Yarım gün çalışma, diğer adıyla “part time” işler daha çok kadınlar tarafından tercih ediliyor. Ev işleri, çocuk bakımı gibi işlere zaman kalır düşüncesiyle kadınlar yarım gün gibi görünen bu işlere yöneliyor. Ama işin içine girince hiç de öyle olmuyor. Kendi hikayemden örnek vereyim.
Servis hostesliği basit, part time işlerden kabul ediliyor. Aslında göründüğünden daha yorucu ve neredeyse tam gün mesai yapılan bir iş. Sabahın karanlığında kalkıp servisin sizi alacağı noktaya (toplu taşıma kullanarak) gidiyorsunuz, çocukları evlerinden alıp okula bıraktıktan sonra eve dönüyorsunuz (elbette yine toplu taşımayla); öğleden sonra tekrar okula gidip çocukları alıp evlerine bırakıp, eve dönüyorsun. Sürekli git-gel yaparak bütün günü bitirmiş oluyorsunuz ama yarım gün sayılıyor. Yarım gün diye düşük ücret alıyoruz, hem sigortasız çalışıyoruz. Bağcılar’daki okulların servislerinde çalışan neredeyse hiçbir hostesin sigortası yoktur. Yani çalışırken başınıza bir şey gelse, bir kaza olsa yapabileceğiniz hiçbir şey kalmıyor. Ayrıca sağlık sigortasından da faydalanamıyorsunuz.
Bu kuralsızlığın bir sınırı da yok. Örneğin hosteslik yapma yaşı 22-61 olarak sınırlanmış olmasına rağmen şoförün kızı ya da akrabası olan 13-15 yaşındaki çocuklar da çalıştırılabiliyor. Çocuğu çocuğa “emanet” etmek anlamına gelen bu durum, okul yönetimlerinin sorumsuzluğunun, denetimsizliğinin bir sonucu.
Denetim yok, kural yok
Okul servisi yönetmeliğine göre şoför harici bir rehber (hostes) bulundurmak zorunlu. Hosteslerin halk eğitim merkezlerinde düzenlenen kurslara katılarak sertifika alması lazım. Ancak çalışan hosteslerin çoğunda bu sertifika yok. Denetim de olmadığı için bir hostesin sertifikası okul yönetimleri tarafından birden fazla hostes için kullanılabiliyor. Sertifikası olan hostesin bundan haberi olmayabiliyor; bu herhangi bir denetimde veya kaza anında sertifikası kullanılan hostesin aynı anda birden çok araçta görünmesi demek oluyor.
Sigorta yok, ücretler keyfi
Sigorta meselesinde olduğu gibi hostesler hemen her konuda eşitsizlikle karşı karşıya kalıyor. Ücretler de yönetmeliğe uygun değil ve aynı zamanda eşit işe eşit ücret de uygulanmıyor. Hostesler mesafenin uzak veya yakınlığına göre değişmekle birlikte ortalama 15 bin lira alıyor. Benim çevremde 12 bin 500 lira artı yol alan da var. Okul tembih ediyor kimse kimseye ne aldığını söylemesin diye. Aynı zamanda tüm bu haksızlığa ses çıkardığınızda güvencesiz olduğunuz için “aha da kapı orada” yanıtını alabiliyorsunuz.
Göçmen kadınlar daha fazla sömürülüyor
Bu tablo göçmen kadınlar açısından çok daha vahim. Göçmen kadınlar aynı okula aynı araçla iki kez servis çekip, yani iki iş yapıp tek ücret aldığı durumlarla sık karşılaşıyoruz. Haksızlığın farkındalar ama ses de çıkartamıyorlar. Çocuğunu bırakacak yeri ya da bakacak kimsesi olmadığı için yanında getiren göçmen kadınlara rastlamak da mümkün. “Bu işe ihtiyacım var” düşüncesiyle daha fazla sömürüye katlanmak zorunda kalıyor.
Okul servisleri minibüs gibi çalıştırılıyor
İşçi ve emekçi semtlerinde her konuda olduğu gibi okul servislerindeki kurallar da esnetiliyor. Olması gereken sayıdan fazla çocuk alındığı servisler oluyor. Yani koltuk sayısına göre değil koltukları üçleyerek beşleyerek, hatta mesafe yakın diye ayakta bile çocuk alıyorlar. Çünkü şoförler çocuk başına ücret alıyor ve denetim olmayınca okul servisini tıpkı bir minibüs gibi çalıştırıyorlar. Bu durumda hostesin oturması gereken koltuk da dolu oluyor, hostes tabureye oturtuluyor. Sonuç olarak hiçbir can güvenliğimiz de yok.
Anlattıklarım, “aile yılı” diye bize pazarlamaya çalışılan yarı zamanlı çalışmanın gerçekleri. Söyledikleri değil gerçekte olan haksızlık, sömürü ve güvencesizlik.
Fotoğraf: MA
İlgili haberler
Esenyurt’ta emekçi evlerinden öfke, umutsuzluk ve utanç çıktı
Esenyurt’ta dolaştığımız evler ‘aile yılı’nin gerçek yüzünü ortaya seriyor...
Esenyalı’da birlikteliğimiz korkuyu dirence çeviriyor
Şiddet, baskı, yoksulluk sürüyor. Ama değişen bir şey var: kadınların mücadele biçimi. Kadınlar artık çözümün parçası olmak istiyorlar.
‘Yeni sendikamızla kazanacağımıza eminiz’
‘Bunca zaman yaşadığımız şiddet ve mobbinge karşı hiçbir önlem almayan eski sendikamızın bir şey yapmayacağını anladım.’
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN

























