Üniversitemiz son zamanlarda iki büyük olayla çalkalandı. Tacizci doktor ve kampüs içerisinde pompalı tüfek ile öldürülen kadın öğrenci. Meliha, Edebiyat Fakültesinin öğrenci girişinin önünde, yıllar önce boşandığı erkek tarafından katledildi. Kendisine evlatlarıyla yeni bir yaşam kurmak için okurken sıra arkadaşlarının gözünün önünde katledildi.

Yaşanan ve hepimizi sarsan olayların ardından kampüs hayatımız bambaşka bir hale büründü. Normalde sadece derslerimizi ve projelerimizi dert ederken şimdi en büyük gündemimiz güvenlik ve huzur. Biz kadın öğrenciler, bu süreçte iç içe geçmiş iki hisle mücadele ediyoruz: Derin bir korku ve büyük bir öfke.

Kampüs bizim için özgür ve güvenli bir alan olmalıydı. Ama şimdi her köşede bir tedirginlik var. Bu durumu yaratan vurdumduymazlığa, güvenlik zafiyetlerine karşı ise içimizde büyük bir öfke birikiyor. Meliha ablamızın ölümünden sonra üniversitede büyük bir eylem planladık ve gerçekleştirdik. Rektörlüğe kadar “Rektör istifa!” sloganları ile yürüdük. Biz, öğrenciler olarak güvenli kampüs isteğimizi bir kez daha kayyım rektöre ilettik. O sırada aramızdaki arkadaşlarımızdan oluşan bir öğrenci komisyonu rektör ile görüşmek için yukarı çıktı. Komisyondaki öğrencilerin talepleri, yani bizim taleplerimiz netti: Güvenli kampüs, etkin Cinsel Tacizi Önleme Birimi, kampüs içi ücretsiz ring araçları... Olması gereken güvencelerimizi tekrar etmiş olduk. Bunların yanı sıra bir de “Özür dilerim!” demesini istedik. İlk açıklama yapacağı sıra kayyım rektörün gülmesi hepimizin o üzüntülü ve öfkeli anında daha da öfkelendirmişti. Bu yaptığı hataya karşılık komisyondaki arkadaşlarımız rektörün özür dilemesini gerektiğini söyledi. Rektör tekrar konuşmak için çıktığında ne özür diledi ne de ERÜ yönetimi hatasını ve ihmalini kabul etti. En azından hatalarını ve ihmallerini kabul edebilirlerdi.

Birkaç hafta önce ise Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji bölümündeki bir doktorun hasta ve hasta yakınlarını taciz etmesi ile gündeme gelmişti. O doktorun emekliliğine neredeyse 20-25 gün kaldığını rektörün ağzından duyduk! Artık sadece izin verilen değil, hakkımız olan güvenli bir ortamda bulunmak istiyoruz. Kampüsümüzün güvenli bir hal almasını istiyoruz!

Fotoğraf: Ekmek ve Gül