, işten atmaların yasak olduğu bu süreçte Kod 29 tehditleriyle işçilerin daha ağır koşullarında çalışmaya zorlandığını anlatıyor. Bu dönemde ağırlıklı olarak işçi kadınların çalıştığı iki fabrikada toplu iş sözleşmesi görüşmeleri devam ediyor. Kadın işçiler, 8 Mart’ın ücretli izin günü sayılması, regl izni, Kod 29’un yasaklanması gibi taleplerinin toplu iş sözleşmesi maddeleri arasında yer alması için çalışma yürütüyorlar. Bu dönem, kadınların en acil sorunlarına çözüm olacak taleplerinin toplu sözleşmelerde yer alması gerektiğini gösteriyor.

Biz bu sorunların karşında yine her yıl büyüttüğümüz “dayanışma” ruhuyla, fiziken yan yana gelemesek de yüzlerce kadının taleplerini 8 Mart’a taşıyacağız. Coşkumuzla, sloganlarımızla, erbanelerimizle sokaklarda olacağız, her yeri 8 Mart alanına çevireceğiz…

Fotoğraflar: Ekmek ve Gül