Sendikalar Kod 29’a karşı göreve!
İşten atılmanın yasak olduğu pandemi sürecinde Kod 29 ile işten atılma tehdidi ile yüz yüze olan metal işçisi kadınlar çalışma koşullarını ve üzerlerindeki baskıyı anlatıyor.

Patronlar Kod 29 ile işçileri tazminatsız işten çıkartıp pandeminin kaymağını yiyen bir duruma geldiler. Kod 29 işçilerin korkulu rüyası haline geldi. Bu durumun kadın işçilerin yaşadıkları sorunlarla birlikte hayatlarına ne kadar olumsuz yansıdığını görebiliyoruz: işsiz, geleceksiz, parasız kalma korkusu… Örgütlü fabrikalarda çalışan işçi kadınlar “Biz sendikalıyız, bizim bir farkımız olmalı. Biz eylem yapmaya hazırız, peki siz ne yapıyorsunuz?” diye sorarken sendikaları Kod 29’a karşı göreve çağırıyorlar.

İŞTEN ATMAK YASAK, KOD 29 YASAL

Tuzla’da metal fabrikalarında çalışan iki kadınla sohbet ediyoruz: Gizem ve Nazlı, aynı fabrikada çalışan aynı zamanda komşu iki kadın… Nazlı üç çocuk annesi, çok genç yaşta evlenmiş. Boşanıncaya kadar hiç çalışmamış. Eşinin ona yaptıklarına karşı üç çocuğunu alıp tek bir valizle çıkmış o evden. Eş dost yardımıyla bir ev tutmuş. Eşya yok, bir şey yok derken işe başlamış. Hem çocuklara hem eve bakmış. Her ay maaşını aldığında eve bir eşya almaya çalışmış. Nazlı birçok fabrikada çalışmış; hep asgari ücretle… Hiç yetiştiremiyormuş ihtiyaçlarını. Şu an maaşı asgari ücretin üzerinde ve sendikalı bir fabrikada çalışıyor. Nazlı “Maaşım iyi olursa sanki bütün dertlerimiz bitecekmiş gibi düşünmüştüm ama hiç ilgisi yokmuş. Sendikalıyız ama her an işten atılma korkusu içindeyiz. Şimdi işten atılmak yasak diyeceksiniz ama Kod 29 serbest. Fabrikamızdan yakın zamanda işçiler böyle atıldı. Zaten bir sürü sorunumuz var. Bir yandan bu belirsizlik beni çok yoruyor” diyor. Çocuğunu dershaneye vermek istemesine rağmen geleceğe dair belirsizliğin elini kolunu bağladığını ifade ediyor: “Evin ihtiyaçları büyüyor, ihtiyaç kredisi çekeyim diyorum ama yine bu belirsizlik elimi kolumu bağlıyor. Sadece bu değil, sürekli üzerimizde bir baskı var.” Fabrikada en ufak bir hatada tutanak tutulduğunu söyleyen Nazlı, bunun sendikaya rağmen gerçekleştiğini belirtiyor: “Sendikamız sağlam durmuyor, işçilere biraz güven verseler biz de elbette hakkımızı ararız. Ama ne işçiyle bir şey paylaşıyorlar ne de bizi dikkate alıyorlar. Biz daha önce de deneyimledik üretimden gelen o gücü kullandığımızda sorunlarımız çözülüyordu.”

‘SÜREKLİ ÜZERİMİZDE BASKI VAR’

Gizem’in de üç çocuğu var. Gizem, erken yaşta evlenmiş. İlk doğumunda çok zorlanmış, parasızlıktan hastaneye gidememiş. “Çok zor günlerdi; şiddet de gördüm yoksulluk da çektim. Buna rağmen çocuklarımı büyüttüm, okuttum. Üniversite mezunu oldular ama işsizler. Ben de onlar biraz büyüdükten sonra çalışmaya başladım ama pek düzenli sayılmaz” diyor. Uzun süredir bu fabrikada çalıştığını belirten Gizem patronların salgını haklarını ellerinden almak için kullandıklarını ifade ediyor ve ekliyor: “Sorunlarımıza muhatap bulamıyoruz. Sendikamız var ama genelde işçileri bilgilendirmiyorlar. Sürekli üzerimizde baskı var: Tutanak tutuluyor, Kod 29’dan işçiler atıldı. Bu madde yüz kızartıcı suçlar demek. İşi yanlış gönderdiğinde bu kodla atıyorlar. Zaten bu belirsizlik bizleri çok yoruyor, her gün yeni bir şey çıkartıyorlar: Sayı baskısı üzerimizde artmış durumda. Bizim sendikamız bize güven verse emin olun işçiler kendini daha güçlü hissedecek. Sonuçta bizim sendikamız var, bu sorunları bitirmek için eylemler yapabiliriz, daha güçlü ses çıkartabiliriz. Eğer bu duruma karşı bir şey yapmayacaksak sendikasız yerlerden pek bir farkımız yok diye düşünüyorum.”

Görsel: Vera Gorbunova-Unsplash

İlgili haberler
Patronun haysiyetsiz silahı; Kod 29!

Kod 29; işçinin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve işsizlik ödeneğine hak kazanamadığı acımasız bir...

Kod 29 bizi açlığa mahkum etti!

Eşim haksız yere kod 29 ile işten atıldı, pandemiyle birlikte ekonomik durumumuz iyice kötüye gitti,...

İşçiler artık işsiz kalmaktan değil, damga yiyerek...

Patronların işçilerin haklarını gasp etmek için denemediği yöntem yok! Tazminat ödememek için haksız...