DERGİMİZDEN

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa: Kadınlar için ne anlama gelir?

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun, şiddetle mücadele için kadınların elindeki en önemli yasal araçlar. Ama deneyimle biliyoruz ki iyi yasaların olması, etkin somut adımlar için yeterli değil.

‘Artık yaşamım yalnızca kendime ait’

Ben o gün yaşamın ne olduğunu anladım… Ama boyun eğmedim. Çevremdeki işçi kadınların, Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğindeki kadınların dayanışması, bana ve nice kadınlara umut olmaya devam edecek.

Türk Metal’in ‘kadın işçi kurulları’na dair sorular

Kurulun işçi üyeleri nasıl belirlenecek? Bir yaptırım gücü olacak mı? Kadın işçiler kurulun gündeminin belirlenmesine aktif bir katılımı nasıl sağlayacak?

Sekreter deskinde kadın olmak

Aslında aynı taraftayız yani, deskin önü ya da arkası: sistem mağdurlarıyız; ne hizmet veren mutlu ne de hizmet alan.

VİP Giyim’den atılan Seher: Kadın işçiler yeter ki birlik olsun

Sendikalaştığı için VİP Giyim’den atılan işçi Seher: Özellikle kadın işçilere mesajım; isterseniz yapamayacağınız hiçbir şey yok. Yeter ki birlik olun, Korkmayın. Korku sizi hiçbir yere götürmez.

Sendikal mücadelenin önünü aydınlatan grevciler: Kibritçi Kızlar

Annie’nin yayınlanan yazısı üzerine patron işçilerden zorla koşullarından mutlu olduklarını söyleyen kağıda imza atmalarını ister. Kabul etmeyen bir grup işten çıkarılınca, tüm işçiler greve çıkar.

Üniversitelerden bir ses yükseliyor

Hayatın neredeyse her alanında okulda, evde, işte ve sokakta birçok sorunla karşı karşıya kalıyoruz bu sorunlara karşı bir araya gelmek, beraber mücadele etmek gün geçtikçe daha önemli bir hale gelir.

Sağlıklı beslenelim ama neyle ve nasıl?

Beslenme; hem sağlık hem de hastalık için en başat nedenlerden biri. Hepimiz sağlıklı beslenmek istiyoruz, ama bütçemiz ve gıdalardaki tehlikeler en büyük engel. Peki, ne yapmalı?

Leyla

Leyla kucağında bebek, önünde bahçe kapısı ve her tarafı belirsizliklerle örülü duvarların ortasında kalmıştır. Kapıyı açan annesi Yaşar Hanım, heyecandan oracıkta bayılır.

İngiltere’de tecavüz artıyor, ceza verilenlerin sayısı azalıyor

2018-19 yılında İngiltere ve Galler'de tecavüz ve/veya cinsel taciz suçlamalarından dolayı yalnızca bin 925 mahkumiyet oldu.

Güney Afrika çiftliklerinde kadın işçiler şiddet sarmalında

Ömrünün büyük bir kısmından kocasından şiddet gören Gertruida Baartman bu çiftliklerde sezonluk çalışan binlerce kadın işçiden biri.

Hepimizin Sennur Ablası

Sennur Sezer... Kaybedeli 4 yıl oldu. Kaç yıldır edebiyatla ilgileniyor olmama rağmen çok sonra tanıdığıma hayıflandığım o “emeğin ve direncin” şairi...

Biz eksildik… Öfkemiz büyüdü!

Eksildik… Öfkemiz ve hıncımız büyüdü. Mücadele azmimiz bilendi. Gerçek suçlular yargılanana, adalet yerini bulana, mücadelemiz barış dolu bir ülke yaratana kadar yılmayacağız.

Orada bir kreş var uzakta ama bize yaramıyor

Pendik’te Ekmek ve Gül grubundan kadınlar kapı kapı dolaşarak, standlar açarak, evlerde kadınlarla buluşarak ücretsiz belediye kreşi için binlerce imza topladı.

Kadınlar hayatlarından vazgeçmesin

Erken yaşta evin yükünü sırtlayan Leyla, evliliğinde de şiddetin yükünü taşımış. Bugün kızı için ikinci evliliğini yapan Leyla kadınlara şöyle sesleniyor: Kadınlar kendilerini korumak için savaşmalı.

Fatma Şengül’ün sesi olalım

Evinin önünde öldürülen Fatma Şengül’ün kızından çağrı var: ‘Kadın katliamlarına sessiz kaldığımız her gün, daha çok eksileceğiz. 28 Ekim’de hep birlikte Fatma Şengül’ün sesi olalım.’

Emeğin ve direncin yürekli karıncası: Sennur Sezer

Sennur Sezer... Sesi, sözü, kalemi ve umutla sıkılı yumruğu ile hem meydanlarda, hem edebiyatta ter akıtmış bir sevgi işçisidir.

Ekmek ve Gül Eylül 2019 sayısı

“Ölmek istemiyoruz” çığlığı atmak zorunda kalmadığımız, yaşama dair neşemizi paylaştığımız günlere daha çok yaklaştığımız bir ay olsun!

O çığlıkta hepimizin ‘başka bir hayat özlemi’ var!

‘Ölmek istemiyoruz’ çığlında özetlenen başka bir hayat özlemi, dergimizdeki kadın hikayelerinin temel duygusu. Dergimiz, bu karanlık tablodan nasıl çıkacağımızı tartışan kadınların önerileriyle dolu.

Şiddetin yalnızca suretine değil esasına karşı da mücadele

Saldırıları püskürtürken, yalnızca kâğıt üstündeki haklarımıza sahip çıkmakla kalmayıp, bu hakları kullanabilmemizin somut koşullarına ilişkin de taleplerde bulunmamız gerekir.