Fabrikalarda şiddet ve taciz: Ses çıkarmak kolay değil, dayanışma olmazsa…
Fabrikalarda taciz alabildiğine yaygın, kadınlarsa borç yükü, işten atılma kaygısı, ‘adım çıkar’ korkusu ile karşı karşıya. Ama kadınların ses çıkarmasını sağlayan bir şey var: Dayanışma!

Pandemi boyunca işçiler hep çalıştı, çalıştırılmaya da devam ediyor. İşçi kadınların çalışma koşulları, pandeminin getirdiği zorluklarla beraber daha da ağırlaştı. Bizler, kadınlar üzerinden katlanarak artan şiddet, baskı ve sömürü karşısında birlikte hareket edebilmek için dernek faaliyetimizi hiç durdurmadık. Bazen çok bazen az kadınla dayanışmayı sürdürdük ama hep mücadele etmeye devam ettik. 

İşçi kadın gruplarıyla hem 25 Kasım süreci öncesinde hem de sonrasında pek çok buluşma gerçekleştirdik. Bu buluşmalardan ortaya çıkan tabloyu birazdan anlatacağım. Ama öncesinde fabrikalarda kadınların uğradığı mobbing ve taciz olaylarının nasıl geliştiğine dair birkaç örnek vermek isterim. Tacizin gölgesinde süregiden hayatlar demek yanlış olmaz herhalde.

‘BORCUN VAR, İŞTEN ATILIRSIN, SUS’

Bir metal fabrikasından Cemile uğradığı tacizi şöyle anlatıyor: “Bir ustabaşımız var. Çok ahlaksız biri, evli olmasına rağmen sürekli kadınlara sarkıntılık yapar. Kadınlar ise buna iki sebepten ötürü sesini çıkartmaktan korkar. Adımız çıkar ve işten atılırız korkusu. Ben de evli bir kadınım ve bana olsa kafasını kırarım diye düşünürdüm. Yemek molasına çıktığım bir gün bana sürtünerek yanımdan geçip taciz etti beni. O kadar bariz yaptık ki bu hareketi önce dondum kaldım. Sonra irkildim ama bir şey yapamadım. Eşime anlatmayı düşündüm ama başını derde sokar diye korktum ona da söyleyemedim. Sonra en yakın arkadaşıma anlattım. ‘Sus’ dedi bana, ‘Senin borcun çok. İşten atılırsın. En iyisi unut gitsin, aynısını bana da yapmıştı.’ Ama ben neye uğradığımın farkındayım ve hiç de unutmuyorum.”

‘O YAPMAMIŞTIR, SEN YAPMIŞSINDIR’ SONRASI İSTİFA

Sendikalı bir tekstil fabrikasında çalışıyor Fadime. Çalıştığı yerde iş arkadaşının tacizine uğruyor: “Baş temsilciye söyledim, temsilci ‘O yapmaz. Sen bir şey yapmış olabilir misin?’ dedi. Umut vermiş olabilirmişim gibi bir laf etti. Yani kısacası ‘Sen kuyruk sallamışsındır’ demeye getirdi. ‘Tamam, ben ilgileneceğim’ dedikten sonra, kenarda köşede erkeklerle fısır fısır konuşup bana bakıp gülmekten başka bir şey yapmadı. Ne yapacağımı bilemedim. O gün istifamı verdim.”

TACİZE SES ÇIKARANA TUTANAK

Leyla, bir depo işçisi: “Depolar genelde çok soğuk oluyor. Yazın bile uzun kollularla çalışıyoruz. Yemek molasından dönerken ‘Ay çok soğuk’ diye ellerimi ovuşturdum, yanımdan geçen bir erkek işçi ‘Gel seni ısıtayım’ dedi. Ben de sesimi yükselterek küfür ettim. Amir duydu, bana tutanak tuttu. Ben olup biteni anlattım ama onun sesini duymadıkları için bana inanmadılar. Eğer bir daha olursa Kod 29’dan işten atılacağım söylendi. Yeni bir iş bulmanın kolay olacağını bilsem bir dakika burada durmam.”

TACİZCİYİ KORUMA, KADINI KOD 29’LA TEHDİT ETME DÜZENİ

Gamze gece vardiyasında tacize uğramış. Çalıştığı makine arıza yapmış, ustasını çağırmış. Usta “Bunu nasıl bozdun?” demiş, Gamze de “Ben bozmadım, birden arıza verdi” deyince “Elin işte gözün oynaşta” demiş. Gamze, doğal olarak çok sinirlenmiş ve “Sen ne biçim konuşuyorsun” diyerek tepki göstermiş. Usta “Şaka yaptım kız” demiş. Gamze çok rahatsız olmuş. Dahası da var, anlatıyor: “Aynı ustanın bir başka kadına ‘Senin dudakların çok güzel. Öp öp bitmez’ dediğini kendi kulaklarımla duydum. Kadın çok kötü oldu, gitti tuvalette ağladı. Aslında biz sessiz kalmak istemedik ama bizi ahlaksızlıktan (yine Kod 29 korkusu) işten atarlar diye sustuk. Çünkü daha önce böyle bir olay yaşandı, kadını tazminatsız işten attılar. Taciz ustabaşılardan gelince genelde ustabaşılar korunuyor, olan yine kadınlara oluyor.”


‘BOŞANDIĞINI SÖYLEME, SENİ RAHAT BIRAKMAZLAR’

Nazlı da tekstilde çalışıyor. Pandeminin başlarında fabrika 2 ay kapanmış. Sonra yeniden çalışmaya başlamışlar. “Bu 2 ayda hepimizin borçları çok birikti. Hastalığı göze alarak çalışmaya başladık. İşçiler koronaya yakalandıkça sayımız azaldı, sayımız azaldıkça daha çok mesai yapmaya başladık. Neredeyse dinlenmeden işe gider hale geldik. Benimde iki çocuğum var, 3 yıl önce boşandım. Ama işyerinde kimse bilmez boşandığımı. Herkes eşimin şehir dışında çalıştığını sanıyor. İlk işe başladığımda üretim müdürü bana ‘Boşandığını sakın kimseye söyleme çünkü seni rahat bırakmazlar. Sürekli dedikodun olur, başın derde girer’ dediği için en yakın arkadaşım bile bilmez boşandığımı” diye anlatıyor hayatını.

Benzeri bir örnek yine sendikalı başka metal fabrikasında da yaşanıyor. Üretim müdürü olan kadın yöneticinin, boşanmış kadınlara genelde bu tür nasihatlerde bulunduğunu, bu ve benzeri olayların işçi kadınların çalışma alanlarının içinde var olduğunu ve devam ettiğini, işçi kadın buluşmalarımızda anlatıyor kadınlar.

TACİZE UĞRAYAN KADINA ÜCRETSİZ İZİN DAYATMASI

Sendikalı bir metal fabrikasında gece vardiyasında çalışan kadın işçiyi bir erkek işçi elle taciz ediyor. Kadının sinir krizi geçirmesi üzerine polise haber veriliyor ve kadın hastaneye kaldırılıyor. Bunun üzerine erkek işçi Kod 29’la işten atılıyor. Sonrasında ne mi oluyor? Taciz edilen kadın işçi ücretsiz izne gönderiliyor.

‘BİRLİK OLMAYINCA TACİZCİ KORUNUYOR’

Pandeminin bütün zorluklarına rağmen bu yaşanan sorunlara dair sözümüzü birlikte söylemek ve kadına yönelik şiddetin her türlüsüne birlikte karşı çıkmak, aynı zamanda bunun bir sistem sorunu olduğunu teşhir etmek için durmadık. Bazen bir toplantı, bazen bir basın açıklamasında, bazen günlük sohbetlerimizde, bazen de yazdığımız bildirileri pazar yerlerinde, fabrika önlerinde dağıtarak seslenip anlattık kadınlara. İşçi kadınların, evlerde ve dernekte yaptığımız buluşmalarda sıkça ifade ettikleri şey şu: “İşyerinde taciz sorununa karşı birlikte hareket edemeyince başımıza türlü olaylar geliyor. Pandemi bu anlamda işimizi çok zorlaştırdı ama en zor olanda taciz edenlerin korunuyor olması. Biz bu yaşananları teşhir etmek için iki kişi bile konuşamayız çünkü fabrikada hemen taciz edilen kadın için bir algı yaratılıyor” Bu ifadeler kadınların ifadeleri.

TACİZE KARŞI ÖRGÜTLÜ MÜCADELE

Elbette pandemi öncesinde de yaşanan örnekler var. Birlikte ses çıkartıldığında, taciz karşısında iş yavaşlatıldığında, sendika yada işyeri temsilcisi zorlandığında, tacizci erkeğin işten atılmasını sağlayan, hatta vazgeçmeyip dava açan işçi kadınlar biliyoruz. İşin bütün sırrı birlikte hareket edince güçlenmekte. Çıkardığımız sonuç ise bunun yol ve yöntemlerini, dışarıdan ve içeriden mücadele olanaklarını daha fazla artırmamız gerektiği.


ÖRGÜTLÜ TEŞHİR TACİZCİYİ MAHALLEDEN GÖNDERDİ
2020 yılında, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için düzenlediğimiz bir dizi etkinliğin yorgunluğunu daha atmadan yine adliye yollarındaydık. 10 Mart Cuma günü 14 yaşında bir çocuğun taciz davası için mahkemedeydik. Kendinden 20 yaş büyük komşusu tarafından taciz edilen bu çocuğun ailesi, hem çevre hem de tacizcinin baskısıyla davaya birkaç gün kala davayı geri çekmeye zorlanmış. Taciz edilen çocuğun ablası, ailenin komşusu olan bir öğretmenin iki aileyi barıştırmak ve durumu örtbas etmek için aileye baskı yapması üzerine bize ulaştı. Abla konunun böyle kapanıp gitmesine razı değildi. Bir şeyler yapmak gerektiğinin farkındaydı. Biz de aileyle dayanışma içine girdik. Önce “Arkamızda kimse olmadığı için, çocuğumuzun adı çıkar” diye korktuklarını ifade ettiler. Fakat kadınların desteğiyle ve birlikte hareket etmesiyle bunu başaracaklarına inandılar. Duruşmaya katıldık, tacizci tabii ki adaletli bir ceza almadı, ama en azından aklanamadı. Ailenin yalnız olmadığını görünce kılını bir daha kıpırdatamadı. Peki bu başka tacizcileri durdurdu mu? Hayır.
Aynı ailede, üç kuzene birden tacizde bulanan bir başka erkek kuzen de vardı ve daha önceki gibi aile ve akrabalar el birliğiyle gene olayın üstünü örtmeye çalışmış, fakat bu sefer genç kadınlardan biri susmayıp bu duruma karşı çıkmıştı. Pandemi yasaklarının başladığı bu süreçte taciz edilen kadınlardan biri bize ulaştı. Bu genç kadınların aralarında öğrenci olan da var işçi olan da. Dava açmak için ellerinde hiçbir delil olmadığını, olsa bile ailenin kesinlikle yanlarında durmayacağını söylediler. Taciz eden kişi esnaftı. Dernek yönetimimiz ve üyelerimizle birlikte düşünmeye başladık. Bu duruma örgütlü müdahale etmemiz lazımdı. Açıktan bir teşhir kadının hayatına mal olabilirdi. Kapalı gruplarımızdan kişinin kimliğini ifşa ettik. Kadınların bir saat içinde organize oluşu bu kişinin mahalleden gitmesini ve ailelerin hayatından tamamen çıkmasını sağladı. “Tacizci hayatının en büyük şokunu yaşadı” demek abartı olmaz. Bu olaydan aldığı cesaretle 2 kadın daha uğradıkları tacizden kurtulmak için bize başvurdu.

Görseller: Freepik, Birleşik Metal-İş Sendikası

İlgili haberler
Tacizciden ancak emekli olunca kurtuldum

Taşeron işçi olarak çalışan Serpil ve iş arkadaşları, uzun süre amirin taciz ve mobbingine maruz kal...

İş yerlerinde taciz: Anlatması zor, çözmesi örgütl...

Sağlık, büro, temizlik, belediye işçisi kadınlar iş yerlerinde karşılaştıkları tacizi anlatıyorlar....

ILO 190: İş yerinde şiddete karşı bir dayanak

ILO 190 iş yerinde şiddet ve taciz konusunda yazılmış en kapsamlı metin. Biliyoruz ki işyerlerinde d...