‘Yaralarımızı gizlememeliyiz’
'Biz aynı fabrikada çalışan ve şiddet gören iki kadınız. Kim bilir yara izlerini fondötenle kapatan daha kaç kadın var. Yaralarımızı gizlememeliyiz, birlikte sarmalıyız.'

Merhabalar ben Tuzla’da bir metal fabrikasında 11 yıldır çalışıyorum. Fabrikamızda 3 vardiya var. Maaşım asgari ücretin bir tık üstünde. Ancak fazla mesai yaparak geçinebiliyorum. Yıllar önce çok severek evlendiğim eşim tarafından yıllarca şiddete maruz kaldım. Kaç defa yüzümde, gözümde morluklarla işe gitmek zorunda kaldım. Her gün iş arkadaşlarıma yalan söylemekten utandım. Ömrüm “Kapıya çarptım”, “Gece çocuğu emzirmeye kalkarken ayağım beşiğe takıldı, düştüm” diyerek geçti. Fabrikadaki kadın arkadaşlar bana hep inanıyor sanıyordum. Bir başka kadın arkadaşın yüzündeki morlukları fondötenle kapattığını fark edinceye kadar…

Arkadaşıma yaklaşıp, yüzündeki morluğun nedenini bildiğimi söyledim. O da “Sen kendine bak. Biz sanki bilmiyoruz kapı, beşik yalanlarını” dedi. İlk hissettiğim şey utanç duygusuydu. Ben çok yorulmuştum artık. Bu böyle sürüp gidemezdi. Boşanmaya karar verdim. Çok zor bir süreçten geçtim. Eski eşim boşanmamak için her yolu denedi. İftira attı, ısrarla takip edip iki üç defa sokak ortasında şiddet uyguladı. Çocukları benden kaçırdı. Ben üç yıl fabrikadan akşam eve dönerken bu durumdan kurtulmak için uğraştım. Üç yılda 3 defa ev değiştirdim. En az 5 defa şikayetçi oldum. En sonunda mahkeme bizi boşadı. Sürekli ev değiştirmek zorunda kaldığım için çektiğim kredilerin altından hâlâ kalkamıyorum. Bir gün dahi “Fazla mesaiye kalamam” deme lüksüm yok. Fazla mesai olmadığı zamanlarda ev temizliğine gidiyorum. Çünkü sadece borçlar değil çocukların bakım yükü de bende. Eski eşim çocuklarına bir kuruş dahi vermiyor. Kısaca benim hikayem bu.

Yazımın başında bahsettiğim diğer işçi kadın için neler yapabilirim diye düşünüyorum. Bazen bizim başımıza gelmeden harekete geçemiyoruz, başımıza gelse bile birlikte aşmanın yollarını bulamıyoruz. Biz şiddet gören ve birbirini bilen, aynı fabrikada çalışan iki kadınız. Fakat şöyle bir bakarsak kim bilir yara izlerini fondötenle kapatan daha kaç kadın var. Biz birbirimiz için bir şeyler yapabilsek belki de daha hızlı sesimizi duyururuz, daha güçlü hissederiz. Yaralarımızı gizlememeliyiz, yaralarımızı birlikte sarmalıyız. Bizleri bu şiddet döngüsüne hapsedenlerden birlikte hesap sormalı, birlikte ayağa kalkmalıyız.

Görsel: Canva Pro yapay zeka görsel oluşturma aracı

İlgili haberler
Kadınlar ne yaşıyor?

İktidarın en tepeden en aşağıya kadar yürüttüğü siyaset biçimi toplumun tüm zerrelerine kadar nüfuz...

Emek Partisi GYK üyesi Sema Barbaros: ‘Haklarımız...

Artan şiddet karşısında kadınların mücadele olanaklarını, iktidarın politikalarının kadına yönelik ş...

Şiddet güvencesizliği, güvencesizlik şiddeti doğur...

Prof. Dr. Gamze Yücesan Özdemir: 'Esnek çalışma kadın emekçilerin yeniden üretim alanındaki yükünü v...