‘Aile gününde’ dünya tablosu: Doğum hızı düşüyor, kadın karşıtı politikalar yayılıyor
Dünyada sermayenin en büyük kaygısı azalan nüfusa bağlı olarak ucuz iş gücü deposunun da boşalıyor olması. İşte yıllar içinde değişen doğurganlık tablosu ve sonuçları.

Özellikle 2023 yılından bu yana Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde “kutsal aile” söylemleri yükseldi. Bu söylemler aşırı sağın yükselmesiyle paralel olarak politik uygulamalara da dönüştü. Dünyada sermayenin en büyük kaygısı ise azalan nüfusa bağlı olarak ucuz iş gücü deposunun da boşalıyor olması.

Avrupa Birliğinin toplam nüfusu, 2020 yılında yaklaşık 447 milyon olarak tahmin ediliyordu. 2025 yılı sonu itibarıyla bu sayının 449,7 milyona ulaşması bekleniyor. Ancak bu artış, büyük ölçüde göç ve AB'ye yeni katılımlardan kaynaklanıyor, doğal nüfus artışına değil. Keza 1 Ocak 2024 itibarıyla AB nüfusunun yüzde 21,6'sı 65 yaş ve üzeri yaşta kişilerden oluşuyor, bu oran 10 yıl öncesine göre yüzde 2,9 artış gösteriyor. Yıllar içinde Avrupa ülkelerindeki doğum oranında ise ciddi bir düşüş söz konusu.


2024 yılında Avrupa ülkeleri, azalan doğum oranları ve yaşlanan nüfusla mücadele etmek amacıyla çeşitli aile ve nüfus politikaları uygulamaya koydu. Ancak, bu politikaların etkinliği ülkeden ülkeye değişiklik gösterdi.

Örneğin Macaristan, “geleneksel aile” uygulamalarıyla bir süredir gündemde. Hükümet, doğum oranlarını artırmak için çeşitli teşvikler yapıyor.

Örneğin çocuk sayısına bağlı olarak gelir vergisi indirimleri uygulanıyor. Dört veya daha fazla çocuğu olan kadınlar gelir vergisinden muaf tutuluyor. Bir diğeri ise "Családi Otthonteremtési Kedvezmény (CSOK)" programı. Bu programda çocuk sahibi olmayı taahhüt eden ailelere konut alımlarında maddi destek sağlanıyor.

Çocuklar için ücretsiz veya indirimli ulaşım, ücretsiz ders kitapları ve yemek desteği gibi uygulamalar ise 2024’te Macaristan’da gündeme gelen uygulamalar. Ancak, bu politikaların doğum oranları üzerindeki etkisi sınırlı kaldı. Doğurganlık oranı 1,5 seviyelerinde sabitlenmiş durumda.

Bu süreç bir yandan politik yaptırımlarla da paralel ilerliyor. Kadınlara kürtajdan önce ceninin kalp atışlarını dinletme zorunluluğu 2022’de getirilmişti. 2024’te de bu politika sürdürüldü ve doğurganlığı teşvik için kadına "annelik rolünü hatırlatan" kampanyalar başlatıldı.

FRANSA’DA VE İTALYA’DA DOĞUM TEŞVİKLERİ

2023 yılında Fransa’da doğum sayısı 678 bine düşerek II. Dünya Savaşı'ndan bu yana en düşük doğum seviyesine geriledi. Doğurganlık oranı 2010'da 2,03 iken 2023'te 1,68'e düştü. Bu düşüşün nedenleri arasında ekonomik sıkışmışlık, yüksek konut maliyetleri ve çocuk bakım hizmetlerinin yetersizliği başta geliyor. Hükümet yeni yapacak planlamalarla konut kira yardımı ve çocuk bakım yardımı yapmayı planlıyor.

İtalya da düşük doğurganlık oranlarıyla karşı karşıya. Özellikle İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin seçilmesinin ardından “kutsal aile”, “ana vatan” söylemleri gündeme gelmişti. Hükümet, "Next Generation EU" fonları kapsamında çocuk bakım hizmetlerine yatırım yaparak bu durumu düzeltmeyi hedefliyor. "Next Generation EU" (NGEU), Avrupa Birliği'nin COVID-19 pandemisinin ekonomik etkilerini hafifletmek için oluşturduğu 750 milyar avroluk bir “toparlanma” paketidir.

İtalya, NGEU kapsamında en büyük payı alan ülke olup, yaklaşık 194,4 milyar avro destek almıştır. Fonlar, hibe ve kredi şeklinde sağlanmıştır. Şimdi bu fonun belirli bir kısmının çocuk bakımına aktarılacağı konuşuluyor.

Ancak İtalya genelinde çocuk bakım hizmetlerinin dağılımında bölgesel eşitsizlikler tartışma konusu. Bu durum, kadın istihdamı ve doğurganlık oranları üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor.

AVRUPA ÜLKELERİNDE LGBTİ KARŞITI UYGULAMALAR

Polonya ve İrlanda, 2024 yılında gebe sağlığı ve doğum sağlık hizmetlerine erişimi artırmak için adımlar attı. "European Fertility Treatments Policies Atlas 2024" raporuna göre, bu ülkeler tüp bebek ve diğer yardımcı üreme tekniklerine erişimi genişletti. Öte yandan Gürcistan, 2024 yılında "Aile Değerleri ve Çocukların Korunması Yasası"nı kabul etti. Bu yasa, LGBTİ’lere dair içerikleri yasaklıyor. Hükümet, bu yasa ile “geleneksel aile yapısını korumayı ve doğum oranlarını artırmayı” hedeflediğini belirtiyor.

LATİN AMERİKA’DA FİİLİ KÜRTAJ YASAKLARI

2024 yılında Latin Amerika genelinde, özellikle Arjantin'de doğurganlık oranlarında belirgin bir düşüş yaşandı. Bunun en önemli faktörü ise ekonomik sıkışmışlık ve kamusal haklara yapılan saldırılardı.

Arjantin'de doğurganlık oranı 2023 itibarıyla 1,33'e gerileyerek nüfus yenileme eşiği olan 2,1'in oldukça altına düştü. Bu oran, 2008'deki 2,42 seviyesinden önemli bir düşüşü temsil ediyor. 2023 yılında doğum sayısı 460 bin 902 olarak kaydedildi; bu, 2022'ye göre yüzde 7'lik bir azalma anlamına geliyor.

Ayrıca ülkenin ortalama yaşı yaklaşık 40'a yükseldi ve önümüzdeki on yıllarda bu yaşın daha da artması bekleniyor. Hükümet bu meseleyi özellikle emeklilik için ayrılan bütçeyle paralel olarak tartışmaya çalışıyor.

Buna bağlı olarak Latin Amerika’nın farklı ülkelerinde hükümetler kadın haklarına saldırı niteliğinde uygulamaları gündeme getiriyor. Örneğin, Arjantin’de 2020’de yasallaşan kürtaj hakkı, 2023’teki yönetim değişimi sonrası tekrar hedefe alındı. 2024’te, bazı eyaletlerde uygulamada zorluklar, engellemeler yaşandı.

Brezilya’da Bolsonaro sonrası hükümet değişse de, muhafazakâr eyaletlerde kürtaj hizmetine ulaşım hâlâ fiilen yasak.

ABD’DE DOĞURAN KADINA MADALYA

Latin Amerika’nın yanı sıra 2024 yılı itibariyle ABD’de doğurganlık oranları düşük seviyelerde seyrediyor. 2024'te doğurganlık oranı 1,63 olarak kaydedildi. Bu durum, 2007'deki 4,3 milyon doğumdan 2024'te 3,62 milyon doğuma düşüşle birlikte, doğum sayılarında yüzde 16'lık bir azalmaya işaret ediyor. ABD’de doğum oranın düşmesinin başlıca sebepleri, yüksek çocuk bakım maliyetleri, öğrenci kredisi borçları ve konut fiyatındaki fahiş artış olarak biliniyor.

ABD doğurganlığı arttırmak için ve aile yapısına yönelik belirli planlamalar yapıyor. Trump yönetimi, doğurganlık oranlarını artırmak amacıyla 5 bin dolar "Bebek Bonusu" uygulamasını yürürlüğe sokacak. Yeni doğan çocuklar için ailelere tek seferlik ödeme yapılacağı söyleniyor. Bir diğeri ise Tüp Bebek Tedavisi Desteği planlaması. Gündemde olan bir diğer mesele ise "Ulusal Annelik Madalyası" kampanyası. Trump yönetimi çok çocuklu annelere “onursal ödül” verilmesini yönünde planlamalar yapacak.

Tüm bu tabloya baktığımızda düşen doğurganlık oranları dünya çapında sermaye iktidarları tarafından endişe ile karşılanırken, birçok ülkede kadınların çocuk yapmaya yönlendirilmesini "vatan görevi" gibi sunuluyor. Kürtaj karşıtı söylemler, “nüfus krizine karşı anneliği koruma” temasıyla yeniden popülerleşiyor. Bu açıdan aile politikaları, sermayenin demografik hedeflerine hizmet eden bir araç olarak görülmeye başlanıyor. Bu durum, kadınların kazanılmış haklarına saldırıları beraberinde getirirken bir yandan da ucuz iş gücü olmaları için kadınların üzerindeki baskının artmasına yol açıyor.

Fotoğraf: Canva Pro kolaj