Yani ‘kamu hizmetlerinden kısacağız’ diyorlar. Bize “Eğitimde, sağlıkta yaşadığınız sorunlar katlanarak artacak” diyorlar. Ama her şey beka için(!)

Doğumda kazandığımız biyolojik cinsiyet, doğduğumuz anda toplumsal cinsiyetle bir ömür boyu süren dinamik sürece giriyor.

İşçi kadınların çocukları bu eşitsiz eğitim sisteminde kaderlerine terk ediliyor. İşçi kadınların çocukları zenginlerin çocukları karşısında aslında “sınıf” olarak geri kaldı.

‘Emek emek kurduğumuz topluluğumuzu eften püften bahanelerle kapatmalarına, örgütlülüğümüzü dağıtmalarına izin vermeyeceğiz.'

Hazır gıdaların üstünde yazan o yüzdeler, o garip kelimeler, o bilmediğiniz dildeki ifadeler var ya... Onları bilmek sağlığımız için çok önemli. Öğrenelim mi birlikte? İşte etiketlerdeki tüyolar:

Son zamanlarda toplumumuzda artan fiziksel şiddetin temelinde dilde yatan şiddetin boyutunu da rahatlıkla görebiliyoruz.

Hatice’nin şiddet, aşağılanma, yok sayılma ile geçen hayatında kırılma noktası canına tak ettiği nokta olmuş. Onun zorluklarla bezeli hayatını değiştirmesini sağlayan, kendine güvenmeyi öğrenmesi…

Personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalıştırılan taşeron işçilerin kadroya geçirilmesi zorunludur. Kurumlar, 696 sayılı KHK’yı uygulamak zorundadır.

Çocuk yaşta zorla evlendirilen, evlendiği gün şiddet gören, üzerine kuma getirilen, boğazı kesilen, çocukları hatta tüm ailesiyle tehdit edilen bir kadın sesleniyor hepimize…

Filiz Gür, Gezi Parkı davası kapsamında 2022 Nisan ayında 18 yıl hapis cezasına çarptırılan Mine Özerden’e mektup yazdı.

Tek adam düzeninin bir parçası olan adamlar, bin çeşit kızgın sesle bulandırmaya çalışıyor bizim gerçekliğimizi. Oysa biz bin çeşit kadın olarak tek bir ses veriyoruz.

‘Yanan ormanlar kilometrelerce uzağımızda olsa da aslında tehlike, mutfağımızdaki priz kadar yakın.’

Her işin zorluğu, yoruculuğu farklı. Biz kadınların hayatı da zor, ister işte olsun ister evde; hayatın bütün yükünü omuzlarında taşıyoruz.

Toplantıya katıldığım günden beri düşünüyorum. Ezilen büzülen, hor görülen bir işçiyim ben. Bu ülkede emekçiler, üretenler neden hep eziliyor?

Babası istemediği için okuyayamış, kocası istemediği için çalışamamış. Kendi deyimiyle çocukları bir noktaya getirdikten sonra, “Artık kabuğumu kırmalıyım” diyerek çalışmaya başlamış.

İş arkadaşlarını trafik kazasında kaybeden işçiler, arkadaşlarının cenazesine gitmek istediklerinde patronun üretimi durdurmak istememesi nedeniyle engellenmişler. Kararlılıkları engeli aşmış.

Geçim sıkıntısı artıyor. Siz de etrafınızda 40 yaşın üzerinde, daha önce hiç çalışmamış ev kadınlarının iş aradığına şahit olmuşsunuzdur. Kadınlar çalışma yaşamına giriyor. Ama hangi koşullarda?

İzolasyonla birlikte önemli sorunlardan bir tanesi çocukların akranlarıyla bir arada olamaması. Ayrıca çocuğun çevresinde gelişen olayları, durumları kontrol edemediği hissi artabilir. Peki ne yapmalı

19. Gençlik Yaz Kampında kadınlar hayatlarında, okullarında yaşadıkları sorunları tartıştı, çözüm bulma arayışına girdi. Çalgılı çengili bol dayanışmalı yedi gün umut verdi.

Editörden