Plascam’ın kârı, Şebnem’in ıstırabı
Plascam patronu o büyük firmalara iş yaparken kazandığının yüzde 9’undan bile azını vergiye verirken orada çalışan Şebnem yüzde 35’lik dilime girmiş bile.

Öyle ya da böyle, ittire kaktıra 2024’ü bitiriyoruz. Şimdi geri dönüp bakalım desek her gün, hatta bazen her saat başka bir gündemle, başka bir telaşla geçirdik bu yılı. Ücretlere zam yapılmaması, her hafta zamlanan ürünler, maaşı kuşa çeviren vergiler, patronlara teşvikler, indirimler derken geldik bu yılın sonuna da. Aralığa adım atmadan bütçe komisyon görüşmeleri bitti, aralıkta da genel kurulda tasarısı oylanacak. Ha biz biliyoruz zaten iktidarın yine sermayeye hizmet için bir bütçe hazırladığını da... Velhasıl kelam bir şekilde geldiğimiz bu ay için bir bakalım patronlar nasıl yaşıyor, biz nasıl yaşıyoruz?

PATRONA YÜZDE 9, İŞÇİ ŞEBNEME YÜZDE 35 VERGİ

Gebze’de kurulu bulunan Plascam; Ford, TOGG gibi otomotiv tekelleri için üretim yapıyor. Şirketin ödediği vergi; istisnalar, indirimler, muafiyetler ve teşviklerle gelirine oranla yıldan yıla düştü. 2021 yılında ödediği vergi, bildirilen gelirine oranla yüzde 25 vergi iken, 2022 yılında bu oran yüzde 22.5’e, 2023 yılında ise yüzde 9.3’e geriledi. 

Aynı fabrikada çalışan Şebnem* ise yıl sonunda yüzde 35’lik vergi dilimine girdi. Şebnem, “Bu ay elime geçen üç kuruş maaşla ne yapacağım,” dedi. 

NET KÂRI ARTIYOR

EMIS’in şirkete dair yayımladığı 2022 ve 2023 verileri, Plascam’ın net satış gelirlerinin yüzde 219.57 arttığını gösterdi. Plascam Plastik Oto Cam A.Ş.'nin toplam varlıkları yüzde 278.11 oranında değerlendi. 

Faaliyet kârını yüzde 25.8 artıran şirketin net kârı yüzde 80.16 arttı. 

ÜCRETLER KİRAYA, GIDAYA VE ULAŞIMA GİDİYOR

Petrol-İş üyesi Plascam işçilerinin şirketin kârlılığına ilişkin somut bilgisi ise yok. Yıllardır herhangi bir verinin ya da bilginin onlarla paylaşılmadığını söylüyor Şebnem. Ancak kendi ve iş arkadaşlarının yaşamına dair epey veri var elinde. Ücretinin üçte birini kiraya ayırıyor. Ücreti yatar yatmaz ilk işi kirayı, ardından da faturaları ödediğini söylüyor. Ancak karnını doyurabilecek düzeyde gıda alışverişi yapıyor. 

PORTAKALLI ELMALI MEYVE TABAKLARI RÜYALARDA KALDI

Artık yıl sonuna geldiği için hiç tatmin etmeyecek bir ücret alacağını söylüyor. Şebnem, “Bize enflasyon verileri açıklıyorlar. Ben bunu en iyi pazarda anlıyorum. Mesela muz. Bir önceki ay 50 liraya alıyordum şimdi 80 lira olmuş” diyor ve ekliyor: “Sadece muz değil. Tüm meyve sebzeler öyle. Karnabahar mevsim sebzesi de ne oluyor? Öyle uzaktan izliyoruz.” 

Şebnem artık tek çeşit meyve aldığını söylüyor. Yani artık o televizyon başındaki portakallı elmalı meyve tabakları yok. İş yerinde de en çok bunun konuşulduğunu anlatıyor Şebnem: “Artık yapamadıklarımızı konuşuyoruz. Sinemaya, tiyatroya gidemediğimizi, dışarıda bir kahve içemediğimizi… E biz de ne yapıyoruz o zaman? Birbirimize daha sık gidip gelmeye başladık. Buluşmaları evde yapıyoruz. Maliyeti daha az.” 

‘BİZİM EKONOMİMİZ BÜYÜMEDİ’

Gülerek, “Benim maaşım var, eşim de çalışıyor, onun maaşı var, arada da annemden istiyorum biraz destek olsun diye. İşte iki üç gelirle döndürmeye çalışıyoruz evi” diyor. Ancak bu iki üç gelir ne çeşit çeşit sebze meyve ediyor ne de daha sıcak bir ev... Faturalar kesildiği andan itibaren, “Bir sonraki ay az gelmesi için ne yapmam lazım?” soruları beliriyor kafada. “Hele bir de çocuk oldu mu beslenme çantası nasıl dolacak, yarına nasıl hazır olacak?” soruları ile tasarruflar arasında gidip geliyor insan. 

Şebnem’in kaygısı büyük. Patron kârını artırıyor, işçiler işten atılacak diye korkuyor. Patron duruş yapıyor, işçiler tedirgin oluyor. “En ufak duruşla birlikte kaygı artıyor hepimizde. Aman işsiz kalmayayım, hele de bu kış günü zor olur diye düşünüyoruz. Çünkü işten atılırsak bugün ödediğimiz faturayı yarın ödeyemeyiz. O yüzden sessiz kalıyoruz çoğu zaman” diyor Şebnem.

“Ev ekonominiz büyüdü mü sence?” diye soruyorum. “Ne büyümesi, daha da küçüldü. Yaptığım alışveriş sayısı azaldı. 1000 liraya iki üç poşet ancak doluyor zaten” diye yanıtlıyor. Her ay kesilen vergi sırtına bir kambur gibi çökmüş. Bugün yaşadığımız hayat Şebnem’in hayatından ya bir eksik ya bir fazla. Anlattıkları, yaşadıkları abartı değil gerçeklerimiz.

*İsmi iş güvenliği sebebiyle değiştirilmiştir.

Görsel: Canva Pro Yapay Zeka- Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Var mısın masalın sonunu birlikte yazmaya?

Kış çetin, rüzgar sert. Ancak yan kapımızdaki karınca güven kapımız. Bunu hepimiz biliyoruz. Haydi o...

Bu yılın kışlığı kız kardeşlik olsun

Kız kardeşlik yalnızca duygusal bir anlam içermiyor. Sermayenin kadınlara dayattığı koşullarda kendi...

‘Kamu-özel işbirliği’ diye yazılır, ‘Taşeron, ucuz...

Etlik Şehir Hastanesindeki taşeron şirketlerde çalışan kadın işçilerin gündemlerinin başında asgari...