MEKTUP
DEÜ Hastanesi SES İş Yeri Temsilcisi Günseli Uğur: Çocuğunun kaç yaşında olduğunu sorunca önce 5 aylık dedi, sonra ‘1 ay öncesinde kaldım ben, 6 buçuk aylık oldu’ dediğinde kısa bir sessizlik oldu.
Adana’da MarBit Konfeksiyon’da patronun fabrikayı kapatarak alacaklarını gasbetme girişimine karşı mücadele eden ve direnişleri kazanımla sonuçlanan kadın işçilerden biri yazdı.
Bugün kadınların tam da hakları için mücadele etme zamanı. Özellikle seçim sürecinde sistemi düzeltme değil emekçiler lehine değiştirme mücadelesinin bir parçası olmalarının zamanı.
‘Bu süreçte yaşananları insanın aklı almıyor. Her şey büyük bir kargaşa içinde, hiçbir yerde düzen yok. Bu düzensizlik insanların mağduriyetini de artırıyor.’
‘Çok acı bir şey de var; çok kozmopolit bir yer Maraş. Türk, Kürt, Alevi, Sünni, Suriyeli… Çok fazla insan var. Ama hâlâ keskin bir ayrım var. Yıkıntı, ölüm var. Bu kin, nefret, ırkçılık nedir?’
Ankara’da bile depremin etkilerini komşularımızla, iş arkadaşlarımızla kurduğumuz bu dayanışma ile aşarken depremzede kadınların dayanışma olanaklarının ellerinden alınması akıl kârı değil.
İskenderun’da depremzede olan hem de gönüllü olarak hem gönüllü olarak Tüm gönüllülerimiz... Acıyla yanan bu şehirde insanları gülümsetmeyi başardığınız için sizlere teşekkür ederim.
Depremin ardından Hatay'dan Batıkent'e gelen Seval, çocukları olduğu için ‘evim yıpranır, çıkın’ diyen ev sahibine inat hayatı yeniden kurmaya çalışıyor.
‘Bizler çalışmaya, birleşmeye devam edeceğiz, haklarımızı sonuna kadar arayacağız, yarını hep birlikte kuracağız.’
Narlıdere'de kadınlar 8 Mart'ta sokaktaydı. Nuriye Erdoğan, Narlıdere Demokrasi Platformundan kadınlar ile yan yana gelişlerini mektubuyla anlatıyor.
Kız kardeşlik köprüsü çağrımıza karşılık veren Ankara’dan bir drama eğitmeni Antep’te bir araya geldiği depremzede çocukların ve kadınların yaşadıklarını Ekmek ve Gül’e yazdı.
'Mata işçilerinin kazanımı bizlere de yol gösterecek, bizlere de öğretecektir. Bu sebeple Key Teknik fabrikasındaki bütün mesai arkadaşlarım adına direnişi bir kez daha selamlıyorum.'
‘Çoğunlukla kadınların çalıştığı fabrikamızda açık şekilde yapılan mobbing, aylardır dayatılan zorunlu mesailer ortadayken sendikamız bizi yine görmezden geldi ve 8 Mart’ı es geçti.’
‘Kendince vicdanlı görünen okul sahibimiz ‘deprem kontenjanı’ açtı, depremzedeleri ücretsiz kaydediyor.’ Peki ya sonrası, sonrasını Aslı Yorulmaz mektubunda anlatıyor…
Depremden etkilelenen illerden biri olan Urfa'dan depremzede bir genç kadın, depremlerin ardından kadınların ve çocukların yaşadıklarına dair gözlemlerini mektup olarak kaleme aldı.
Gemlik Yazaki fabrikasından işçiler başlattığımız Kız Kardeşlik Köprüsü kampanyasına katılıp ellerinden gelen tüm imkanlarla seferber oldular.
Kadınlarınsa depremlerde en çok zorlananlar olduğuna gerek Van depremini yaşayarak gerekse şubat ayında yaşanan depremlerde deneyimleyerek gördük.
Ortada olmayanlar bir anda çıkıp ilk iş OHAL ilan etti. Gönderdiğimiz yardım tırlarına el koyduklarını da gördük. İnsanlara yardım için koşturan cemevlerine kayyum atarken gördük.
Kader kader diyorlar. Hayır! ben kabul etmiyorum. Deprem öldürmez, sağlıksız yapılan binalar öldürdü onca vatandaşımızı.
Hepimizin malumu, biliyoruz ki aile evinde asla bir düzen olmaz, ansızın gelen misafirler, sürekli yapılacak ev işleri, pazar, market alışverişi derken ders çalışmaya vakti kalmıyor…
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.