DERGİMİZDEN

Daralttığınız duvarları örgütlülüğümüz ile yıkacağız...

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, daha eşit ve adil bir gelecek için attığımız kararlı adımların simgesi olsun.

Sermayenin çarkı işçiyi ezerken, iktidar patronlarla el ele yasakları ve baskıyı büyütüyor. Ancak işçi kadınlar, insanca bir yaşam için yan yana gelerek mücadeleyi büyütmekten vazgeçmiyor!

‘Belli ki iktidarın baskı ve korku aracı haline getirdiği yargısı, kadınlara ilişkin iktidarın politik yaklaşımından bağımsız çalışmıyor.’

8 Mart işçi ve emekçi kadınların 200 yıllık tarihlerinde çıktıkları ekonomik ve politik hak mücadelelerinden doğmuştur ve üzerinden kazınması mümkün olmayan “sınıf mücadelesi” damgası taşır.

‘Genç bir işçi kadın olarak sizlere sesleniyorum, bir patronun cebine giren para ile bir işçinin cebine giren ücreti karşılaştırın.’

Barutçu Tekstil işçisi kadınların grevinde öğrendi Emel mücadeleyi, dayanışmayı, kendini var etmeyi... Şimdi ise tüm işçi kadınlara sesleniyor: ‘Örgütlü olduğumuzda her şeyi başarabiliriz.’

Başpınar’da direnişe çıkan işçi, diğer fabrikadaki işçinin direnişini düşündü. Fabrikaya girmek zorunda kalan mücadeleyi içeride sürdürme kararı aldı...

‘Belki baş ağrısı şikayeti ile gittiği Şehir Hastanesinde ayakta sırasını beklerken kendi ürettiği kolona sırtını yaslıyor.’

'Bizim fabrikada kadın erkek eşitliliği yok. Hâlâ işçi kadınların aldığı maaş yan gelir olarak hesaplanıyor ve bunun için erkek işçilerden daha az ücret veriliyor.'

‘Kızıma iyi bir gelecek sağlamaya çalışıyorum ancak bu koşullar altında kendimizden vazgeçerek kaç saat daha çalışabiliriz?’

Şehir Hastanesinde çalışan hemşire: ‘Halkın sağlık hizmetine erişememesi bizim suçumuz değilç’

8 Mart’ta sermayenin ve onun iktidarının grev yasaklarına, zor gücüne, örgütlediği umutsuzluğa karşı işçi ve emekçi kadınların biriktirdikleri kazanımları ve süren mücadeleleri hatırlayalım.

‘Evlenmeyi düşünüyor musun’ soruları ile her alanda karşılaştıklarından bahseden kadınlar, evliliğin ‘masrafları paylaşacak bir partner’ anlamına geldiğini söylüyor.

‘8 Mart’ta bu karanlık düzeni yıkacaklar perdeyi aralayıp, gücümüzü birliğe çevirip karşılarında duralım.’

Yeni mezun olduğum için hep reddedildim. CV bırakmak dışında görüşebildiğim ilk yerde ise, mesleğimden çok her işi yapmamı istediler. Ancak umudum hiç bitmedi çünkü yalnız olmadığımı biliyorum.

Engelli kadınlar hem kadın olmak hem de engelli olmak nedenleriyle ayrımcılığa maruz kalıyor. Şiddete uğradığımızda sorgulanmıyor, güvenceli alanlara erişemediğimizde normal karşılanıyor.

Çalıştığım okulda çocuklar bir çikolata alabilmek için paralarını birleştirirken biz öğretmenler yemeklerimizi evden getirir, iki sene önce kahve içtiğimiz mekana oturamaz duruma geldik.

Kimliğimiz, mezhebimiz, dilimiz, savunduklarımız, cinsel yönelimlerimiz, kısacası her şey suç oldu bu ülkede…

‘Krizin yükünü, yoksulluğun ağırlığını değil evimize ekmek, ruhumuza gül istiyoruz.’
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.