DERGİMİZDEN

Eğitim dönemi başlıyor: Takke düştü, kel göründü

Okulların açılması gereken şu günlerde bizler ‘Nasıl olacak bu iş?’ diye düşünürken, devletin aslında bu işe ne zaman ne de bütçe ayırmak istemediğini açıklamaları ile gözümüze sokuyorlar.

Ne çocuklarımız ne de ülke kaybetsin diye..

Uzaktan eğitim-öğretim, okulun yerine geçemez, yetersizdir, hiyerarşiktir, sanaldır, tek yanlıdır, etkili ve verimli değildir. Geleceğimiz için eğitimdeki kangren sorunlara çözüm bulunmalıdır.

Pembe gönlüm sende

Dünyanın dört bir yanında kadınların en büyük eğlencesi pembe diziler. Ta 1930’lardan beri hayatımızda. Peki pembe dizilerin tarihini ve değişimini merak ettiniz mi hiç? Buyurun o zaman…

Hemşire bir anne: Çocukların hayatı şansa bırakılabilir mi?

‘Bizim emeğimizi yok saydıkları gibi çocuklarımızı da yok sayıyorlar… Hastanede kreş ve gece çocuk bakım evi, etüt vs. yapmak çok mu zor?’

Sağlık ocağında büyüyen çocuklar var!

Küçük bir ilçenin sağlık ocağında çalışan Hemşire Sakine, çocuğunu 5 yaşına kadar sağlık ocağına götürmek zorunda kalmış. ‘Kreş şart’ sözünü ona yaşadığı zorluklar söyletiyor.

Ev işçisi: ‘Toplu taşıma kullanmamı istenmiyor ama taksi parası da vermiyor’

Çoğunluğu tatile gidip gelen ev sahipleri bana hastalık taşıdığım kesinmiş gibi yaklaşıyor. Geçinmek zorunda olduğum için bu işleri kabul etmek zorunda kalıyorum. Kimi zaman paramı alamadığım oluyor.

İşçiler artık işsiz kalmaktan değil, damga yiyerek işsiz kalmaktan korkar oldu!

Patronların işçilerin haklarını gasp etmek için denemediği yöntem yok! Tazminat ödememek için haksız gerekçelerden, kısa çalışma ödeneği ile tam zamanlı çalıştırmaya kadar her yöntemi kullanıyorlar.

Nazi Almanyası’nda kadın işçiler: ÇALIŞ, İTAAT ET, HİZMET ET!

9 Mayıs 1945’te Nazi Almanyası’nın teslim oluşuna kadar 55-60 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasının sakat kalmasına neden olan faşizm kadın işçilerin çalışma yaşamını nasıl etkiledi?

Cesaret ve kadın dayanışmasıyla hayatımı yeniden kurdum

‘Yıllarca şiddet görmüş bir kadın olarak tüm kadınlara sesleniyorum; kadınları koruyan İstanbul Sözleşmesi şu an tam uygulanmadığı halde beni şiddetten kurtardı.’

‘Ölmek değil, yaşamak istiyorum’ diyen E.F’nin yanındayız

Sizlerle kız kardeşimiz E.F.’nin hikayesini kendi yazdıklarıyla paylaşmak istiyoruz. Mektubunu derneğimize ulaştırdı, biz de Ekmek ve Gül aracılığıyla tüm kadınlarla paylaşıyoruz.

Sınırların ötesinde kadınlar ne yaşıyor?

Pandemi boyunca ve sonrasında tedbir adı altında ne yapıldıysa kadınların hakları pahasına yapıldığına çok kez tanık olduk. İşte Kamboçya, Kanada, ABD ve İrlanda’dan örnekler…

Batman: Kadınlara yönelik düşmanlık politikalarının adresi

Batman’da Uzman Çavuş Musa Orhan’ın tecavüzüne maruz kalarak intihara sürüklenen İpek Er, ilk değil son da olmayacak belki ama, elbet bir gün kadınların mücadelesi bu olayları sonlandıracak...

Korkuyorum, çocuklarımı da korkumla korkutuyorum…

Adana’dan Hülya’nın mektubu pek çok kadının duygularına tercüman. Çocuk istismarında cezasızlık örneklerinin arttığı her gün, kadınlar bu korkularla yaşıyor.

Evde küçük de olsa bir nefes almak için…

Çıkarın kağıdı kalemi, nefessiz kaldığımız bu günlerde içimizdekileri kelimelere dökeceğiz… Hadi başlayalım…

Kadınların gülüşleri solup gitmesin diye…

Her köşesi katledilen kadınların isimleriyle dolu olan,’Ölmek değil yaşamak istiyoruz’ çığlığı atanların ülkesinde 7/24 etkin koruma politikaları uygulanması gerekirken, yaptığım ihbar yanıtsız kaldı.

Sağlıklı koşullarda eğitim vermek istiyoruz

Biz öğretmenler bir an önce okulların açılmasını, öğrencilerimize kavuşmayı, yüz yüze eğitim yapmayı istiyoruz. Fakat bu koşulların sağlıklı bir şekilde sağlanmasını da istiyoruz.

Gündelik ırkçılığa bir de böyle bakın

Siyahlar beyazlarla aynı hastaneye, kuaföre bile gidemiyor, aynı tuvaletleri kullanmaları yasak,beyazların fincanlarına siyahların ellerinin bile değmemesi gerek, fakat bütün işleri siyahlar yapıyor.

Ekmek ve Gül Ağustos 2020 sayısı

Ekmek ve Gül dergisinin yeni sayısında kadınlar, İstanbul Sözleşmesinin iptal edilmek istenmesine karşı ‘haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz’ sözünü büyütüyor…

Nar çatladı, kuyu taştı…

Kadınların seslerini duyurmaya vesile olmaya, onların çağrısını yinelemeye devam edeceğiz. Çünkü kadınlar için nar çatladı, kuyu taştı… Artık bu saldırılara sabrımız kalmadı!

İstanbul Sözleşmesi bir eşik; o eşiği biz kadınlar geçeceğiz

İstanbul Sözleşmesi, esasen kadınların eşitlik haklarını tümüyle ortadan kaldırmak isteyenler karşısında “eşitlikten vazgeçmiyoruz” sözünü ortaklaştıran somut bir gündem olması dolayısıyla önemli.