DERGİMİZDEN
Hayatımız hep bir şeylerden kısmakla geçti, artık çocuklarımızın beslenmesinden de kısmak zorunda kalıyoruz. Çünkü açlık sınırının altında yaşıyoruz. Bizim çocuklarımızın da hakkı sağlıklı beslenmek…
Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneğinin mayıs ayında başlattığı kampanya boyunca stantlarla, toplantı ve ziyaretlerle çalışma yürüten kadınlar bu talebin aciliyetini ortaya koruyor.
Devlet bütçesinden patronlara verilen paylar, iş eğitime gelince ne hikmetse olmuyor. Bunun yükünü çeken öğretmen, veli ve öğrencilerin yaşadıklarını Sultan Öğretmen anlatıyor...
Türkiye’nin her köşesinde beslenmesi yeterli olmayan okula beslenmesiz gelen binlerce çocuk var. Olmayan, olduramayan, iki gün koysa üç gün beslenme koyamayan binlerce ev var bu ülkede…
‘Bakım yükünü bu kadar ağırlaştıran mekanizmalar yeniden düzenlenmeli. Kreşler artırılmalı, küçük çocuğu olan anneler yöneticilerin iki dudağının arasındaki günlük keyfi tutumlara bırakılmamalı.’
İzmir’de büyük bir hastanede temizlik işçisi olan kadın, çevresindeki işçilerin okul açılmasına günler kala artan kaygılarını anlatıyor...
‘Maddi durumu olmayan çocuklar evden bile beslenme götüremezken okulda nasıl para verip öğlen yemeği yiyecek? Tek maaşlı ebeveynler nasıl gelecek verecek evlatlarına?’
Çocuklarıma çikolata almamak için onlarla markete girmekten kaçınır oldum. En ucuz zincir marketlerde bile bir defter 40 liradan başlıyor. Ne yapalım, çocuklarımızı devletin yurtlarına mı terk edelim?
Adana’da yoksul ailelerin kız çocuklarının geldiği bir meslek lisesinde öğretmenlik yapan Berrin Hoca anlatıyor: Geçim derdi kız çocuklarının eğitim hakkını nasıl etkiledi?
Üniversite hayalleriyle başka bir dünyanın kapılarını aralama heyecanı yaşaması gereken gençler üniversite kapısından daha girmeden sorun silsilesine boğuluyor.
19. Gençlik Yaz Kampında kadınlar hayatlarında, okullarında yaşadıkları sorunları tartıştı, çözüm bulma arayışına girdi. Çalgılı çengili bol dayanışmalı yedi gün umut verdi.
Biz de isyan edeceğiz vay be…
“Enflasyona ne kadar zam yapılırsa bize de o kadar zam yapılacak. Ama şu an en az 15 bin lira olması lazım. Paranın hükmü hiç mi olmaz arkadaşlar? Kış çetin geçecek...”
Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinde Sağlık-İş üyesi kadın işçiler toplu iş sözleşmesi taslağını hep birlikte yazma ve TİS taslağında taleplerinin nasıl yer aldığını anlatıyor.
Sağlık iş kolundaki yetki tespit süreci devam ederken bu alanda çalışan kadın sağlık işçileri ile hem yetkili sendika hakkındaki görüşlerini hem de nasıl bir sendika olması gerektiğini konuştuk.
Belediye işçisi kadınlara 3 yıllık toplu iş sözleşmesi imzalanırken talepleri sorulmamış. “Nasıl bir toplu sözleşme olsun isterdiniz?” sorusunu yönelttik kadın işçilere. İşte kadınların cevapları…
Ayşe bir işçi disipliniyle gelip gidiyor alana. “Hakkımızı alana kadar bitmeyecek nöbetimiz” sözünü pelesenk etmiş diline.
‘2015’te ödenmeyen nafakalar için açtığım dava hâlâ devam ediyor. Çocuğun ihtiyaçlarına bekle mi diyeceğim?’
Fabrikada aynı vardiyada çalıştığı bir erkek işçinin tacizine, eski eşinin de şiddetine uğrayan kadın işçi susmadı. Kadınlar da ona destek oldu. Ama fabrika yönetimi gerekeni yapmadı…
Ayşe’nin maceralarından süzülen bu yazı dizisini kadınların duygularını, isteklerini, beklentilerini korkmadan özgürce ifade etmesinin ayıp ya da günah olmadığını vurgulamak için yazmaya başladık.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.